AL YAZMALI!
O bir öğretmen..
O bir ay parçası gibi…
O Aybüke öğretmen…
Adı gibi…
Ay'ın koruyucu meleği…
Kırmızı fularlı değil…
O emekçi..
O eli öpülesi, eğitmen..
Örfünü de..
Adetini de, geleneğini de göreneğini de bilendir..
Çünkü o; "al yazmalıdır."
Kırmızı yazma "takan" genç kızımızdır…
***
Gençtir…
Güzeldir…
Daha 22 yaşında, ter-ü taze bir çiçekti...
Müzik öğretmeniydi…
Yeni mezun olmuş…
Ve ilk tayin yeri de Batman'ın Kozluk ilçesi…
Öyle ya…
Çorum nere, Kozluk nere?
Cıvıl cıvıl bir insan…
Neşe yayan bir eğitimci…
***
Karne günüydü…
O da, karneleri dağıttı…
Öğrencileriyle…
Öğretmenleriyle…
Yılsonu ikmaliyle artık; "yaz tatiline" gidilecek…
Hani bir söz var…
“Gidip de gelmemek..
Gelip de görmemek” var ya!
Vedalışıyordu...
***
Ne acıdır ki!
Aybüke öğretmen…
Okulundan ayrılalı, öğrencilerle kucaklaşmanın sıcaklığı geçmeden..
Yani dakikalar sonrası…
Terörün…
Terörizmin…
Teröristin "kor kurşunlarına" hedef oldu…
Tıpkı; teröre kurban giden diğer eğitimciler gibi…
***
Aybüke öğretmen!
Kalleş teröre, can veren ilk değildi…
Sonda olacak değil...
Çünkü bu yolda…
Nice öğretmenler…
Nice eğitimciler…
Ve daha nice bu vatan toprağının evladı; "kurban" gitti…
***
Alyazmalı…
Kırmızı yazmalı…
Toprağımızın kızı; Aybüke öğretmen…
Hayalleri vardı…
Umutlar…
Yarına dair beklentiler…
Duydum ki, yavuklusu da varmış?
Evlenecek…
Çoluk çocuk sahibi olacaktı…
Bir aile kuracaktı…
Anne olacaktı…
***
Ama olmadı…
Kalleş terör bırakmadı…
Türkiye gözyaşı döküyor…
Kozluk…
3 gündür "yasta" ve öğretmen Aybüke'nin ağıtını yakıyor…
Lakin…
"Ateş düştüğü yeri yakıyor" deriz ya…
En büyük ateş; "ana-baba" yüreğinde…
***
Giden geri gelmez…
Ama!
Yeni gidenlerin olmaması için…
Aybüke öğretmenin…
Kendisinin kaleme aldığı…
Kendisinin seslendirdiği…
"Mağusa Limanı'nı", iyi dinleyip, sorgulamalıyız…
***
İnternette var…
Ben bir kaç kez dinledim…
Ne diyor?
"Beni öldürende yoktur, din, iman!"
Sonra…
Ki Türkünün son bölümünde şöyle diyor…
Uyan…
Uyan Aybüke'm uyan…
Uyanmaz oldun…
Yedi kurşun yarasına dayanmaz oldun!"
***
Aybüke öğretmenim!
Bak…
Öğrencilerin neler söylüyor senin için?
Öğrencin, Dilek Avcı…
Gözyaşları akıtıyor…
Ve diyor ki…
"O bizim sadece müzik öğretmenimiz değildi…
Bir rehber öğretmen gibi…
Dertlerimize ortak oluyordu.
Bir öğretmendi…
Ama annemiz gibiydi…"
***
Eee… Kırmızı yazmalı…
Güler yüzlü, sevgi dolu Öğretmen Aybüke…
Rahat uyu…
Mekânın cennet olsun…
***
İŞ-KUR'DA NELER OLUYOR?
Doğrusu…
Bu soruyu buradan kaç kez sorduğumu ben bile hatırlamıyorum?…
İlgili ve yetkili zevata dair…
Ama…
Her seferinde; "kafalar kuma" gömülü kaldı…
Ne cevap veren…
Ne de olup-bitene itiraz eden oldu…
Bildik kirli çark hep döndü…
***
Kurum…
Topyekûn politize olmuş bir kurum…
Davul birinin boynunda…
Tokmak başkasının elinde…
Ki daha iki ay önce buradan; "çok şeyler" yazdım…
İş-Kur'da "dönen" dolaplar diye…
Enva-i "şaibe ve hukuksuzluğun" vaki olduğuna dair…
***
Ki Bakanlık müfettiş gönderdi…
Soruşturma açıldı..
İddialar incelendi..
