UCUBE YAPILAR VE SAMİMİYET
Halka mal olmuş bir deyim var.
Sıkça da telaffuz edilir.
Olup biten herhangi bir mevzu için kullanılır.
Denir ki;
Eğriye eğri, doğruya doğru demek gerekir.
Aynen de öyle olmalı.
***
Ama bir de, şu hakkaniyet vardır?
Onu da biz buradan dillendirelim.
Ya doğru ile eğriliğin içerisindeki eğrilik ve doğruluklar?
Onlar "gözardı edilir mi?"
Edilmemeli.
Yani eğrinin içerisindeki "doğruyu da" görmeliyiz.
Doğru'nun içerisindeki "eğriliği de" söylemeliyiz.
***
Evet, birçok kez buradan dillendirdim.
Yazı konusu edildiği gibi, Gazete manşetlere de taşıdı.
Şu; Kırklar Dağı faciası.
Ve son olarak tartışılan "Dicle Vadi" projesi!
Dün, bu konuyla alakalı iki farklı "ses" yükseldi.
Biri; AK Parti cephesinden.
Diğeri, HDP'nin cephesinden.
***
Altan Tan.
Bahse konu iki mevzuuyu "meclis" gündemine taşıdı.
Tan diyor ki;
Dicle Vadisi "yapılaşmaya" açıldığı söyleniyor.
Halkın tepkisi var.
STK'lar, "yerel medya" dillendiriyor.
Bir de, Kırklar dağı'ndaki yapılaşma!
***
"Buraların;
İmarı ve İmar uygulamaları ile sorunları.
Anayasanın;
95'inci, İç tüzüğün ise 104 ve 105 maddesi gereğince "Meclis Araştırması" açılmasını arz ederim." diyor.
Sonuç ne olur bilmem?
Ak Parti hükümeti meclis çoğunluğuyla "evet" der mi?
Yoksa "başka işimiz mi" yok diyecek mi?
Onu zaman içerisinde göreceğiz!
***
Ama Tan'ı tebrik etmek gerekir.
Çünkü Kırklar Dağı'ndaki "imar" faciası.
Orada inşa edilen "devasa" binaların, müsebbibi kendi partisi.
Kenti partisine mensup; "dönemin" yerel yönetimi o kararı verdi.
Bu noktada, "eğri oturup, doğru konuşmak" bu olsa gerek.
Tabi ki, "doğru'nun içerisinde" bir de eğrilik var.
***
O'nu da ben buradan tamamlayayım!
Araştırma önergesine;
Bir de Fiskaya'daki "ucube" yapıyı da ekleseydi.
Deseydi ki, Dicle Vadisi'ni kapsayan!
Büyükşehir Belediyesi,
Karacadağ Kalkınma Ajansı ve
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nın "üçlü" işbirliğiyle milyonlar harcanarak, "tarihsel" dokuya bu tahribat yapılır mıydı?
Yapıldıktan sonra, peşkeş edilir miydi?
Ve bugün, orası bir kafe olarak işletmeye açılır mıydı?
***
İşletme ruhsatını kim verdi?
Kaç yıllığına, "belediyeden" orası kimlere kiralandı?
Oranın, "yapım şartnamesinde" özel sektöre ticari işletme olarak, devredilebilinir hükmü var mı?
İşte bunları da bir sorabilseydi.
***
Gelelim, Cuma İçten'e!
İçten, Dicle Vadi projesini "kendine" göre masum görüyor.
Diyor ki;
"O bölgede "sosyal" alanlar oluşturulacak?
Ancak Belediye "konut" yapılacağı algısını ve imajını vermeye çalışıyor."
Bu beyanına bir de; "şart" yüklüyor İçten.
***
Tabi, projenin devreye girmesi.
Sonrasındaki, "siyasi gelişmeler" ömre vefa verir mi, bilmem.
Ama diyor ki; Dicle Vadisinin etrafına konut yapılırsa "ertesi gün istifa etmeye hazırım."
İçten'in bir çıkışı daha var.
"O da, Hevsel Bahçesinin "yukarısında" yükselen otelle alakalı.
Diyor ki; "Buna izin veren kim?"
***
İçten, İçkale ve çevresindeki metruk yapılara da sözü getiriyor.
Buralar için de;
"Sur ilçesi içinde kentsel dönüşüm başlattık, yeni uydu kentler yaptı. Hz. Süleyman'ın çevresindeki kentsel dönüşüm için anahtarları teslim etmemize ve para yatırmamıza rağmen ev boşaltmalar ve molozların kaldırılması belediye tarafından engellenmektedir."
