Sunay'ın ölümü ihmal mi?
Sunay Önay...
37 yaşında.
Üç çocuk annesi, genç bir kadın.
Diyarbakırlı.
Eş dolaysıyla, Hatay'da ikamet ediyor.
Bir hafta önce;
"Yaz tatili" münasebetiyle, Diyarbakır'a geldi.
Okullar,
Tatil olunca, eş de izinli.
Doğal olarak;
İlk durak, "aile büyüklerinin" yani baba evi!
***
Önay,
Bir süredir karnındaki "kistten" dolayı rahatsız!
Acılar.
Ve şişkinlik, nedeniyle rahatsızlığı ilerleyince çare aramış.
Aile fertleri ve komşular önermişler;
Bağlar İlçe merkezinde, adını ilçe'den alan özel Hastaneyi.
İyi bakıyorlar.
Şu doktor çok iyi diye; O da gitmiş.
***
Bahsedilen;
Hekime giderek muayene olmuş.
Tetkik.
Ve teşhis sonucunda, "ameliyata" karar verilmiş.
Karnındaki;
"Kitle" alınırsa, "acılar" durur, rahatsızlık da biter diye.
Ne var ki;
Hesaba katılmayan bir hastalık var Suna Önay'da.
O da;
Ender vuku bulan "Panik atak" hastası.
Bunu,
Hekimine ve yetkililere iletmiş.
***
Hatta aile fertleri dahi; bilgilendirmiş.
Önay Panik atak!
Ameliyat,
"Lokal anestezi’yle" yapılırsa ciddi tehlikeler olabilir anlamında.
Ancak,
Bu "tehlike" bilinmesine rağmen, "lokal anesteziyle" ameliyat yapıldı.
Tam da,
Neşterin vurulduğu esnada, "Panik atak" hastalığı devreye girdi.
Genç kadın;
Ameliyatın ilk on dakikasında "kalp krizi" geçiriyor.
***
Ameliyathanede,
Bir süreliğine "kalp" duruyor.
Müdahale,
Suni Teneffüs derken, cihaz zoruyla "kalp" çalıştırılıyor.
Ancak;
Durum bir hayli ciddi olduğu için, hastane sevk yapıyor.
Tam teşekküllü;
Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne.
Talihsizlik,
Ve ihmal genç kadının yakasını bırakmadığı için, "yolda" vefat ediyor.
***
Dün bu haberi manşetten verdik;
"Özel Hastanede Skandal Ölüm".
Hafta sonu,
Olması münasebetiyle, "ilgili" kurumlar malum tatil.
O nedenle,
Yetkililerden "pek hadiseyle alakalı" ses çıkmadı.
Soran da,
Arayan da, nedir diyen de olmadı?
Bakalım;
Bugün, haftanın ilk mesai gününde "meseleden" haberdar olacak olanlar ne diyecek?
***
Doğrusu,
Kimin ne diyeceği, pek önem arz etmiyor.
Derler ya;
"Ölen öldü, acılar ölenlerin yakınlarına kaldı?"
Acı verici bir vaka.
Öksüz, üç çocuk.
Gözü yaşlı bir eş.
Yüreği yanık, bir aile.
***
Önay'ın,
Kardeşi Necmettin Bayrak, kameralara konuşuyor.
Ve ciddi bir iddiada bulunuyor.
Diyor ki;
Kız Kardeşim doktorları uyardı.
Ben Panik atak hastasıyım.
Çok korkuyorum.
Ne olur bana genel "anestezi" uygulayın. Yoksa ben çok fenalaşırım."
Bu uyarılara,
Kimse aldırış etmediğini öne süren Bayrak, iddialarını şöyle sürdürdü:
"Kız kardeşim hasta sedyesinden bile kaçmaya çalıştı..."
***
Bu iddiayla;
Üç çocuk annesi Suna'nın ölüme gidişi "bile bile" olmuş!
