YERELİN MEVZULARINI HARMANLARSAK!
Geneli değil,
Yereli konuşursak, haftaya bi bakalım!
Neler oldu,
Biz nelere ikmal edip, hasb-i halde bulunduk.
Malum, hafta sonu.
Bu meyanda "pazar" yazısı, diye "mevzuları" harmanlayalım.
Evet, ilk meselemiz "maşallah" diyerek, Asfaltlama olsun.
***
Geçen hafta,
Haber merkezindeki arkadaşlar,
Ve ben buradan, "Şehir içi yolları" dillendirmiştim.
Vaziyet-i ikmal nedir diye?
Eleştiriler.
Pek tabi ki, "geçen yıl ve bu yılın 5'inci" ayına kadar, hayli tepkim vardı.
Büyükşehir'e,
Yakışmayan patika yoluna dönen, "Şehir içi yollar" çekilmez diye!
Daha ne zamana kadar;
Ahaliye, sürücülere "bu işkence" ve köstebek yuvasına dönen yollar "reva" görülecek?
***
Yine bu konsepte,
Televizyon programlarında da, "mevzu" etmiştik.
Hatta bir programda,
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'de konuktu.
Sohbetin odak noktası "şehir içi trafik ve yollardı".
El hak.
Bu kamuoyunu oluşturma gayretlerimiz neticesinde.
Bir kaç kez de,
Fen işleri ve Asfaltlama işlerinden sorumlu, "mühendisler" ziyaret edip, "gelişmeleri" aktarmıştı.
Anlayacağınız;
Bir hayli mücadelemiz olmuştu, "Şehrin" köy kent görünümünden kurtulması için.
***
İşte,
Bu çabanın, bir süredir semeresini kent ahalisi olarak alıyoruz.
Kenttin, önemli bir kesiminde, "yollar" asfaltlanıyor.
Gerek,
Şehirlerarası yollara bağlanan, "yar-ı çevre" yolu.
Ve gerekse de,
Uzun yıllardır asfalt yüzü görmeyen ancak kentin "trafikteki" nefes borusu olan, güzergâhlar.
Ciddi manada; "asfalt seferberliğiyle" yeni imaj alıyor.
Şuan, çalışmaların ekseriyeti, Ramazan dolaysıyla "gece" yapılıyor.
Bu nedenle pek göze çarpmıyor.
***
Velhasıl,
Çıplak gözle görüyoruz ki, "asfaltlama" hız almış.
Zaten, Başkan Baydemir'de "bilakis" çalışmaları inceleyip- denetliyor.
Memnuniyet verici.
Çünkü asfalt işi çok önemlidir.
Şehir içi yollar köstebek yuvasına dönerken, asfalt işi yap-boz tahtasına dönüyor her yıl. Bu nedenle işin üzerine ciddiyetle gidilmeli.
Pek tabi ki konunun da takipçisi olacağız.
***
Gelelim,
Aynı istikamette Karayollarının yürüttüğü "Köprülü kavşak" çalışmaları.
Maşallah diyelim.
Derler ya; son sürat!
Projeye göre;
Şehir merkezindeki ana yollarda 12 adet kavşak yapılacak.
Nitekim
Bunların 2’si hizmete girdi, 4’üne devam ediliyor, 1’ine başlandı, 5’i daha yapılacak. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın ültimatomu önemli.
Bakan;
”Zamanında bitirmeyen ve mazeret üreten firmalara karşı yasal işlem yapılacak” demişti.
Sanırım bunun da etkisiyle çalışmalar hızlı yürütülüyor.
***
Denildiğine göre;
Migros-Kantar arası 45 günde bitirilecek.
Dicle Üniversitesi, Yeni hal 1, Yeni hal 2 ve Otogardaki "köprülü kavşakta" Eylül’de aşamalı olarak trafiğe açılacakmış.
Hadi hayırlısı diyelim.
***
Takdir edersiniz ki;
Şehirdeki en önemli sorunlardan biri de şu "kaldırım işgalleri".
Özellikle Yenişehir’de yoğun şekilde yaşanıyor.
