Zihniyet; Değişmedikçe, aynı tas aynı hamam!
Evet,
CHP Kurultayı'nı yaptı.
Kılıçdaroğlu.
Kaptığı,
Koltukta, belki "tüzük" açısından rahatladı denilebilinir.
Ama öyle değil!
İç hizip noktasında, "çatışmalı" sürece girdi.
Kısacası;
CHP'de tüzük değişse de.
Delege "eleği" yapılsa da.
Önder Sav.
Ve Baykal "minder" dışına bırakılsa da.
İsa Gök "yaka paça" kürsüye yaklaştırılmazsa da.
Özü,
İtibariyle içinde bulunduğu "toplumsal" sancı, sürecinden çıkamadığı gibi; "daha" bir derinleşti.
***
Şunu da görmez lazım ki ifade edebilirim.
Kurultay'ın,
Atmosferi ve yaşanan yumruklaşmalar!
Söz hakkı,
Tanınmama ve "tehdit" savurmalar.
Bunlar.
Her kurultay ve kongrede "olağan" hadiseler!
Rekabette öyle.
Belki,
CHP'nin "demokrasi" anlayışında, ikmal değil ama "demokrasinin" güzelliğidir, siyasi çekişme, rekabet!
***
Lakin
CHP'de şunu görmek gerekir!
Dün olduğu gibi bugün de.
Ve öyle görünüyor ki, önümüzdeki zaman diliminde de ha keza aynı, "kırılganlık" var.
O da şudur;
Parti liderliği ve Parti siyaseti.
İşte,
Burda açık ara ile "farklı" bir zihniyet söz konusudur.
Derler ya; "iki başlı mahmur".
Burda daha bir "iki başlılık" var.
***
Kılıçdaroğlu.
Liderlik vasfıyla; "toparlayıcı" hatta uzlaştırıcı görünmüyor.
Bilakis,
Kürsüdeki "fikriyle".
Koltuktaki, zikri, "pek" örtüşür değil.
Teşhiste, hata olmazsa "o da", Sosyal Demokratlar "tanımının" hangi, siyasi kulvarı, kucakladığından, be-haberdar.
Kafa mı karışık bilemiyorum.
Ama,
Görünen o ki, "CHP" bu kurultayla "her ne kadar" huzur bulma umudu içerisinde idiyse de.
Öyle görünmüyor.
***
CHP.
Ve Kılıçdaroğlu.
"İktidar Mücadelesi" gayesi içerisinde ise.
2014'te,
Cumhurbaşkanlığı Seçiminde; "AK Parti ve Erdoğan'ın" konumuyla oluşacak, siyasi, atmosfer.
Belli bir prim yaratabilir;
Gayesiyle bu düşüncenin yol haritasında, CHP şunu net olarak "ortaya" koymalı.
O da;
Zihniyet "değişikliğidir" ve aciliyet isteyen birinci koşuldur.
Bunu da;
Doğru minvalde teşhis ve tespitle, ikmal etmelidir ki.
Yeni arızalar; oluşmasın.
***
Belki;
Fikri tekrar olacaktır.
Ama,
CHP "zihniyet" değişikliğinde, sorgulayıcı olmalı.
Neden;
Güneydoğu'da, CHP'nin "esamisi" bile okunmuyor.
Neden;
Tabela partisi olundu?
Kürt meselesine bakış?
Özelliklen de;
Devlet ile Millet "milliyetçiliğini", statükocu, "kimlikle" icra ettiğinin, "nelere mal olduğunu" görmeli.
***
Bölge halkının ifadesiyle; "Ka akıl..."
Evet,
İşte CHP bu zihniyet değişimindeki "yol haritasını" belirleyecek.
Buna;
Kafa yoracak, çözüm ve yeni hamleler üretebilecekler açısından; "yetersiz".
Velhasıl;
CHP "beyi-nen, fikren ve siyaseten" şu veya bu liderin hikmetiyle değil, kendi hükmüyle "toplumsal merkeze" kendini taşımalı.
Siz,
Halkın ve milletin, "kenarından" içtihada dâhil olursanız, elde edebileceğiniz, "merkezden arta" kalan olur.
Ki o da; zamanla "elden" gider, çünkü merkezi merak eder, "geride" kalan.
Dâhil olduğunda; başka mekân aramaz.
***
CHP.
Önceki gün demiyor muydu, "Sahiller" bizim.
Şimdi diyebiliyor mu?
Şuan ki hal-i vaziyetti bunun kanıtı değil mi?
Kılıçdaroğlu.
Gürsel Tekin ve diğer himaye ekip; "inanıyorlar mı" bu fikri siyasetle "iktidar" olunacağını.
Çünkü
Dersimli, Dersimdeki "katliamları" inkâr etmiyor.
Ama,
CHP'nin lideri Dersimli olmasına rağmen, "inkâr" politikasında.
Ve bunu ifade edenlere de; "yargısız" infazda.
O nedenle; sanmıyorum!
***
Ancak.
Ve ancak, ne zaman ki bu zihniyet değişirse!
Siyasi aktörler samimiyet içerisinde hareket ederse.
Zihni pakla;
"Bütün dinlere, dillere duyduğu saygıyı, faşist, ırkçı söylemlere karşı ayakta" tutarsa.
İşte o zaman;
Post Modern düşüncenin "vesayetçi" kimliğinden kurtulur.
Kendini;
Siyasetin özgür mücadelesinde, "huzur" ve arınmış şekilde görebilir.
Aksi takdirde;
CHP kendi içindeki "kaset, koltuk, uçkur" hizbinden, kurtaramaz.
Bakarsanız;
Kılıçdaroğlu, Baykal gibi "geldiği gibi" gitmiştir?
***
Ha.
Bir söz de; Baykal'a.
Toplum Merkezli olunmayınca.
İşte böyle;
Yıllarca Partinin liderliğini yapacaksın.
Sonra bir gün;
"Onursal" başkan olman gerekirken, "kapı önünde" atık olarak, görüleceksin.
Şimdi,
Tarihe not düşebilinir mi, Baykal CHP'nin hayat ikmalinde şu "başarıda" imzası var?
Olsa idi.
Bu halde olmazdı, diye mırıldadığınızı hisseder gibiyim.
Eee.
Doğru söze ne hacet!
Velhasıl;
Zihniyet değişmedikçe, "aynı tas aynı hamam" olur.