Meçhul... Ýdarenin tavrýyla; "gizemli" bir hal aldý. Þu, D.Ü. Diþ Hekimliði Fakültesi Laboratuvarýndaki patlama.. Denilene göre, "öðrenciler" ders deneyi yaparken, "yanýcý" maddenin parlamasýyla patlama oluþuyor.. Öðrencilerden ikisi aðýr yaralanýyor.. Diðerleri kýsmi olarak hafif yaralý…
***
Ýki öðrenci dýþýndakiler ilk tedavileri Týp Fakültesinde yapýldýktan sonra taburcu ediliyor.. Ama aðýr yaralý iki öðrenci, Gazi Yaþargil Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine sevk ediliyor.. Buradaki, "yanýk servisinde" tedaviye alýnýyorlar…
***
Þaþýrdýnýz deðil mi?.. Koca bir üniversite hastanesinde.. Yarým asrý aþan köklü bir geçmiþe sahip, araþtýrma hastanesinden, ki üniversitede öðrenim gören iki öðrenci, "yanýk ünitesi" yetersiz, diye baþka bir hastaneye sevk ediliyor.. Hal böyle olunca, "nasýl olur" denilmez mi?
***
Ne yazýk ki denilir?.. Ama velakin; kime denilir.. Çünkü, Dicle'nin öte yakasýnda; her faaliyet noktasýnda "görmedik, duymadýk, bilmiyoruz" stratejisi uygulanýyor..
***
Þimdi!… Bölgeye hitap eden hastanede "yanýk ünitesinin yetersizliðine" getirilebilecek gerekçe nedir?… Yer mi, yatak mý, hekim mi, yoksa ekonomiksel sýkýntýda, "araç, gereç ve ilaç temini" yapýlamayýþýndan mý?.. Malum, "yanýk tedavisi" yüksek masraf içermektedir…
***
Muhtemelen son satýrlardýr, hadiseye "gizemlik" kazandýran.. Aylarca yazdým; "hastane" ekonomik buhran geçiriyor, "battý batacak" diye.. Ýlaç ve medikal firmalarýnýn borçlarýný ödemiyor.. Kimse mal satmýyor.. Hekimlerin döner sermayeleri ödenmiyor… Beri yanda fuzuli harcamalar alabildiðine baþ döndürüyor diye.. Bir çok hekim, "býrakýp gitti?"...
***
Yani, saymakla bitmez bir "olumsuzluklar" zinciri, Dicle'nin öte kýyýsýnda, yaþandý, yaþatýlýyor… Yoksa, SODES'in inþa ettiði hasta yakýnlarýnýn bekleme salonu bile, "ticari" alana dönüþtürülüp, birilerine ihale edilmezdi…
***
Hasta yakýnlarý da, kampüs alaný içerisinde "göçebe" misali, çadýr kurmaz, yatak, döþek sermez, yaðmurda, soðukta, kýþta çileli bekleyiþe hasta yakýnlarý mahkum edilmezdi?… Ne hazin ki, gören yok…
***
Bilemiyorum, rektör, yönetimindekiler oturduklarý odadan, hiç "pencerelerinin perdelerini çekip" ya da camlarýný açýp dýþarýya bakmýþlar mý?.. Hastane bahçesinde, otopark alanýnda, Acil servisin önündeki yaþanan hal-i periþanlýðý, göçebe çadýrlarýný andýran manzarayý görmüþler mi?.. Yoksa; perdeler ve pencereler hep kapalý.. Týpký, makam araçlarýndaki, siyah camlar gibi… Yazýk!. Bir üniversite hastanesi böylesi bir hal-i yaþamamasý gerekir...
***
Gelirsek; aðýr yaralanan iki öðrenci vakýasýna dair, "patlamanýn" gizemliðine, yani "meçhul" hal!… Yerel gazetemiz, iþin iç yüzünü öðrenmek üzere Diþ Hekimliði Fakültesinden, bilgi istemiþ.. Yani, açýklama yapar mýsýnýz diye?.. Verilen cevap nedir?… "Bilgi edinme yasasý kapsamýnda baþvurun.."
***
Ne demek bu, bir dilekçe yazýn, bize gönderin..Eee bir ay içerisinde "size cevap" veririz, ya da vermeyiz!.. Ýþte, Dicle'nin öte yakasýndaki hal-i durum bu minvalde.. Gerisini siz düþünün.. Neyse; biz deðil bu kentin siyasi abileri, yöneticileri, ilgili ve yetkili zevatý ile, oda baþkanlarý ve STK'larý!…
***
AZICIK HUZUR VERÝN YA!…
Dün de ifade ettim.? Ki bu minvalde "kaç kez" yazýp, çizdiðimi ben bile bilemez haldeyim.. Lakin, "çark" hep bildiði yönde dönüyor.. Yenileyeyim!.. Dediðim þu.. Ey "menfaatini" her þeyin üstünde tutan siyasilerimiz.. Ey onlarýn etrafýnda çember kurup, "menfaatperest" aveneleri.. Ey, "rant mekanizmasý" oluþturan, her dönemin "þebekleri" olan oluþumlar..
***
Hele ki, iktidar "gücünün" sülükleri… Sizler yüzünden "siyasetçiye, ailelerine" güven kalmadýðý gibi; hakkýyla, hukukuyla, emeðiyle kazananlar da "þüpheli" görülür hale geldi…
***
Yeter artýk sizden çekilenler.!… Bu kent üzerinde "nemalanma" haliniz, hortumlama, menfaatperestliðiniz yetmedi mi?… Yetimin, öksüzün, dulun, "hakkýný, hukukunu" gasp ettiðiniz gibi; devletin malýný "deniz misali" kendi gölünüze, akýtmanýz yeter artýk…
***
Ýl'in bürokratlarý üzerinde kurduðunuz "hegemonya" otoriteniz; þehrin geleceðini "karartýyor?".. Dün olduðu gibi bugün de; "ayný travmatik" hal yaþanýyor…
***
Size biat edicileri, biliyoruz.. Ki kent ahalisi de; "kimin kimin" arka bahçesinde, iþ tutuðunu biliyor. Zaten "ceket ilikleyici" halleriyle, ne bu þehre, ne de þehrin ahalisine "bir hayýrlarý" olmadýðýný biliyoruz…
***
Lakin sizden istediðimiz, "þehri düþünen, hakka, hukuka" riayet eden, yetimin, dulun, öksüzün hakkýný yedirmeyen, biat edici olmayan, kent ahalisini "önceleyen", hizmeti ilke edinenleri bari rahat býrakýn…
***
Ýdeolojiniz size, siyasetiniz size, rantýnýz size, kurduðunuz "çýkar çarkýnýn" iþleyiþi size, yani "azýcýk huzur verin" yeter diyoruz ya!… Halk deyimiyle; "düþün artýk bu milletin, bu kentin yakasýndan yetmedi mi?!"
***
GÜNÜN SÖZÜ
Menfaatçiler kuþ gibidir. Yerde elinizden beslenirler, uçunca üstünüze pislerler!
***
HAYIRLI CUMALAR…