Belediyeler güya önlemeye çalışıyor ama sonuç nafile.
Denetimler var.
Müdahale ediliyor ama sonuç açısından yetersizlik hâsıl.
Esnafın işgalinden geçilmiyor.
***
Hele hele,
Bağlar ilçesinin "yaya trafiğinin" yoğun olduğu semtler!
Ne diyebilirim ki görünen manzara karşısında.
Kaldırımlar "otopark ve seyyar satıcı, işportacı ve bazı esnafların tezgâhı" mekânı.
Geçilmiyor- geçmeye izin yok!
Kahvehanelerin dışarı attığı kürsüler.
Göbek göbek, oluşan "masalar ve çevresini saranlar"
Kendine güvenen; "geçer" misali.
En önemlisi bayanlar, genç kızlar, cesaret ister "geç geçebilirsen".
İnanın,
Son günlerde aldığım maillerin ekseriyeti, bu mevzu üzerine; "Kaldırımda yürüyemez olduk."
Muhataplara, bir kez daha duyurulur!
***
Şu;
Çöp meselesi ve toplama zamanı.
Bir de çöpü, çöp arabasının gelmesine saatler kala dışarı bırakan vatandaşların "sergilediği" tavır!
Doğrusu, topyekun sorgu-sorgulamak gerekli.
İdrak ettiğimiz;
Şu Ramazan-ı Şerif'te özellikle "öğleden sonra' şehir pislik içerisinde.
Çöpler, yeterli ve zamanında toplanmıyor.
Burada belediyelerin ciddi bir sorgulanma yapması lazım.
Bir de, gelişi güzel "çöp toplama" yerine konulan çöp poşetleri.
Ve bu poşetlere dadanan, "kâğıt toplayıcı" çocuklar.
Vahim diyebileceğim; bir çevre kirliğine neden olunmakta.
Burada, çöp atan ahali, özelliklen de bina kapıcıları "ehemmiyetli" olmalı.
***
Ve gelelim,
Enkaz'a dönen Diyarbakırspor'a!
Nasıl, bir hal-i ruhiyet ve kimlik yapısı içerisinde?
Doğrusu, Diyarbakırspor dünyasına "nerden" başlayacağımı bilemiyorum.
Merhum Ahmet Kaya'nın söylediği gibi; "Nerden baksan tutarsızlık. Nerden baksan ahmakça"
***
Aynen de öyle.
Çünkü Diyarbakırspor son 3 yılda ihanet üstüne ihanet yaşadı...
Üst üste; Liglerden düşerek bugün 3.Lig’de.
Bilemiyorum, ne söyleyeyim şu kulübü düşüren yönetimlere, kapanmasına seyirci kalan siyasi otoriteye ve kent yöneticilerine!
Benim yerime siz söyleyin.
(.)
***
Geçen hafta kongresi vardı.
Dile kolay; Küme düşmede rekorlar kıran Diyarbakırspor son olarak 45 yıllık tarihinde ilk kez divan kurulu oluşturulamadı ve kongre yapılamadı.
Bu karmaşa karşısında;
Dernekler İl Müdürlüğü önemli bir karar aldı ve ‘kongre yapılamadığı için yönetim devam eder.
Kayyum atayamayız” dedi.
***
Şimdi soru şu;
Devam etmeyeceğini bildiren bu nedenle kongre kararı alan ancak bu kongre yapılamayan yönetim ne yapacak?
Nasıl bir yol haritası izleyecek?
1 ay sonra lig başlıyor.
Takım kampa gidemedi, hocası yok, transfer yasağı var, yerli futbolcular bile meçhuliyet içerisinde.
Acı verici bir hal-i vaziyet.
Ama en hançerleyen durum ise;
Bugüne kadar mangalda kül bırakmayan, Diyarbakırspor sayesinde kimlik ve etiket kazananların 'suskunluğu'
Bu da insanı derinden düşündürüyor.
Tabi bu yönetim de Pazartesi günü açıklama yapacakmış.
Devam mı, yoksa biz yokuz da kesin karar.
Bakalım ne diyecekler?
24 saat kaldı.