TEMAYÜL KURNAZLIĞI!
48 saattir..
Ne telefonlarım "susuyor?"
Ne de Sosyal medya üzerinden gelen; "sorular" bitiyor..
Okur merakı..
Sordukları soru şu; Diyarakır "Temayül" sonuçları, size ulaştı..
Delegelerin oyları..
Ve Aday adaylarının "aldığı" oy sonuçları..
Sizler tarafından; "nasıl" okunuyor?
Garip bir hal yok mu?
Ve daha birçok sıralanan soru içerikli mevzu iğnesi…
***
Müdavim okurlar hatırlar…
Diyarbakır temayülü için…
Şu ifadeyi kullanmıştım…
"Al gülüm, ver gülüm" mahiyetli "danışıklı dövüş var diye!
Bu nedenle; "sonuçlar" muteber değil.
Ki bu yazım üzerine.
Parti merkezince "bilgilendirildim, düşüncemi de sordular?"
Dedikleri şuydu…
Temayül bir "ön seçim" değil.
Ön değerlendirme; yani teşkilat "ilişkisini" ölçmek…
****
Temayül sıralamasına bakarsak…
Alınan oylar…
Ve isimler…
Gerek, Ankara'da bulunan Milletvekilleri,
Gerek, mevcut Diyarbakır milletvekilleri…
Kapital destekli…
Oluşan güçle; "yönlendirme" tercihleri hemen göze çarpıyor…
***
Şöyle ki;
İlk yirmi beşteki isimler…
40'a dair gelirseniz.
Daha açık ifadeyle; "ön sıralardaki" sayıda olanlar..
Eğitim ve öğretimi bırakın…
Ya da, "kapital" gücü, feodaliteyi…
Teşkilat "oylarının" blok bir şekilde nasıl "kullanıldığı" bariz bir şekilde kendini ortaya koyuyor.
Bu aday adaylarına bakıldığında;
İlçe teşkilatlarından "kiminin eşi, kimin kardeşi, kiminin de aynı soyadını" taşıdığını görüyoruz.
Bu da haliyle; oyların "blok" şekilde tercih edildiğini gösteriyor…
***
Amma velâkin; blok "tercih" çok derin hesapları da ihraz ediyor…
Şöyle ki;
Kimi; "yeniden" var olma, kimi ise var olmaya bir de bakanlık ekleme gayretinde.
Nasıl olsa; Diyarbakır'a bir bakanlık verilecek…
Ağabey de bin görünsem; "güçlü ve potansiyelli" diye..
Tercih ve söz sahibi olarak…
Nitekim "isimlerin" peş peşe geliş şekli de bu kurguyu, ele veriyor zaten…
Yani, en büyük hesaplar 7 Haziran sonrasına münhasır aslında!!!.
***
Aday şeceresine bakıldığında…
Ne ilginçtir ki…
"Siyasal düşünce" ikilemi de, söz konusu.
MHP mi, CHP mi, DEP mi?
Ya 28 Şubatçılar…
Velhasıl, bu "siyasi ahlak yozlaşmasına", ne yazık ki "torpil" çirkefliğiyle, "itibar" kazandırılıyor.
***
Temayül'de "sıfır" çekenler de var…
Tek bir oy dahi almayan…
Ama!
AK Parti'de "hiç tabanı" olmayan…
Sorsanız!
AK Parti il ve ilçe teşkilatları "nerdedir" bilemeyenler…
Maalesef; "hatırı sayılır" oy almalarını görmek de pes dedirtiyor…
***
Anlayacağınız!
Siyasetin,
Ve kullanılan argümanların bu denli "çirkinleştiği" ortamda!
Ankara'daki, "hatırı sayılırların" kurgusu…
Parti kurmaylarının da; "kanmasıyla" oluşacak tablo…
Şimdiden ifade edeyim!
"Gelen gideni aratır” misali memleketin ve Diyarbakır'ın geleceği bir kez daha; "kurban" edilmiş olunacak…
***
AK Parti merkezine hatırlatmada bulunarak…
Kısacası…
Onların; "nasıl bir aday" profili gerekliliği noktasındaki kriterlerini hatırlatarak…
Siz ne istiyordunuz?
