ZAFİYETLE BÜYÜYEN TERÖR!
Acıların.. Terörün… Kirli ve karanlık oluşumların, İç ve dış şer yapıların ittifakının yarattığı "kaotik" bir süreçten geçiyoruz.
Acımasız bir seyir…
Ne yazık ki… Olup bitenin yarattığı tablodan ders çıkardığımız için. Her vuku buluşunda; "kafamıza" dank ediyor…
Toplumsal; "kopmanın" ne kadar vahim olduğuna dair..
***
Baksanıza! Seçkinciler.. Sekülerler… Sözde muhalifler…
Şer yapıların pazarlamacıları… Kukla siyasetçiler… Muhalefet olsun da, "iktidar devrilsin de" ne olursa olsun diyenler…
Siyasetçisi.. Aydını.. Yazarı.. Hele ki, Akademisyeni…
Son tartıştığımız; "zihniyetin" sahibi mürtetler..
Hepsi… Teröre? Şiddete.. Kaosa.. Dış yapıların "neşter" operasyonuna karşı, "dik duruş" sergilemeleri gerekirken…
***
Ne acı ve garip ki… Tam aksine… Şer güçlerin; "arkasında" en güçlü savunucu, kollayıcı oldukları gibi…
Hükümeti de.. Onlara karşı olanları da; "Suçlu ve hain" ilan ediyorlar…
Hep deriz!
Terörün "dili, dini, rengi, kimliği" yoktur. Hedefi de yoktur…
Var olan tek gayesi var; "alınan emir ve komuta" zinciriyle, kaos yaratmak…
İnsanları öldürmekle, parçalamakla "coğrafyayı" yaşanılmaz kılmak…
***
Tabi; bu madalyonun bir yüzü…
Peki, Devlet'i Âliye’nin yüzünü gösteren madalyonun yüzünde ne var?
Özellikle; terör ve yaratıcılarına dair…
Türkiye..
Yıllardır terörle yaşayan ve mücadele eden bir ülke.. Ki artık, bu konuda profesyonel..
Ama gel gör ki…
Hala en basit sıradan, ülkeler gibi "zafiyetlerle" kan kaybediyor…
***
Biliyorum… Şimdi birileri kızacak..
Özellikle; büyüklerimiz noktasında…
Zafiyet mi; O da nedir der...
Çünkü Devlet-i Âliye’nin, kitabında yok.
Kurumları için de…
Büyüklerimiz için de; "zafiyet mi" söz konusu bile edilemez…
***
İyi de…
Sultanahmet meydanındaki "canlı bomba" terörü…
11 ölü.. 15 yaralı…
Fail belli.. Emir-komuta, talimat belli… Bir hafta önce; "parmak izi, kayıt, mülteci"…
Ama! Güvenlik.. Ya da; alan tedbiri… Veyahut, "yerli ve yabancı" turistin, karınca misali bulunduğu; Sultanahmet'teki "güvenlik" çemberi.
Hele ki, istihbarat… Yok. Canlı bomba elini kolunu sallayıp; "infilak" etti..
Peki.. Bu devletin istihrabatı.. MİT'i, Polis'i, Jandarma'sı.. Ve diğer; birimleri… Suudi kökenli.. Suriye nüfuslu…
Terörist'ten hiç mi, be haberdar olunmaz?
***
Evet.. Herhangi bir zafiyet yoktur!
Ankara'daki; 102 kişinin katledilmesi…
Aranan ve bilinen; "canlı" bombalar olmasına rağmen…
Ki Suruç'un kardeşi… Malum Suruç'ta 32 genç katledildi…
Ki iki vakadan önce.. 5 Haziran'da, Diyarbakır'daki patlama..
5 Ölü, 400'e yakın yaralı… Eylemlerin serisi; DAEŞ patentli.. Ve "canlı bombaların" iletişim ağları; hep aynı!
***
Hala da… Herhangi bir zafiyet yok…
Eeee… Bölgeyi "kan gölüne" çeviren, hendek ve barikat savaşı da…
Günlerdir… Hatta ayları da geride bıraktık… Sur.. Silopi.. Cizre.. Nusaybin…
Çatışma.. Bombalama.. Tuzak… Hız kesmiyor…
Gün ölümsüz, yaralamasız, kansız geçmiyor… PKK.. Ve Diğer bileşenleri…
Yani, sol örgütler.. Hepsi; hendeklerin arkasında…
***
Bunca gündür çatışıyorlar… Ama! Silah.. Mühimmat konusunda…
Hal-i hazırda en küçük bir sıkıntı yaşamıyorlar… Asker ve polis.. Korucu..
