SOSYAL BİLİMLER LİSESİ!
Doğrusu;
"Acizlik" denilen vurdumduymazlığı ben hep "birey" üzerinde düşünürdüm.
Yani Kişiye özgürdür; "aciz" olan.
Çünkü
İnsanlara özgüdür "beceriksizlik ve güçsüzlük".
Meğer
Salt biz "insanları" ağına alan bir yaşam karakteri değilmiş.
Bunun bir de;
"Kurumlar" ölçeği varmış. Ki buna da artık; "Kurumsal Acizlik" diyoruz.
Diyeceksiniz ki;
Kurumları işleten de; insanlar!
Çarkı döndüren de; onlar!
Yine onlardan sirayet etmiştir; "acizlik."
Bireyden kurumsal düzeye terfi etmiştir.
Bu düşüncenin "haklı" yönü yok değil, var.
Hem de çok var.
* * *
Ama ne var ki;
Kurumun "genelinde" bu hastalık ihtiva ediyorsa; demek ki "bireyden" gelişen değil.
Demek ki; kurumsal bir "vurdumduymazlık" bağımlılığı hâsıl olmuş.
Neden?
Kurumsal bir "acizlik" ifadesine kafa yorduğumu merak etmişsinizdir?
"Bu işin içinde bir bit yeniği var" diye!
Doğrusu öyle!
Sanırım sizler de; bir kaç gündür gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan haberlerden dolayı "vakıfsınızdır".
Şu;
Diyarbakır Sosyal Bilimler Lisesi’nin "rezaletler" zincirine sahip durumunu.
Bakınız!
Türkiye'de; 26 İl'de ilk kez bu öğretim yılında kurulan Lise!
Anadolu ve Fen Liselerinin bir nevi "Sözel" bölümü.
Tabi;
Bu okula her isteyen kayıt yaptıramadığı gibi; gidemez de.
Mutlaka SBS’de "üstün" bir puan alması gerekir ki; gidebilsin.
Bu okulun;
Diyarbakır'da "kurulması" ve eğitim-öğretim vermesi gerçekten kent için bir lütuf.
Ne var ki;
"Acizlik" ihtiva eden kurumsal yapılar nedeniyle bu "lütuf" maalesef "lütufsuzlaştı".
* * *
Şöyle ki;
Diyarbakır başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında; SBS’de başarı gösteren öğrenci aileleri.
Bu yıl ilk kez açılan; Sosyal Bilimler Lisesine kayıt yaptırmak için seferber oldu.
Diyarbakır da öyle.
Ki Diyarbakır'ın puan derecesi diğer 26 İl'in de üzerinde.
Neyse!
Aileler ve öğrenciler kılavuz eşliğinde "internet" üzerinden kayıt yaptırdılar.
Sonra;
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından "kayıt" yaptıran öğrencilerin ailelerine mektup gönderildi.
Çocuklarınız;
Diyarbakır'ımızın güzide ve tarihi öneme sahip Ziya Gökalp Lisesi'nden alınan bir bölümünde "öğrenim" görecekleri bildirildi.
Pazartesi gününe kadar; her şey yolunda görünüyordu.
Ama ne var ki;
Okullar açıldı, ders zili çalınca; "rezaletler" zinciri ve "acizliğin" vehameti gün ışığına çıktı.
Diyarbakır'daki ve diğer illerden gelen; onlarca öğrenci ve veli "sükutû hayale" uğradı.
* * *
Tabiri caizle "rezillikleri" şöyle sıralayabiliriz.
Mesela;
Okulun devasa bir tabelası var.
Ancak okul'un kendisi yok!
Öğrenciler kapı önünde, lakin sınıf yok.
Ha Okul'un müdürü var, ne hazindir ki atanmış öğretmen yok!
Ve hepsinin özetiyle;
Sosyal Bilimler Lisesinde hafta başından buyana "Eğitim" yok!
İşte böylesi bir durum!
Bilemiyorum;
Yarın bu öğrenciler için "Boykotçu" öğrenciler denilirse şaşmayın.
Neyse; işin esprisi!
Tabi;
Rezalet bunla sınırlı değil.
Her gün "okul" önüne giden öğrenci ve ailelerine kimsenin "neler oluyor?" sorusuna cevap vermeyişi.
Tabiri caizse; "kimsede tık" yok.
Ha bir de;
Bizim birinci sayfalarımızdan indirmediğimiz haberlere karşı konuşan da yok.
* * *
Ne?
Sosyal Bilimler Lisesi'nin idarecileri.
Ne?
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Yetkilileri.
Ne?
İl Milli Eğitim Müdürlüğü.
Ve ne de;
Diyarbakır İl Valiliği.
"Ne olumlu, ne olumsuz" bir yanıt vermedikleri gibi; bilgilendirme de yok.
Bir velinin telefonda ilettiği gibi;
"Bu çocukların psikolojisi bozuldu.
Herkes korku içerisinde; "ya okul" açılmazsa. O zaman bizim bir yılımız boşa gidecek?"
Yazık beyler yazık!
Yazık kurumlar yazık!
Acizliğin, beceriksizliğin ve güçsüzlüğün bu kadarına da pes!
Bir iş bu kadar "derin bir acziyet" ihtiva eder!
* * *
Dün sordum;
Ülkenin diğer 26 ilinde Sosyal Bilimler liselerinin "akıbeti" nedir diye?
Hiç birinde sorun yok!
Bilakis;
Hepsi için "yeni bina, yeni sınıf ve yeni araç-gereç" tedarik edilmiş.
El üstünde!
Peki bizde!
İşte o hepinizin malumudur; nerelerde gezdiği.
Çünkü; bizde var olanı koruyamıyoruz.
Yenisini nasıl inşa edip, sorumluluk alabiliriz ki?
Boşuna dememişler;
"Acizlik" vurdumduymazlıktan gelir..
Eee buna harcanacak para da olmadığına göre; soran da olmaz!