Ya Sıkıyönetim ve Olağanüstü Halin hesabı?
Şükür...
Ebette ki; şükürler olsun.
Demokrasi,
İnsan Hakları,
Hukukun üstünlüğü,
Ve Çağdaş "demokratik" devlet ve yönetim anlayışı için.
Hakikattir;
Geçmişin "tahribatından" ve müsebbiplerinden "hesap" sormak.
Güzeldir.
Duygu "paydaşı", milli samimiyettir, bu rüzgârın getirisi.
***
Evet,
Darbelerle "hesaplaşmak".
Ki bu darbe;
12 Eylül Askeri darbesi ise.
Nesli,
Dünüyle, bugünüyle "tar-ü mar" eden ise ki öyledir!
Bir milattır;
Hesaplaşmak, sorgulamak, "yargı" önüne çıkarabilmek.
Tabi.
El hak olan; "adımın" samimiyet ihtiva etmesidir.
Göstermelik.
Ya da, "dostlar alış-verişte" görsün olmamalı.
***
Aksi zihniyetle;
Bu ikmali Kenan Evren'e ve Tahsin Şahinkaya'ya "bırakmak".
Onları,
Sanık sandalyesine oturmak, "arpa boyu" kadar, mesafe aldırmaz.
Sadece;
"Siz niye darbe yaptınız" sorusuyla, sonlandırmak.
Pek,
Ama pek, "muteber" bir hal-i vaziyet olmayacağı gibi, "ders-i ibret" kimliği de almaz.
***
Malum;
12 Eylül sadece O güne münhasır değil.
Çünkü öncesi de, sonrası da ve tabi ki "berisi de" var!
Dal-budak sahibi.
Tabiri caizse;
Darbenin hayat buluşuyla icra ettiği kendi tanımlamasında vaka bir "ahtapot" gibidir.
Çok kolludur.
***
Ki,
Görünen köy kılavuz istemez misali.
Diyebilirim ki;
Bu ahtapotun kollarından olan "yapılar" hala da, güç noktasında.
Her ne kadar;
Üzerinden 32 yıl geçmiş ise. Çeyrek asrı devirmiş ise de.
Hala ama hala o kurumlar,
Kurullar ve icra ettikleri ürünlerle "toplum ve ülke nizamı" üzerinde, sirayeti kâmildirler.
Cirit atıyorlar.
***
Eğer;
Cumhuriyet'in kuruluşundan "bu yana",
Etkin kimlikleri;
Yok, sayan "inkârcı" politika ve yasa üretilmişse!
Kürtler.
"Kart-kurt" adıyla, tanımlanarak "yok" sayılmaya çalışılmışsa.
Ve 12 Eylül'le,
Bu "tavan yapmışsa", ki öyledir.
PKK'yı,
Bölgedeki "çatışma atmosferini",
Diyarbakır
5 Nolu Cezaevindeki "insanlık dışı" zulüm, işkence ve baskılar "yaratmışsa".
Binlerce katledilen.
Onbinlerce hapis yatan.
Yüz binlerce, sürgün yaşayan.
Milyonlarca, "yurt dışı" kaçağı olan varsa ki var.
***
O zaman;
Nerde 12 Eylül'ün "ötesi ve sonrası".
Daha berisi;
Sıkıyönetim sonrası, "Olağanüstü Hal".
Sadece;
Bu dönemin bilânçosuna bakın.
17 bin faili meçhul,
Cinayet, yaralama ve yargısız infaz.
45 bine yakın,
Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Alevi- Suni.
Asker, Polis, Korucu, Sivil ve PKK'lı.
4 bine yakın,
Köy yakılıp-yıkıldı, bir milyonun üzerinde insan geç etti.
Maddi kayıp;
Ki bugünkü hesapla 300 milyar doları civarında.
Velhasıl;
Maddi ve manevi "kaybı" telafisiz, bir fatura!
***
Onun;
Derim ki, "meseleye" şükür getiriyorsak!
Bu önemsizleşmesine;
Neden ve etken değildir, bir adım ötesi de gerek.
Bu minvalde;
Ne Kenan Evren, ne Tahsin Şahinkaya'nın "yargılanması" yetmez.
12 Eylül'ün,
Tüm dallarıyla, anlayacağınız "ahtapot" yapısıyla, hesaplaşmalı.
Öncesi ve sonrası, bir de berisi diyerek.
***
Eğer;
Kürt sorunun çözümünü istiyorsak.
Demokrasiyi,
İnsan Haklarını,
Hukuku,
Ve çağdaşlığı "özgürleştirmek" istiyorsak.
Ki istediğimizi;
Dilimizden düşürmüyoruz, " o zaman".
Hem siyasi,
Hem adli,
Hem milli bir "hakikat-ı manzume" ikmaliyle; "sorgulamak, soruşturmak ve hesaplaşmak" gerekir.
Aksi takdirde;
Mevzu "çamurdan" öteye gitmez, cıvık halinden de kurtulmaz.