İçten son sözünde, İçme suyuna da değiniyor.
Ha bir de, DİSKİ'ye göndermesi var.
Diyor ki; "Diyarbakır en pahallı suyu içiyor?"
***
Ne diyelim!
Siyasi çıkışlar ve eğriler içerisindeki doğrular.
Doğrular içerisindeki; "eğrilikler?"
Bakalım, muhataplar mevzulara ne diyecek?
Birşeyler derlerse; onu da buradan paylaşırız.
Ama İçten ve Tan'ı tebrik etmek istiyorum.
***
Tebrik, nedenim de şu.
Nihayet "fikirler de, zikirler de" zıt olsa Şehrin, "asıl mevzularına" milletvekilleri yöneldi?
Doğru veya yanlış, "önemli" değil.
Bir noktada; buluşup "sorgulama" yapmaları, beni sevindirdi.
Keşke farklı "politik" hadiselerle meşgul olmayıp.
Bugün keşke yapılmaması gereken, durumları "önceden" görüp, tartışma mevzusu edebilseydiler.
Belki bu yaşadığımız ve söylediklerimiz, konu edilmezdi!
***
ZİNCİRİYE MEDRESESİ!
Hey, muhataplar!
Her kim ve hangi kurum iseniz, benim için önemli değil.
Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü mü?
Vakıflar Bölge Müdürlüğü mü-?
İşi yüklenen, müteahhit firma mı?
İş Makinesinin operatörü mü?
Veyahut Zinciriye Medresesi’nin sorumluları mı?
Her ne iseniz, kim iseniz?
***
Yahu, Allah aşkına!
Kentsel dönüşüm diye; "Suriçine" nasıl iş makinesini sokarsanız?
Buralar "sit alanı" değil miydi?
Buradaki yıkımlar; "insan gücüyle" yapılmayacak mıydı?
Bas bas, bağırıyordunuz, "buralara" iş makinesi sokulmayacak?
***
Hatta ilk kazma vurulurken dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a "vekiller poz verip" şöyle dememiş miydi?
"Efendim!
Diyarbakır Sur ilçesindeki Kentsel dönüşüm startını aldı.
Ulu Cami ve çevresi; "çarpık" yapıdan kurtulacak.
Bu iş "iş makineleriyle" değil, insan gücüyle yapılacak." diye?
Nerde bu dedikleriniz?
Hepsi, "palavraymış, hepsi kamuflajmış?" demek!
***
Buyrun işte!
Zinciriye Medresesi'ni vurdunuz?
İş makineleri, "engel tanımaz" zihniyetle binalara yıkarken, burayı da kısmen yıktı?
Duvarlar devrildi. Yapılarda çatlaklık oluştu.
Tonozlar ortaya çıktı.
Ki burası daha geçen yıldı, "milyonlarca" lira harcanarak restore edildi.
Bilahare; "siyasi" organizasyonla, birileri himayesine aldı.
Yani, neresinden bakarsanız arıza-i bir durum.
***
Sormak istiyorum.
O bölgedeki yıkımlar; "insan gücüyle" olması gerekmiyor muydu?
Yıkımlar esnasında; Vakıflar ve Anıtlar Kurulu’ndan görevli olması lazım değil miydi?
Mimar ve Mühendisler neden yoktu?
Bir iş makinesi operatörüne "yıkım" yetkisi nasıl verilebilinir?
Deyin bakalım, cevabınız nedir?
***
Eee.
Diyeceksiniz ki, Keçi Burcu’nda da benzer durum yapılmadı mı?
Islak zemin için o bölgeye iş makineleri sokulup, "tarihi yapı" yerle bir edilmedi mi?
Kim ne dedi, kimden hesap soruldu?
Hiç kimseden?
Velhasıl diyeceğim şudur ki;
Kadim şehir ciddi bir sahipsizlik içerisinde debelenip duruyor.
Gelen vuruyor, giden vuruyor?
***
BÜYÜKTİMUR'la GÜNDEM.
…Ve bugün, Salı.
Kimse'ye randevu vermiyorsunuz.
Saat 22.00'de, ekranlarınıza konuğuz.
Uzay ve Söz TV’nin ortak canla yayınlarıyla.
Konu başlıklarımız; "gündemin en sıcak" mevzuları.
Konuklarım;
Abdullah Demirbaş,
Fesih Bozan,
Alattin Parlak
Ve Dr. Murat Koç.
Şimdiden hayırlı seyirler, soru ve önerilerinizi bekliyorum!