VATANDAŞI DİNLEYİN!

Söz'e peşin ifadeyle girelim.

Şöyle ki;            

"Newroz'la alakalı" fikri beyanımızı; "yarın" yaparız.

Günün anlamı.

Toplumsal beklenti.

Ve Öcalan'ın "barışa" odaklı mesajının "hassasiyetini."

İşte tüm bunları; "sizlerle konuşacağız."

Ama bugün değil; yarın!

***

Bugün.

Söz'ün "manşet" haberine odaklanacağız!

Vatandaşın.

STK temsilcilerinin; "sesini" duymak üzere!

Biz duyduk ve duyuruyoruz!

Bakalım.

7 Haziran "yarışçılarının" liderleri duyacak mı?

Yani, Parti Genel Başkanları.

***

Biraz açalım mevzuyu!

Vatandaş ne diyor?

Diyor ki.

"Has Diyarbakırlı istiyoruz."

Ne demek bu?

Denilen şu;

Her seçim döneminde.

Her aday belirlemede; "yapılan" yanlışlıklar tekerrür etmesin.

***

Nitekim geçmişte çok yapıldı.

İthal.

Çantacı.

Tepeden inme; "adaylarla" seçmen kendinden küstürüldü.

Artık istenilmiyor.

Çünkü

Ne partiye, ne de seçim bölgesine.

Ve ne de; 'seçmene" bir hayır getirmediği gibi başarılarının da "esamisi" yok.

***

AK Parti'den örnek verirsek.

Üç dönemdir; "iktidarda?"

Dördüncü dönem için de; "tartışılmaz" görünüyor.

Diyarbakır'ı "temsil noktasındaki" vekiller.

Bir iki isim dışında.

Ne seçmen nezdinde "karşılığı" var ve oldu?

Ne de, Diyarbakır'a artı bir katkısı oldu?

***

İtirazı olan.

Ve katkıları var diyen varsa; buyur desin!

Çünkü yok.

Bugün; bölgeden, Diyarbakır'dan AK Parti'ye "oy varsa."

Bunun yüzde 85’i ki doksan da diyebiliriz.

Oylar; "Partinin lideri ve kendisine ait?"

***

Tıpkı;

HDP'nin geldiği "siyasi akımda" ortaya konulan, adaylar gibi!

Onlar da.

Diyarbakır'daki "seçmenin" sesini duymadığı gibi.

Diyarbakırlıyı.

Öne çıkaran, "şans veren" seçmene sunan, bir strateji ortaya koymadı.

***

Yani anlayacağınız!

Gerek AK Parti,

Gerek HDP olsun bu dönem için; "geçmişin" hatasını yaşatmamalı.

Seçmenin huzuruna.

Hem partileri için,

Hem taşıdıkları misyon için,

Hem de "seçim markacı" açısından; Öz be öz Diyarbakırlıları "listelerinde" aday göstermeliler.

***

Özellikle de.

Toplumda karşılığı olan,

Sorunları bilen,

Kültürel,

Sosyal,

Ekonomik,

Ve tabi ki siyasi mevzulara "vakıf" olmuş/özümsenmiş "isimler" olmalı.

***

 

Dün yazıyı kaleme alırken; Ankara'dan haber aldım.

AK Parti cephesinden.

Ara komisyon'a, 30'un üzerinden isim, sunulmuş.

Mevcut, eski "vekillerden" 6.

Temayül'de, "hile" yapmadıklarına kanı getiren 4.

Mülakat.

Anketler ve referanslar, bir de aday adayının "özgeçmişi".

Ayıklamasıyla; 22.

Yani toplam 32 isim "şuan için" ara komisyonda.

***

Lakin "mevzuu" ettiğimiz!

"Hasso Diyarbekirli" isteğinde; liste arıza-i durum gösteriyor.

Onun için.

Diyarbakır'dan yükselen bu sese; "Ara komisyon ve Başbakan Davutoğlu" iyi kulak vermeli.

Hele ki, HDP baraj için "var gücüyle" alan hâkimiyeti sağlamaya çalışıyorsa!

Bu dönem; "parti ve lider kadar adayın da" seçmen nezdinde karşılığı elzemdir.

Bir oy bir oydur.

***

HDP de "aday adayı" ayıklanmasına başlayacak.

Şuana kadar; 129 aday adayı başvurusu var.

Önceki gece;

İl Başkanı Ömer Önen konuğumdu.

Bu mevzuyu da, kendisiyle "istişare" ettik.

Hassasiyetin.

Ve Kriterin "ölçeği" babında.

Olumlu cevap aldığımı söyleyebilirim.

Ama listeyi görmeden de, kesin kanıya varmamak gerekir.

***

İsterseniz!

"Hasso, Diyarbekirli istiyoruz" çığlığından bir iki mesaj verelim.

Kim ne diyor?

Alican Ebedinoğlu.

Diyor ki; "4 yıldır, göremediğimiz Milletvekilleri var."

Peki, İmam Taşçıer ne diyor.

 "Bazı milletvekillerinin isimlerini bile bilmiyorum,"

Adem Özcaner.

"Adayın dini değerlerle barışık olması gerekiyor."

Mehmet Kaya ise; "Siyasi partiler adaylarını halka sormaları lazım." diyor.

***

Kısacası.

Diyarbekir diyor ki;

Hey partiler.

Hey parti liderleri.

Yeter artık; "lider sultası vesayetçi siyaset anlayışınız."

Bu kez; "bizlerin" sesini duyun.

Demokrasinin de, gereği bu ise.

***

O zaman;

İthal, çantacı, efendimci, tepeden inme adayları önümüze çıkarmayın.

Bizden "birilerini" çıkarın ki; "güldürse de, ağlatsa da" evladımızdır diyebilelim.

Yoksa.

İşte bu yoksa "sandıkta" size çok şey söyletir.

Bedeli ağır olarak.