SÖZ OKURUN BUGÜN!
Galiba; bir hayli uzun zaman oldu.
Bir kaç ay diyebiliriz
Sizleri "buraya" konuk etmeyişimiz.
Yani, "söz okurun" diyemeyişimiz epey oldu.
Öncelikle "özür" beyanında bulanalım.
Kısmet bugüne!
***
Ancak bize de hak verirsiniz?
Çünkü şu son günlerdeki olup-bitenler "baş döndürür" mahiyette.
Olağanüstü bir dönem geçiriyoruz.
Kazanımlar "erozyona" uğruyor.
Yani tahribatların fırtınasıyla; ülke ve millet sarsılıyor.
Hiç bir şey; "doğru bir mecrada" işlemiyor.
***
Baksanıza!
Ulusal meselemizde bile; "tıkandık" durduk.
Çözüm süreci.
Hal-i hazırda "taraflar" bir birine salvo yapıyor.
Şartlar-curtlar havada uçuşuyor.
En barizi de; "meseleye" kim halis bakıyor, bulanıklığı.
Kumpas üzerine kumpas!
Siyasi mekanizma; "sokak kavgası" üretiyor.
Sınırda "savaş" içerde kavga.
***
Yasama. Yürütme ve Yargı desen hak getire.
Eskiye "dönüş" misali, "husumet" içerisinde.
Devlet kurumlarında; Yağma-talan almış başını gidiyor.
Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet.
Adam kayırma; "ihale peşkeşçiliği" o biçim.
Kıyıları mı, Ormanları mı, "talan" adan edene.
***
Yoksulluk, işsizlik, almış başını gidiyor.
Fakrü zaruret diz boyu.
Ne kamu güvenliği, ne vatandaş güvenliği kalmış değil.
Hak, hukuk, adalet yok.
Hırsızlar, dolandırıcılar, üçkâğıtçılar "cirit" atıyor.
Gasp, soygun almış başını gidiyor.
Vatandaşı "sömüren sömürene"
Sadece bir zümre "zevk-ü sefa" içerisinde.
***
Uyuşturucu.
Fuhuş.
Gayri ahlaki oluşturulan nizamlar.
Velhasıl; "yaşamın" her alanı kendisine özgü "paralel bir yapı" oluşturmuş.
Dün çete diyorduk.
Bugün artık; "paralel yapı" diyoruz.
***
İşte, sevgili okurlar tüm bu girift yapı yüzünden bir türlü; "hasb-i hal" etme fırsatı bulamadık.
Baksanıza, bize ayrılan yerin yarısını bile doldurduk, daha konuşamadık.
Çünkü derin ve kozmik bir süreç işliyor.
Ki saydıklarımızdan da; hepimiz muzdarip ve mağduruz.
***
Neyse, diyerek, söz sizde diyelim.
Birçok mail var?
Kimi şikâyete dayalı,
Kimi öneri,
Kimi de, mevcudiyeti sorguluyor?
İşte bu nüanslar içerisinde; bir kaçını buraya almak istiyorum.
Tabi ki, aynı mevzuuyla alakalı birçok "e-mailler" olduğu için, ayıkladık.
***
LÜTFEN YAŞLILARA SAYGI!
Ömer Bey.
Emekliyim. 72 yaşındayım. Toplu taşıma araçlarında, yaşlıya-büyüğe saygı diye mevhum kalmamış. Ne, yolcularda ne de, araç sürücülerinde. Geçen gün yazmıştınız, Yaşlı ve Engellilerin şikâyeti üzerine 190 toplu taşıma aracına Belediye ceza kesmiş diye.
İyi güzel de.
Keyfi uygulama halen devam ediyor; demek ki ceza caydırıcı değil.
***
İndir-bindir duraklarında; halk otobüs-minibüsleri özellikle "engellileri" almıyor.
Belediye Ulaşım Daire Başkanlığı; "denetim" ekibiyle, kontrolleri sıklaştırırsa, soruna kısm-i çözüm bulunur.
Ofis ve Koşuyolu güzergâhındaki araçlar; keyfiyet içerisinde.
Bazı sürücüler; trafik kuralı tanımıyor. Ani hız ve fren yaparak, insanlar birbirine ezdiriliyor. İnsana ve yaşlılara biraz saygı.
(Hamdullah Barut)
GAZİ CADDESİ ÇÖPLÜK
Bu caddemiz, Suriçi şehrin kalbi ve tarihi dokusunu içeriyor. Ama gel görün; "çöplükten" geçilmiyor. Trafik akışı deseniz, burası tam bir keşmekeşlik içerisindedir.
Bakın sabahın ilk saatlerinde, insanı ferahlatan bir görüntü var. Ama öğlene doğru hele ki, akşam saatleri geldi mi; aman Allah’ım. Siz gazetecilerin ifadesiyle; "Arap saçı."
