YENİ DEĞİŞİME VİZE!
Ne demiştik!
Bu seçim "tarihi" bir milat içeriyor.
Çünkü "cumhur" ilk kez kendi iradesini ortaya koyacak.
Ve liderini seçecek.
Ama seçim sonumu hiç de "sürpriz" olmayacak.
Tıpkı, "Perşembe'nin nasıl Çarşamba'nın gelişinden" belli olduğu gibi.
Yani sonucu belli bir seçim!
***
Oy tercihi de öyle!
Buradan ifade etmiştim; "oy" oranını.
Sonuç Erdoğan için, yüzde 52 ila 55 bandı üzerinde olacak.
MHP-CHP destekli çatı adayı da "mayası tutmayan" sonuç alacak.
Sürpriz yapacak isim var.
O da, Selahattin Demirtaş'ın 2015 için "Baraj sınavını" geçmesi!
Ve sonuç hepimizin malumu oldu.
Biz ne dedik, sandık nasıl bir cevap verdi.
İşte ortada.
***
Erdoğan, yüzde 52.
Ekmeleddin yüzde 39
Demirtaş ise yüzde 9.80.
Resmi olmayan sonuçlar bu.
YSK 15 Ağustos'a kadar kesin sonuçları açıklayacak.
Muhtemelen de kesin olmayan sonuçları bugün deklare edecek.
Seçim sonucunu Matematiksel hesaplarsak!
Ortaya çıkan veri şu.
Erdoğan AK Parti oy oranını artırdı.
Yüzde, 7 ila 8 oranında bir oy kazanımı var.
Bu da haliyle.
12 yıldır AK Parti'yi "omuzlayan" kişinin bizatihi kendisinin olduğu hakikatini ortaya koyuyor.
***
Bu sonuç!
Seçmen tarafından hangi mesajları veriyor.
Hiç kuşkusuz ki çok önem arz edici.
Şöyle ki!
"Yeni Türkiye değişimi" açısından Seçmen Erdoğan'a şunu söylüyor.
BİR: Siyaset ve sandık dışındaki "müdahalelere" bu halk prim vermez. Dik dur, arkandayız.
İKİ: Şunu bilesin. Cezanı da, mükâfatını da biz veririz.
Başkası değil.
O dönemler kapanmıştır.
ÜÇ: Artık bu ülkede "kardeş kavgası ve kardeşkanının" dökülmesini istemiyoruz.
"Sürecin" arkasındayız!
Sen de "baş koyduğun" bu yoldan sakın ola geri dönme.
DÖRT: Türkiye Ortadoğu'daki "kanlı batağa" düşmemesi için bu siyasi gücü sana verdik. Farklı bir düşünceye sakın ola yeltenme.
BEŞ: Yönetimsel "değişimi" istiyoruz. Türkiye tabuları yıksın. Vesayetten kurtulsun.
Özgürlükçü bir yönetime kavuşsun.
Bu Başkanlıkta olabilir, yarı başkanlıkta olabilir?
ALTI: Ki bu mesaj siyasi muhalefet parti liderlerine ithaftır.
İthal ve Ismarlama şahsiyet "Cumhur"un başı olamaz!
Hele ki yeni Türkiye'de!
***
Özetle!
Cumhur "cumhuriyet" tarihinin ilk "seçilen" Cumhurbaşkanına mesajları bu.
Ama şu vizeyi vermiştir?
Ne olursa olsun!
Türkiye "yakaladığı" değişimi devam ettirmelidir.
Yepyeni bir dönem.
Yepyeni bir sayfayla; "Demokrasi" güçlenmelidir dedi.
Evet.
Bundan sonrası, Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanında.
Aslında Erdoğan asıl şimdi "ustalığını" konuşturacak.
***
Çünkü 8 seçim geçirdi.
Sekizini de, "potansiyel" artırımıyla noktalandırdı.
9'üncü seçimden de alnının akıyla çıktı.
Şimdi!
Cumhur'un 'başı" olarak, varlık gösterecek.
İlerici demokrasi adına!
Kendi ifadesiyle; "Köşk benim için dinlenme yeri değil, çalışma makamı" olacak?
İşte bu eksende!
Yüzde 52'nin değil.
Artık yüzde yüzün Cumhurbaşkanı olduğunu unutmamalı.
Ona oy veren kitle, yalnızca AK Parti tabanı değil.
Hemen her önde gelen partinin seçmeninden ve değişik siyasi tercihleri olan birçok çevreden, oy aldığını görüyoruz!
Yani artık, eski koltuğunda ve eski pozisyonunda değil Erdoğan.
Pozisyonu farklılaştı.
***
Çünkü sorunlara ve siyasi tartışmalara daha yukarıdan bakan bir yerde.
Yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz.
Elbette ki 'eski'ye ait birçok yükten, giderek yükselen bir ivmeyle kurtulacağız.
Bu 'yeni'nin hemen kolayca şekillenebileceği anlamına da gelmiyor.
Önümüzde daha uzun bir yol var.
Aşılması gereken birçok viraj ve tünel var.
Evet, "dikenli yolda" Erdoğan için yeni bir süreç başlamıştır.
Yolu açık olsun.
Tebrikler diyoruz...
Ülkeye ve millete hayırlı olsun.
***
Gelelim, Ekmeleddin'e!
Ne yaptı, hedefi neydi, aldığı sonuç neye hikmet?
Öncelikle;
MHP ve CHP toplamı, diğer "yavrular da" eklenirse ki 8 parti daha vardı hepsi arkasındaydı.
Hepsinin toplam oy oranı yüzde 45'in üzerinde.
Yani geniş bir potansiyel.
Peki, Ekmeleddin ne aldı yansıması ne oldu?
Hal-i hazırda aldığı oy oranı yüzde 39.
Bu sonuç oy kaybının var olduğunu gösteriyor.
Yüzde 45 nerde, yüzde 39 nerde.
Aradaki fark gerilemesi yüzde 6–7 oranında!
***
Bu demektir ki!
İthal "çatı adayı" Türkiye'nin dokusuna uygun değil.
Tıpkı, benzerleri gibi.
Ki en yakını Kemal Derviş'ti.
"Proje" adayına bu Cumhur prim vermez.
Zaten vermediği içindi ki Ekmeleddin alana çıkmadı, miting düzenleyip, "cumhurla" hasb-i hal edemedi.
Salona tıkalı kaldı durdu.
***
Eee.
Türkiye "kapalı kapılar" ardındaki kozmik hesapları.
Otel lobilerindeki "siyasi" projeleri.
Okyanus ötesi!
Ve Hamilerinin "kurgularının" tarih sayfasında ne kadar "ihanetler" icra ettiğini artık çok iyi biliyor.
Yani cumhur artık saf değil.
Hele ki bu dönemde, "yaş tahtaya" hiç basmaz!
***
Peki, Çatı'nın faturası nasıl kesilecek derseniz?
Elbette ki!
Kılıçdaroğlu da.
Bahçeli'de.
Kendilerine, partililerine ve tabi ki kamuoyuna "bir hesap" sorgusu vermeleri gerekir.
Ne zaman sorgulanırlar?
O'nu bu haftadan itibaren kamuoyundaki "tartışmalarla" göreceğiz.
Çamura yatmamaları lazım.
Ama şunu ifade edeyim!
Kılıçdaroğlu için de.
Bahçeli için de "Parti liderliği" koltuğu artık tartışma konusu.
Yani gidiciler.
Sizce bu sonuçla gitmeleri de "gerekmez mi?"
Varlıkları "AK Parti'ye ve Erdoğan'a" hep kazanç sağlamıyor mu?
***
Hiç kuşkusuz ki, Seçimin sürpriz ismi, Demirtaş!
Hem, kendisi için.
Hem de, Kürt siyasetinin açılımı için!
Özellikle, Türkiyelileşme noktasında.
Her ne kadar Güneydoğu'da "kısm-i kayıp" verdiyse de!
Ki nedeni de "kimlik" siyasetinden uzaklaşıyor tartışmasıydı.
Ancak, aldığı yüzde 10'a varan oy oranı önemli bir başarıdır.
Hem de sürpriz bir sonuçtur!
Bu oy oranına ulaşmasında İstanbul, İzmir ve Ankara ’da katkısı büyük.
Demektir ki, "Batı'da" değişiyor.
***
Bu sonuç 2015 seçimleri için de, "baraj" vizesi olabilir?
Ama biraz zor.
Riski yüksek.
Yani, "bağımsızlarla" seçime girecek gibi.
Belli de olmaz!
Ama genel itibariyle Demirtaş hal-i hazırda "kazanan" taraf oldu.
Kendi ifadesiyle.
HDP artık "ana muhalefette" aday!
Tebrik ediyorum.
***
Sonuç itibariyle!
Cumhur "tercihini" ortaya koydu.
Ve son sözünü söyledi.
Bundan sonra en büyük kazanım "uzlaşı" dilinin hayat bilmesidir.
Eğer ki.
Yeni bir Türkiye diyorsak.
Değişime "oy verdik" deniliyorsa.
O zaman herkes.
Ki tüm siyasiler yeni bir uzlaşı dilinin anlayışını icra etmeleri gerekir.
Demokrasi çıtasını daha bir yükseltmek istiyorsak!
Hayat vermeliyiz "uzlaşı" diline!