YANDAŞLIK!.. AMA KİME YANDAŞLIK..!

Ne yazık ve hazindir ki; korkunç bir taassup kimliğine dönüştü şu yandaşlık denilen illet!!.. Eğer ki, sen bir cephede, tarafta, bulunuyorsan.. Karşıdaki her kim olursa olsun, bulunduğu cephe, yandaşlık tamamen, hain ve hasımdır.. En vahimi de, bunun üzerinden vatan ve millet adına, hainlik libasının giydirilmesidir..

***

Bugün, siyasi arena bu kör taassubun ateşiyle körüklenerek, virane ediliyor!.. İster iktidar, ister muhalefet fark edilmeksizin!.. Lideriniz, partiliniz ve de siz neyi söylüyor, savunuyor, ya da icra ediyorsa sorgusuz, sualsiz biat ederek, cansiperane koruyup, kollayan kesiliyor!.. Karşı çıkan ise sanırsınız ki, ata, baba, ana düşmanı!..”

***

Son yıllarda eli kalem tutan, konuşma mahirliği bulunan, fikri ve zikrini günün konjonktürüne göre moda edebilen!.. Kimi aydın, kimi gazeteci, kimi akademisyen, siyasetçi!.. Ünvan gözetilmeksizin, yandaşlık konumlamasıyla, olup-biteni irdeliyor!.. Hele ki, kendi içlerindeki sansür tavizsiz radikalizme sahip!.. Sapan, enva-i töhmetle infaz edilir..

***

İki tarafın hanesinde yürümeyen ise, bertaraf olmakta!.. Vay sen misin, muhalefeti eleştirmeyen, vay sen misin iktidara karşı duruş sergilemeyen!.. Vahşi bir mahalle baskısıyla, sen niye katılmıyorsun diye sorguya, hesap verdirten sandalyeye çıkarılıyor!.. Ağzını açtın mı, hakikati söyledin mi, hakikat sana mı kalmış dercesine, ya kodes, ya da tu kaka!..

***

Üretilen bu şuursuz iklim bizi sizden eder hale geldi!.. Yandaşlık körüğüyle oluşturulan hizipleşme, kutuplaşma, ötekileştirme bağımlılığı, tüm ulvi değerleri bugün bakıyoruz ki, yok etmiş durumda.. Komşuyu komşuya, esnafı müşteriye, müşterisi mahalle bakkalına, ticarete sınıfsallığa, hısım değil, kanlı bıçaklı misali hasım kesilmiş vaziyette!..

***

Aynı kaldırımda, aynı sokakta, aynı mahallede, aynı parkta bile oturmaktan, gezinmekten, görünmekten, imtina ediliyor.. Komşuluk mu, arkadaşlık mı, dostluk mu, akrabalık mı?!.. Öylesine cani bir yandaşlık taassubu ki, aile içerisinde, eşler, çocuklar, anneler, babalar, evlatlar siyasi ve ideolojik kutuplaşmayla, bir arada yaşayamaz hale geldi..

***

Sanmıyorum ki, ülkenin ve milletin tarihinde hiç de böylesi canilik üreten bir bölünmüşlük girdabı, yaşanmış!.. Beni en çok ürküten ve dehşete düşüren de, tüm bu sinir uçlarını” ateşleyen adına yandaşlık denilen kutuplaşmanın, bilerek, tasarlanarak, kasten yapılıyor olması!.. Ve bunun baş müsebbipleri de maalesef siyasilerimiz, seçilmişlerimiz!..

***

Kimse doğrunun, gerçeğin, hakikatin, dürüstlüğün, şerefin, haysiyetin, namusun, inancın, imanın, kutsal ve ulvi değerlerin, peşinde değil.. Yamyamca, sınıflandırma var.. O vatan sevdalısı sen hain.. O müslüman, sen gavur.. O dürüst, sen sahtekar.. O şerefli, sen şerefsiz.. O barışçıl, sen savaşçı.. O milliyetçi, sen bölücü..

***

Ve tüm bu toplumsal yıkıma neden olan eylem ve söylemlerin miıbardarlarına baktığınızda, demokrasiden, insan haklarından, özgürlükten eşitlikten, birlik ve dirlikten dem vurarak, mangalda kül bırakmıyor.. İktidarı da, muhalefeti de.. Ahlakı da, adabı da, takan yok!.. Varsa kendi üstünlük ve egemenlikleri..

***

İşte son örnek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde patlak veren hadiseler zinciri.. Ekrem İmamoğlu’yla birlikte, tutuklananlara dair, yapılan suçlamalar!.. Çift yönlü, yargısız infaz var.. Bir kesim azılı suçlu diyor.. Bir kesim masum ve mağdur diyor.. Kimse, hakikat nedir demiyor.. Ve çifte cepheleşmeyle birbirimize kırdırılır haldeyiz!..

**

Beni ve biliyorum ki toplumun sağduyu, itidalı elde bırakmayan hakikatin tarafında bulunan herkes, yandaşlık haramisi kesilenlerin, oyununa gençlerin dahil olması!.. Onları, enva-i sinsi ve şeytani hesapları, oyunlara, alet edip, şiddet sarmalı yaratmaları!.. Üzen ve korkutan budur..