Eğitimli,
Meslek kariyerli,
Düşünen, ifade edebilen,
Temsiliyet,
Tanınmışlık,
Güven, şeffaf ve samimiyet,
Siyasi duruş…
Teşkilat diyalogu…
Ve AK Parti'yi neden tercih ettiği hakkaniyeti…
***
Evet…
AK Parti tüm bu kriterlere sadık kalacak mı?
Göreceğiz…
Neyse; dün itibariyle "mülakat" evresi de bitti.
Bugünden itibaren de elekte kalanlar "ara komisyon" tarafından analiz edilecek…
22 Mart'ta kadar…
Yani 2 bine yakın aday adayı "değerlendirme" masasında…
***
Anlayacağınız...
Temayül yoklamasının sonuçları…
Alt ve ara komisyonların değerlendirmeleri…
Nihai sonuç için, Davutoğlu başkanlığında oluşacak üst kurula sunulacak.
Milletvekili seçimi aday listeleriyle ilgili nihai çalışmayı da bu üst kurul yürütecek.
***
Sonuç itibariyle…
Diyeceğimiz şudur;
Siyaset.
Ve siyasette var olma gayreti; herkesin hakkıdır.
Amma velâkin siyaset herkesin "haddi ve harcı" olmadığının da bilinmesi gerekir.
Peki, sizce!
***
ANKETLER, HDP İÇİN NE DİYOR?
7 Haziran'ın "en kritik" sorusu.
Galiba sandık gününe kadar da, ikmal edilecek.
Nitekim!.
Her ortamın; "siyasi" mülühazadaki öncü soruların başını çekiyor..
Soru şu..
Meclis..
Aritmetik noktada; 3'lü mü, yoksa 4 partiden mi oluşacak?
Yani; HDP barajı aşacak mı?
***
Doğrusu!..
Bir önceki yazımda fikrimi-tahminimi ifade etmiştim.
Yeniden, zikredersek.
HDP..
Antidemokratik "seçim barajını" yıkacak, yüzde 10'a ulaşmayı becerecek.
Tahminim şu.
Sandıktan, yüzde 11 ila 12 arasında "bir sonuç" sağlayacak..
***
Zaten!..
Son dönemlerdeki "anketlerde" aşağı yukarı doğrular sonuçları gösteriyor.
Kimi; sınırda diyor..
Kimi, bir puan daha var, diyor..
Tabi; şirketler biraz da "politize" olmuşluktan anket talebinde bulunanı; "öne" çıkardığı için pek salih değil.
Altta kim var; "önem" teşkil etmez, onlar için..
***
Konsesüs..
Murat Sarı ne diyor?
Mevcut durumda HDP’nin barajı aşmak için sınırda olduğunu söyleyebiliriz.
Şu anda kesin olarak olarak aştığını ya da altında kaldığını söylemek mümkün değil.
Son çalışmalarımızda oyun yüzde 7-10 arasında olduğunu söyleyebiliriz.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partinin aldığı oy, iyi bir gösterge değil."
Sarı..
Herkesin hem fikir olduğu; "Batı'da HDP CHP'den oy alacak" tespitine zıt..
Ona göre..
"Ben bunu görmüyorum…"
Yurtdışı oylarının, HDP'nın "barajı aşmasında" öncü rol alabileceğini; ihtimal olarak gösteriyor.
***
Peki..
Bakalım konsensüsün son araştırma sonuçlarına..
Yüzde 3 "oynama" ihtamilli anket..
Hangi parti ne alıyor?..
AK Parti %45-48
CHP %25-28
MHP %14-17
HDP %7-10
***
MetroPoll Araştırma..
Özer Sencar..
Sencar'a göre; "HDP’nin durumu tam olarak sınırda!
Yani hem geçebilir hem de geçemeyebilir?
Kararsızlar..
Sonuca etki edecek "oranda" diyor, Sencar..
Son iki anket..
Kararsızlar dağıtıldıktan sonra HDP’nin oyları yüzde 9,3-9,8 arasında olduğu görülüyor.
