"Sinir" uçları açık

Tartışmasız!

Ki öyle.

Travmatik, bir seçim süreci yaşadık.

Gergin.

Kavgacı.

Kırılgan.

Suçlayıcı ve "akla ziyan" ittifaklar!

Hepsi tarihsel ilkleri barındırdı.

***

 

Siyasi rakip mi,

Fikri, karşıt mı,

Kapital mi,

Sosyal hayat anlayışı mı?

Dil mi..

Din mi, mezhep mi fark etmiyor.

Önemli değil.

Varsa yoksa "hükümeti" alaşağı etmek.

***

Tek hedef.

Tek düşünce.

Operasyonel faaliyetin ana noktası.

Yekûnuyla; Erdoğan'a "kan" kaybettirmek.

Başarısızlıkla, "tasfiye" etmek!

Yani, karışıklık üzerine kaos üretebilmek.

Ve tabi ki, "çözüm sürecini" akamete uğratmak!

Barış değil, savaş olsun!

***

Sandık öncesi!

Bir dizi kumpas kuruldu.

Oslo görüşmelerinin kesintiye uğratılması.

Gezi Parkı eylemleri.

17 Aralık.

25 Aralık.

Yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük operasyonu.

Yargıda.

Kolluk kuvvetlerinde.

Enva-i hile ve desise icra edilmek istendi.

***

Ülkelerini ateşe atabilmeyi bile göze aldılar.

En mahrem bilgiler peşkeş edildi.

Tabeler.

Montajlar.

Ses kayıtlarıyla, "sosyal medya" özgürlüğü adıyla servis edildi.

Velhasıl, binlerce "inlik" vücuda getirildi.

Ama başarılamadı.

***

Öyle ki;

Ne "Paralel" yapının haşhaşiliği.

Ne küresel sermayenin işbirliği.

Ne de, Ortadoğu politikasına "diş bileyenler?"

Muktedir olamadılar.

Zaten olmaları da mümkün değildi.

***

Türkiye.

Demokrasi dışı içtihatlara artık "şerbetli".

Darbeleri.

İhtilalleri.

Muhtıraları.

28 Şubatçı zihniyeti.

Tanıyor, biliyor kime hizmet ettiğinin farkında?

***

Hele ki, Kürtler!

Tüm bu karanlık yapının "en ağır" faturasını ödeyen.

Cumhuriyetten önce.

Cumhuriyetten sonra.

Olup-bitenler noktasında; "taraf" olmadı.

Süreci iyi okuyan kesimin başında geldi.

Öcalan'ın mesajları.

Ve çözüme yönelik "samimiyet" duruşu.

Aslında, birçok yapıyı daha vücuda gelmeden etkisizleştirdi.

***

Yoksa!

Düşünün; Güneydoğu'da sokaklar "Geziye" odaklansaydı.

17 Aralık.

Ve sonrasındakilerle; "gerilim" çatışmaya dönüşseydi.

Türkiye.

Bugün ne seçimi konuşurdu.

Ne de siyasi istikrara halkın verdiği destek.

Çok daha, "vahim" durumdan söz edilirdi.

***

Dikkat edin.

Seçim öncesi, "yapamadıklarını" sandıkta yapmak istediler.

"İşbirliği operasyonu" yaratıldı.

Bunu da başaramadılar, mayaları tutmadı.

Nitekim "ittifak kuvvetleri" seçimin mağlubu oldular.

Hem de tarihi yenilgiyle.

Kim zaferle çıktı.

AK Parti.

Ve BDP seçimin, iki kazananı oldu.

***

Tabiri caizse!

Hem Batı'da,

Hem Güneydoğu'da her hamleye karşı halk bir Osmanlı şamarı indirdi.

Demokrasi dışı oluşumlara "geçit" yok diye?

Halk her şeyin farkında!

Kimin ne mal olduğunu, kime hizmet ettiğini biliyor artık.

CHP'nin de,

MHP'nin de,

Paralel yapının da.

***

Onun için de diyor ki;

Dünün düşmanları, bugünün "kankaları" oluyorsa.

Ya da, dünün dostları "haşhaşiler" olmuşsa…

Dindar.

Ateist "kol kola" girmişse!

Perinçek saf değiştirmişse.

Kılıçdaroğlu Gülen'le "hoşbeşse".

Demek ki; burada "bir hinlik" söz konusudur.

***

Evet.

Bunda, bir keramet vardır.

Sebebi de; "kirli menfaattir."

Vesayettir.

İşte bunu millet gördüğü içindir ki, "siyasi istikrarda" karar kıldı.

Yüzde 45'in üzerinde, "oy verdi" Ak Partiye.

Dile kolay, 8 seçimde, 8'inde galibi ol.

Hem de, bir önceki oy oranını artırarak.

 

***

Güneydoğu'da!

BDP'ye "tam yetki" verdi.

8 İl'den 11'e çıkardı.

Her ne kadar, Ağrı henüz kesin değilse de.

Belediye sayısını 102'ye çıkardı.

Oy oranı da arttı.

***

Diyeceğim şudur ki.

"Muhteris çırpınışlar" mevcut istikrar karşısında artık, netice vermiyor!

Onun için, normale dönelim!

Pek çok, "iş ve işler" var.

Öncelikle,

Çözüm sürecinin "yasal zemine" oturtulması gerekir…

***

Seçimden çıkalı bir hafta oldu.

Hala; "seçimin" gerilimi sokakta provoke ediliyor.

Güneydoğu!

Hele ki, Ankara.

Hal-i hazırda, "huzursuz".

O nedenle; "el çabukluğu" gerektiği gibi hızlı adımlar atılmalı!

***

Bölge için diyorum.

Ağrı'daki hal.

Ceylanpınar'daki yasak!

Bunlar gidişatı hiçte halis bırakmıyor.

Maazallah.

Küçük bir kıvılcım, "çok büyük yangına" neden olabilir?

Yeni bir kaos "an itibariyle kapıda!"

Lice'deki yol kapatma eylemi.

Ucuz atlatıldı.

Çıkabilecek muhtemel bir olay telafisi mümkün, sürece neden olabilir di?

***

Evet..

Seçim..

Hilelerle "sandık" kazanılmaz.

Olsa olsa hak gaspı olur.

Ki o da, yeni "kaotik" ortamlar yaratır.

Yeter artık..

***

Dün!

Ağrı' da Sırrı Sakık ve Ak Parti adayı Hasan Arslan.

Birlikte!

Kamera karşısına geçip "seçimin iptalini" istediler.

1 Haziran'da "yenilensin!" .

Doğrusu; "bölgenin huzur ve güveni" açısından olumlu bir tabloydu.

Her ne kadar; "kaç kez sayım" yapıldıysa.

Kazanan BDP görünüyorsa.

"10 oyla" kazan deniliyorsa da.

"Tartışmalı seçimin"  son bulması açısından atılan adım; Demokrasi açısından önemliydi.

***

Onun için.

Yüksek Seçim Kurulu "tez karar" vermeli...

AK Parti.

Ve özellikle BDP.

Bir an evvel, "sokağa geren" bulutları "sağduyulu" mesajlarla dağıtmalı.

Demokrasi adına,

Barış süreci adına,

Türkiye’nin yarınları adına ittifak içerisinde "olabilecek" belayı bertaraf etmeli.

Çünkü, "sinir" uçları açık.

Yarayı kaşıyan var!

Kanama her an için, an meselesi.