Bayrak, devam ediyor iddiasına.
"Ama doktorlar, korkma bu çok basit bir ameliyat. Uzun sürmez. Lokal anestezi ile hemen kitleyi alırız dediler.
Yarım saat sonra; kalbi durdu haberi geldi."
***
Evet,
Ailenin iddiası ve basit bir ameliyatla, sonuçlanan ölüm.
Vahim,
Ve bir o kadar da, "düşündürücü" gelişmeleri içeriyor.
Aile,
Meseleyi yargıya ve muhatapları hakkında "suç duyurusunda" bulanarak, cezalandırmada, ısrarlı.
***
Önay'ın eşi Cuma Önay!
15 yıllık evli eşi için gözyaşı dökerken;
"O çok iyi bir insandı. Öldüğüne "inanmıyorum"
Ve ekliyor;
'Göz göre göre eşimi ölüme götürdüler. Davacıyım. Adalete güveniyorum. Sonuna kadar bu işin peşini bırakmayacağım.
***
Elbette ki,
Varsa bir kusur "adalet nezdinde" ceza görmeli hesap sormalı.
Buarada,
Hastane'den henüz resmi bir açıklama yok.
Sadece denilen;
Vakayla ilgili "soruşturma" başlatılmış.
***
Peki,
Gelelim, "Panik Atak" hastalığının ne olduğuna?
Bilimsel,
Yönde hastalığın teşhis ve tarifi şöyle!
Panik atak;
Endişe, korku, (ölüm korkusu gibi) sıkıntı duygularını içinde bulunduran, nöbetler şeklinde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.
Psikolojik sorunlarla ya da bazı hastalıklarla birlikte görülebilir.
Hasta ani bir nöbette tamamen korku içindedir.
Öleceğini, kalbinde bir sorun olduğunu, kalp krizi geçireceğini düşünür.
Atak 10 dakika içinde en şiddetli halini alır."
***
Belirtileri nedir derseniz?
O'nu da,
Uzman 13 başlık altında, ifade ediyorlar.
*Çarpıntı, kalbin sert ve fırlayacakmış gibi atması,
*Terleme (ateş basması, üşüme),
*Titreme,
*Nefes almada güçlük, boğulma korkusu, tıkanma,
*Baş dönmesi, bayılacağını düşünme,
*Bulantı, geğirme, karın ağrısı çekme,
*Nefesi kesilmek, aldığı havanın yetmediğini düşünerek derin nefes alma,
*Göğüs sıkışması, ağrı,
*Kendini hissedememe, kendine yabancılaşma, algılama güçlüğü (depersonalizasyon),
*Çevrenin gerçek olmadığını düşünme (derealizasyon),
*Ölmekten korkmak,
*Çıldıracağını düşünmek, başkasına zarar verme korkusu,
*Vücutta uyuşma, karıncalanma.
***
Eee.
Böylesi, aleni belirtiye sahip olan "Panik Atak" hastası.
Karnındaki,
"Kitle"nin alınması için, "lokal anestezi" ile mi ameliyat yapılır.
Yoksa
Ailenin ısrarla vurguladığı "genel anestezi" ile mi, ameliyat yapılır.
Galiba;
İkinci şık olması gerekir ki.
Tüm hekimlerin; "hem fikir" olduğu bir tespit!
Göreceğiz,
Ameliyatı yapan hekimin gerekçesini,
Ve pek tabi ki, yargıya intikal eden davanın bilirkişi ve mahkeme kararı.
***
Ama her şeye rağmen!
Diyebiliriz ki;
Sapa-sağlam genç bir kadın, "göz göre göre" ölüme gitti.
Üç çocuk öksüz.
Ve gözü yaşlı eş ve aile!
Ölene Allah'tan rahmet,
Yakınlarına da başsağlığı dilerken, bu tür "sağlıktaki skandal ölümler" bir daha yaşanmasın!
Son olsun.