***

CHP NE YAPMAK İSTİYOR?..

Öyle görünüyor ki, ne yaptıklarının farkında değiller?!.. Vahim bir handikap içerisinde psikolojik bir travma egemen, ruh hallerinde!.. Hem kendilerinde, hem de toplumsal yönde travma yaratıcı, hadiseler zincirini körüklemektedirler.. Lider ya da parti kadrosu, sözcüsü, kitleleri peşinde koşturan her kim ise!!!.? Bilaistisna itidali terk etmiş.. Soğukkanlılığını yitirmiş.. Sağduyusunu devre dışı bırakmış, sorumluluk ilkesinden sıyrılmış vaziyetteler.. Marjinal birer militan  anlayışıyla, ortamı ateşe veriyor!?.

***

Nitekim son bir haftadır, görüyor ve şahit oluyoruz!.. İstanbul, Ankara ve İzmir şirazesinden çıkmış, kontrolsüz gruplar yüzünden, sokak çatışmaları yaşanıyor.. Polisle çatışır hale geldikleri gibi yakıp yıkmaktadırlar.. Küfürler, hakaretler, ahlaki tüm değerleri yok sayan, alçak, ahlaksız ve onursuzluğun dibini gösteren, eylemler zinciri, öfke seli hasımlık ateşini fena şekilde körükleyen saldırılar!.. Yaşananlar nereye kadar dedirtiyor?

***

Hele ki, son olarak milli ve yerli Türkiye’nin kendi öz malına karşı akıl kilitlenmesiyle boykot çağrısında bulunulması!.. İşte bu söylem ve eylemler hal-i hazırda “ayağa keser” olarak, kendini konumlandırıyor.. Nitekim, sokak eylemlerinin ilk günlerinde, bir mağduriyet fikriyatıyla, CHP’ye destek vaki idi.. Ama bugün, kep düştü, kel göründü misali yaşananlar o desteği geri çekti..

***

Kendilerinde suç işleme imtiyazı gören ve dünyanın başka hiçbir yerinde benzeri bulunmayan bir sahte seçkinciler topluluğu halinde hareket ettiklerinin farkına varıldı.. Ciddi ciddi suçu savunuyorlar ve kendilerine hukukun uygulanmaması ayrıcalığıyla yalanı besleyen oldukları görülüyor..

***

Hatta şunu net ifade edebilirim!.. İlk anda tüm muhalefeti yanında gören CHP’nin şirazesinden çıkış hali AK Parti'ye kazanım olarak döndü.. Ahali bunlar şimdi böyle, ya iktidar olurlarsa, bize, ülkeye neler yapmazlar der hale getirdi.. Partiye dönüşler başladı.. Küsen kitleler, emekliler dahil bugün duygu değişimi içerisinde bulunuyor.. Yandaşlık ve kutuplaşma muhalefete yaraması gerekirken, kendi etti kendi buldu sözüyle, ibre iktidara yöneldi?.

 ***

DAHA BÜYÜK TURP MU?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Bayram tatilini 9 güne çıkarmanın müjdesini verirken, altı çizili o heybedeki turp tanımını yeniledi.. Dedi ki; Heybede daha büyük turplar var.. Görünen o ki, yeni gözaltı, davalar değil daha fecaat yolsuzluk, usulsüzlük, yolsuzluklar var?.. İbre, Ankara ve İzmir’i gösterir.. Keramet değil, ama öngörü açısından, bakıyorum…

***

 

CHP’NİN BAŞINDA KİM OLSUN..

Tüm bu hengamenin içerisinde, vatandaşa sorulmuş, CHP’nin başında kimi görmek istersiniz?! Areda Survey’in anketine göre, gelen yanıtların vatandaşın da CHP’nin bu hal-i durumu karşısında hayli kafasının karışık olduğu görülüyor?.. Çünkü, çıkan sonuçlar birbirini yakından takip edici.. Salt bir çoğunluk yok; liderlik için!..

***

 

İşte sonuç..  Özgür Özel 35.2, Kılıçdaroğlu 28.0, Mansur Yavaş 11.9, Muharrem İnce 9.9 Mustafa Sarıgül 6.7.. Cezaevinde tutuklu bulunan İmamoğlu’na soğuk duş getirici sonuç yüzde, 2.6.? Ali Mahir Başarır 2.2, Murat Karayalçın 1.2.. Diğeri 2..

***

Bu sonuç şunu haykırıyor!.. Ankete katılanların yüzde 64.8’i, Özgür Özel’i CHP’nin başında görmek istemiyor.. Görünen o ki, 6 Nisan’daki kongrede her kim seçilirse seçilsin, ki Özel dahil.. Genel başkanlık koltuğu her dönem olduğu gibi bundan sonraki dönem için de; “tartışmalı, kabulü sindirici olmayacak?”..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Orantısız yandaşlık egemenliğiyle; şirretliğin girdabında cevap arıyoruz “hain kim” diye!!!..

***

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN..