YER GÖK KURUDU!
Güneydoğu illerinde;
Kuraklık kapıya dayandı.
Daha da ilerisi, kapıyı açıp içeri girmiş bile.
Durum; korkutucu bir kıran (afet) halini almış durumda.
Başaklar sarardı, topraklar çatladı.
Ekili araziler; kıraç haline geldi.
Korkutucu bir resim.
Çiftçiler bir taraftan "çığlık" atıyor.
Ziraat Odaları Başkanları da feryat-figan ediyor.
"Kuraklık vahim boyutta" diye.
Ama ne var ki; ülkenin karşısında bulunduğu kıranı hala "tıklayan" yok.
Görmedikleri gibi vurdumduymazlık içerisinde yüzüyorlar.
***
Hayatımızın her anını ve alanını etkileyen vahim mevzuu karşısındaki "duyarsızlık" tablosu ürkütücü bir şekilde insanı düşündürüyor.
Ne olacak bu halimiz diye?
Çünkü öylesine bir vurdumduymazlık var ki "deve kuşu misali" herkes kafasını kuma gömmüş.
Hükümet, muhalefet, devletin sorumlu kurumları.
Kısacası herkes; "duruma suskun"!
Son günlerdeki ifadeler ise "vakaya" tuz biber misali.
Bu nasıl bir anlayış demekten insan kendini alı koyamıyor.
Zaten ülkenin "su dengesi" hızlı bir şekilde; küresel ısınmayla bozulmakta.
Zira mevcut oluşan kuraklık tarım üretiminin dışında; şehir yaşamını da etkilemekte.
***
Toplumun "hayat" alanını değiştiren bir afet.
Ülkenin birçok "kentinde" içme suyu sıkıntısı baş gösterdiği gibi, gelecek açısından da vahim bir durum söz konusu.
Sonuç itibariyle; kuraklık "muhtemel" değil, olabilirlik ise hiç değil.
İçinde bulunduğumuz zaman dilimi ve yaşadıklarımız tamamen "kıran"dır.
Yani afetin kendisidir.
Bunun böyle bilinmesi ve algılanması lazım.
Lakin duruma etkili ve yetkili "zat" vurdumduymazlık gösteriyor.
Diyarbakır Ziraat Odası Başkanı Bahri Erdem'in dediği gibi;
"Yer gök kurudu"!
Kuraklık afeti, büyük bir kıtlığı da beraberinde getireceği tartışılmazdır.
Özellikle, buğday yönünde.
Daha bir kaç yıl öncesine kadar, Buğday "ithal" eden ülke iken tarımdaki yanlış politikalarla ihraç eden olmamız münasebetiyle olabilecek; kıtlığın tahribatını düşünmek bile korkunç.
***
Erdem'in ifadesine göre; Diyarbakır'da tarıma açık 5,5 milyon dönüm arazinin 4 milyon dönümlük bölümüne bu yıl "buğday" ekilmiş.
Demek ki; kuraklık en çok "buğdayı" vuracak.
Ekmeğe zam'ın "yüksek sesle" tartışıldığı bir zamanda, buğday da olabilecek sıkıntı durumu daha bir keskinleştirecek.
Bir çiftçimizin dediği gibi, "bir ekmeği 2 TL'den alırsanız şaşmayın".
Durum ciddi.
Erdem "kıranının feryadıyla;
"Eğer önümüzdeki hafta içerisinde yağış olmazsa verimde yüzde 90 kayıp yaşanacak."
Sorun Diyarbakır'la, Güneydoğu'yla alakalı değil; ülkeyi ilgilendiren bir mevzu.
Erdem önümüzdeki günlerde Güneydoğu illerindeki Ziraat Odası Başkanlarını bir araya toplayıp, afete karşı "eylem planı" organize etmeyi hedeflediklerini açıklıyor.
Erdem bunu söylerken, siyasilerin "sessizliğine" de sitem ediyor.
Soruna yeterli ilgili gösterilmiyor diye.
***
Ziraat Odası Meclis Başkanı Şeyhmus Sarı ise, 15 yıldır çiftçiyi böylesine etkileyen bir kuraklık yaşamadıklarını söylerken; önümüzdeki günlerde buğday da oluşabilecek fahiş durumu da aktarıyor.
"Geçen yıl buğdayın kilosu 435 Ykr iken bu yıl 750- 800 Ykr'ye çıktı. Durum böyle olunca, un fiyatları ve ardından ekmek fiyatları etkileniyor. Bu yıl çiftçi umudunu kaybetti, ekimden bir beklentisi kalmadı. Ancak hükümetten isteğimiz, başta Ziraat bankası ve diğer özel bankalardan almış olduğumuz çiftçi kredilerini erteletmeleri.”
Diyarbakır'daki "kıran" durum, Mardin'de ve Batman'da da aynı düzeyde.
Mardin Ziraat Odası Başkanı Malik Öztürk, Mardin'de 2 milyon 400 bin dekar ekilebilir tarım arazisinin 1 milyon 300 bin dekarında kuru tarım yapıldığını anlatıyor.
***
Ve diyor ki;
''Kuru tarım yapılan alanlardaki tüm hububat kurudu''
Batman Ziraat Odası Başkanı Nizamettin Aydiş;
"İlimizdeki ekili alanların yüzde 70'inde kuraklık nedeniyle hasar var''
Suskunluk, sessizlik ve vurdumduymazlık içerisinde olan; hükümetten çiftçilerin tek beklentisi var.
Kuraklık Afetine karşı "bölgenin afet bölgesi olarak" ilan edilmesi.
Kredilerin ertelenmesi. Destek oranının artırılması, yeni imkanların oluşturulması.
Evet.
Çiftçinin "çığlığı" "yer-gök kurudu"
Ama ne var ki; yetkili ve etkili zevat "kulak" tıkamış durumda.
Ağustos böceği misali.