Ha bire takviye yapıyor, cephanelik yığdırıyor…
Ancak, "terörün" bu noktada sıkıntısı yok… Nasıl oluyor? Ne karadan, ne havadan "bir takviye" görünmüyor..
Konuşulan da değil.. Yani, "bu bölgelerde" silah ve mühimmat fabrikaları mı kuruldu?
Bu kadar yığınak, bu kadar cephanelik nerden?
***
Biliyorum… Tüm bu olup-bitenler için de… Sorulduğunda.. Devlet-i aliye; "herhangi bir zafiyet yoktur" der…
Diyeceksiniz ki görülmüş mü? Hayır…
Zaten! Merak edilen de bu! Ne zaman; hakikatlere odaklanacağız..
Ne zaman gerçeklerimizi göreceğiz. Ne zaman; "zafiyetler zincirimizin" farkına varacağız…
Eğer ki, "aynayı" yüze tutabilsek, sorunu çözeriz.
***
İşte, Çınar'daki vahşet…
1'i beş aylık, 1'i 1 yaşında, 1'i 5 yaşında, altı sivil insan katledildi…
40'a yakın da, yaralı var… Yaralılardan durumu ağır olanlar da var…
Saldırının şekline bakın… Bomba yüklü araçla saldırı yapılıyor…
Ardından, roketatar.. Sonra da uzun namlulu silahla taranıyor.
Emniyet.. Lojman.. Ve Çevresindeki evler… Savaştan beter bir görüntü ve vahşet..
Ölenlere Allahtan rahmet… Yaralılara acil şifalar… Ailelere ve ülkemize de sabrı cemil niyaz ediyoruz.
***
Biliyorum… Yine klişeleşmiş ifadeler kullanılacak…
Ülkemizin başı sağ olsun.. Terörün üstesinden geleceğiz.. Kanları yerde kalmayacak. Devletimiz büyüktür…
İyi güzel de… Böylesi "organizeli" bir eylem.. Ve çoklu cepheli, saldırı karşısında; "Devlet-i Âliye" neredeydi?
Uykuda mı? Kim demiş…
Dikkat edin… Bu "kalleşçe" gerçekleştirilen saldırıdan hemen önce..
Emniyet Genel Müdürlüğü.. 81 İl Vali ve Emniyet'ini uyararak; "bombalı saldırıların" olabileceğini bildiriyor.
Yani talimat veriliyor.. Ama buna rağmen; "önceki gece" Çınar vahşeti yaşadı..
***
Velhasıl… Hiç bir şekilde.. Olup-biten hadiselerle alakalı… Devletin herhangi bir "zafiyeti söz konusu" değildir(!?)
Kimse de; "zafiyetten" söz etmesin(!)…
Ama kimse!… Türkiye üzerinden; "gerçekleştirilen" neşterdeki hakikati görmüyor…
Tarihi bir söz var… "Düşmanımın, düşmanı, düşman kaldığı müddetçe dostumdur"
***
İşte; Türkiye'deki örgütler de.. Ortadoğu'da cirit atan örgütler de..
Sağ. Sol.. Radikal… Dil.. Din.. Ve Kimlik eksenli olan hangi "örgüt olursa" olsun…
Şuan tek cephede; "ittifak" içerisinde… Faklı konseptle saldırıyor...
Çünkü! Hepsi Devlet-i Âliye’nin zafiyetiyle..
Kendi kendilerine… Devlet'e düşmanlarından oluşan "sosyolojik" taban buluyor..
Bu da onların varlıklarını.. Yürüttükleri eylemleri "şekli şemalı" nasıl olsa olsun, birileri için; "meşrulaşıyor".
***
Sonuç itibariyle.. “Düşmanımın düşmanı dostum” diyen yürekliler,
Sosyolojik tabanın meşrulaştıran seküleri Ve tabi ki devlet'in zafiyetler zinciri,
Ne hazindir ki hepsi "gizli ortaklar" yarattığı içindir ki "Türkiye terör ve şiddetten" başını, kaldıramıyor..
İşte bunun için de; kan oluk gibi akıyor..
İşte yine bunun için de; kendi gerçeklerimize artık dönmemiz gerekir…
Hep hırsız mı suçlu?
Ev sahibinin hiç mi kusuru ve suçu yok?
Hayırlı cumalar…