***
Ancak!
Sencar son sözünde; "kanaat" ifade ederken..
"Ben barajı geçeceği kanaatindeyim.."
Bu düşüncesini..
"İktidardan hoşnut olmayan ve muhalefetten de umduğunu bulamayan kesimleri" hatırlatarak aktarıyor..
Yani; bu kesimden "HDP’ye ciddi eğilim var..!
Bir sinyal de veriyor..
Özellikle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "seçim sürecinde" ortaya koyacağı duruş..
Sencar..
"Tam bir siyaset ustası olarak Erdoğan'ın bütün siyasi zekasını, HDP’yi yüzde 10’un altında tutmak için kullanacağını düşünüyorum!"
***
Gelirsek;
MetroPoll’ün son araştırma sonuçlarına..
AK Parti "geride"..
CHP oy artırımında,
MHP'nin potansiyel koruduğu,
HDP'nin de, "sınırda" olduğunu gösteriyor..
Yüzdelik şöyle..
AK Parti %43
CHP %27
MHP %16,5
HDP %9,8
***
Peki, Konda'ya göre durum hasıl?
Bekir Ağırdır..
Ona göre; HDP'nin şansı yüksek..
Çünkü, üç aydır "Mecliste"..
Seçmen de..
Türkiye medyası da; "HDP'yi konuşuyor?"
Yani, gündem HDP..
Bu da haliyle; partinin "lehine" işliyor..
***
Ağır'dır'ın yorumu şöyle..
Algıyı yıkarsa!
Türkiye’nin geri kalanından oy alabilir.
Kategorik olarak “HDP’ye oy vermem” diyenlerde bile son dönemde bir sempatinin olduğunu görüyoruz.
Örneğin son güvenlik yasasının öyle ya da böyle geri çekilmesinde HDP’nin oynadığı rol önemli etki yarattı.
Ancak ülkenin geri kalanındakilerin zihinlerinde HDP’nin bir Kürt partisi olup olmadığı yönündeki fikri çözülmenin gerçekleşmesi gerekiyor.
Bunun için de 20 gün içinde başlayacak kampanyalar etkili olacak.
Bu kampanyalar sonucunda durum netleşecek.
***
Konda "kararsızları" öne çıkarmadan; HDP'nin engeli aştığını söylüyor..
Ki araştırmalarda yüzde 2-2,5 hata payı olduğu düşünüldüğünde seçim sonucu, barajın hem altına hem üstüne doğru evrilebilir.
Yani önemli bir nokda; "Meclis 4'lü Partili" olacak..
***
ANAR..
Ona göre; HDP "baraja" çakılıyor.
Geçmez..
Gerekcesi; "farklı" mevzuları ikmak ediyorsa da.
Hükümet'e "yakınlık" noktasında..
"Tarafgirliği" söz konusu, diyebiliriz "Anket sonuçları" için.
***
Peki, son anketin verileri ne?
AK Parti: Yüzde 47-49
CHP: Yüzde 23-25
MHP: Yüzde 13-15
HDP: Yüzde 7-8
***
Sonuç itibariyle..
4 farklı anket.
Ama; ortak buluşturan nokta HDP'nin "kararsızları" kapması.
Bir de..
Hükümete..
Ve muhalefetin "pısırık" haline.
Özellikle de; CHP'daki "istikrarsızlığa"..
Siyasi bindirmeyle; HDP "kabus" olarak görülen yüzde 10 barajını aşabilir..
***
Çözüm süreci..
Kandil'in..
İmralı'dan gelecek olan 21 Mart Newroz mesajı..
Ve; HDP'nin "aday" profili.
Miting meydanlarındaki "siyasi" söylemleri..
Hepsi yekün vaziyette; "Barışın" dilini "güçlendiren" uslüpla Türkiye'nin sathına yayarsa tarihsel bir sonuç alması çok uzak bir ihtimal değil.
Yeter ki; "şiddet" körüklenmesin..
Sokaklar terörize edilmesin; "Barış dili" cümlelerden uzak tutulmasın.
Yazarın Önceki Yazıları