***
Kâğıt çöp artıkları havada uçuşuyor. Esnaf mı, işportacı mı, kim burada ticaret yapıyor belli değil. Bu artıklık kimin, meçhul. Belediyenin bil borlarda uyarısı vardı; "uzaylılar mı, bu şehri kirletiyor?" diye. Aslında Diyarbakır için, utanç verici. Ama bir utanç verici durum da, Belediyelerimizde.
***
Ne olur, belli saatlerde, bir saat ya da iki saatte bir gezgin "temizlik elemanları" caddede, çöp toplasın. Artıkları temizlesin?
Gazi caddesi kadar, Melikahmet Caddesi de aynı, rezalet yaşanıyor. Belediye Melikahmetteki caddelerde, "otopark" ücreti alıyor. Aldığı bu paradan bir miktarını, bu bölgenin temizliğine, dizaynına ayırırsa ne olur?
***
Suriçi açık hava müzesi diyorsunuz. Lütfen bir daha bunu söylemeyin, çünkü Suriçi enva-i tahribatın merkezidir, köy gibidir.
Kapkaç, hırsızlık gasp olayları da fazla. Zaten polis, bölgeye giremiyor.
Caddeler değil ama sokaklar, kurtarılmış bölge ilan edilmiş. Bunu da ilgililer bilsin.
(Zeki Bitkin)
***
KARAYOLLARI NE YAPIYOR?
Selam Ömer Bey.
Geçen hafta köşenizde, gazetenizde yazmıştınız, Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü'nün, Elazığ yolunun Seyrantepe kısmındaki, sorumsuzluğunu.
Genç bir lise öğrencisi kızımızın hayatına mal oldu, bu sorumsuzluk.
***
Benim dikkatimi çekiyor, Karayolları İl Özel İdare'nin mevkiinde, Yeni Öğretmen evinin karşısı. DSİ'den, şehre doğru gelirken. Bu bölgede; "yol daraltmasına" gidiyor neden?
Kaldırımları alabildiğine genişletiyor, ama yolu daraltıyor.
Birçok kişiye anlattım görenlerin hepsi bana hak verdi. Karayollarını aradım, kimse tenezzül edip nedenini anlatmadı. Belki bu yazım üzerine daha işin başındayken, bu hata görülür ya da bizim için hata olarak görülen mevzuuya açıklık getirilir.
Bir de, bu bölgede hala elektrik direklerindeki lambalar yanmıyor. Her yer zifiri karanlık.
(Ayşegül)
DİCLE EDAŞ
Biliyoruz; sizin için de, "gına" getirdi, Dicle EDAŞ'ın rezaletleri.
Ama olsun, yine de yazıyorum.
İnşallah sesimiz olursunuz, çünkü ben lise son sınıf öğrencisiyim.
Ailemin de ekonomi durumu düşük.
Dershaneye gidemiyorum. Onun için, evde ders çalışıyorum. Ama elektrik olunca.
***
Ömer abi. Allah rızası için, bu mesajımı köşenize alın belki EDAŞ'ın yetkilileri insafa gelir de, Şehitlik Ben-ü Sen bölgesindeki elektrik kesintilerine son verir.
Biliyorum diyecekler ki, "kaçak elektrik" kullanılıyor. Doğru, kullanılıyor. Ama denetlesinler, bunu yapmıyorlar elektrikleri kesiyorlar.
Yeter artık elektrikleri kesmesinler. Gece dersimi çalışayım.
(Şehmus Baytekin)
***
Evet, bugünkü "Söz okurun" mesajları bunlar.
Pek tabi ki, daha buraya alacağımız çok mesaj var.
Bugün; "birbirine" benzer konulardan seçme yaparak, aldım.
Ha buarada; "Kamu Hastaneleriyle" alakalı gelen üç e-mail var.
Özellikle "akçeli" işlerle, kimlerin nasıl meşguliyet içerisinde olduklarına ilişkin.
Bunları da, "teyit" sonrasında, mülahazaya açacağım.
Çünkü çok vahim; "iddialar" söz konusu!
Bugünlük bu kadar diyelim.
***
BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM
Bu akşam, saat 22.00'de, canlı yayınla ekranlarınızda.
Uzay ve Söz TV’nin ortak yayınıyla.
Konuklarım;
AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akın.
Kürdistan Özgürlük Partisi Başkanı Mustafa Özçelik.
Ve
CHP Diyarbakır Eski Milletvekili Av. Mesut Değer.
Ortadoğu'nun,
Türkiye'nin ve Bölgenin "en sıcak konu başlıkları" tartışılacak.
Sizleri de; soru ve önerilerinizle "katkı sunmaya" davet ediyoruz.
İyi seyirler.