İşten çıkarmalardan tutun da, "bankamatik" personele kadar…
Ki, son olarak sözde noter huzurunda kura ile yapılan "işçi alımlarında" dönen dolaplar…
Listelerin el değiştirmesi…
İsimlerin üzerinin silinmesi…
***
Velhasıl...
İş-Kur kurumsal vasfından çok…
Birilerine "rant temini" adına "İş kurguluyor?"
Dün…
Eğitim-Bir Sen Şube Başkanı..
Aynı zamanda; Memur-Sen Diyarbakır Temsilcisi…
Yunus Memiş…
Eğitimci…
Bana bir e-mail attı...
Kendisinden aldığım e-mail…
Ki sosyal medyada da yer aldı…
11'e yakın soru var...
Uzun uzadıya; İş-Kur'daki çarktan bahsediyor…
***
Bakalım…
Memiş, nelerden bahsetmiş?
Kesinti yapmadan, aynen aktarıyorum…
***
Bismillah demiştik…
Ve "Kılıç" kılından çıktı…
Ey, İş-Kur Diyarbakır İl Müdürü!
Bilemiyorum…
Sizin hayat anlayışınızda, inanç ve değerlerinizde; "hak, hukuk, adalet" var mı?
Diyarbakır "işsizlik ve istihdam" yönünden bölgemizin en sorunlu kenti…
Bırakın daimi işi, ya da kadrolu işi, 6 aylık ya da 9 aylık bir iş için bile; her türlü fedakârlığı, tavizi vermeye hazır oldukları gibi; tüm zorlukları göğüslemektedir.
Ve istihdam alanında en büyük umutları da; her yıl İş-Kur'un yaptığı "işçi" alımlarıdır.
Ama ne yazık ki; tüm bu travmatik hale rağmen İş-Kur keyfiyet arzı içerisinde, uygulamalarda bulunuyor.
Sormak istiyorum;
İş-Kur "toplum yararına çalıştırma" adı altında, işe aldığı kişileri hangi kriterleri baz alıyor?
Merak ediyorum…
***
BİR-Kura dediniz, noter huzurunda çekimler yaptınız. Sonra, bu listeleri her ne hikmetse; yeni listelere dönüştürüp, şaibelere, rüşvete, suiistimale döndüren, halkta tepkiler yaratan, şikayetlere neden olan bir alım yapıldı? Neden?
***
İKİ-Noter huzurunda çekilen isimler neden liste dışı bırakıldı. Dilinden mi, dininden mi? Hangi gerekçeden dolayı; ayıklandı?
***
ÜÇ-Önceden kapalı kapılar ardından listeler organize edilecektiyse, kura çekimi, noter ve medya çağrılarak yapılan şova gerek var mıydı? Geçmişteki gibi; yine masa altı işlem yapılırdı? Şehir de böylesi bir spekülasyon rüzgarı estirilmezdi?
***
DÖRT- Kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere, özellikle özel sektöre yönelik "istihdam" amaçlı gönderilen işçilerin ekseriyetinin, hiç işe gitmeden bankamatik personel olarak, faaliyet gösterdiği, iddiaları ayyukta? Bu da işçi alımlarının ne kadar keyfiyetle yapıldığını ortaya koymaktadır.
***
BEŞ-Ey İş-Kur İl Müdürü.. Konuşurken mangalda kül bırakmayan! Ancak icraata gelince, Diyarbakır'a geldiğiniz günden bu yana, her türlü kurum içinde ciddi spekülasyonlara sebebiyet vermenizdeki sorun nedir? Uygulamalarınız ile söylemleriniz hep, çelişki içermektedir?
***
ALTI- Mübarek Ramazan ayı içerisinde, evine bir lokma ekmek götüremeyen, yetim, muhtaç, mazlum, biçare insanlar işe alınmazken, altında lüks aracı bulunan, şunun bunun adamı kişilerin gasp edercesine, bu hakka, hukuka, adalete çöreklenmesi, hangi vicdanla kabulü mümkün olabilir?
***
YEDİ- İş-Kur Müdürü… Size "İşe alımları" kim yapıyor dediğimizde, "Ben alım yapmıyorum" diyerek, topu taca atıyorsun. Sorumluluktan kaçıyorsun.. Peki, bu kuruma müdürlük yapamıyorsan, ne diye bu koltuğu işgal ediyorsun?
***
SEKİZ- Eğer, hak, hukuk ve adaletten söz edecek bir vicdanı sorumluluk taşıyorsan, alımları kimin yaptığını, listeleri kimin organize ettiğini de çık; açıkla… Tabi yüreğin yetiyorsa.
***
DOKUZ- Soruyorum Size. İş-Kur bünyesinde "Bankamatik İş-Kurcu" var mı? Varsa neden işlem yapmıyorsunuz?
***
ON- Bakanlıktan Gelen müfettişlerin düzenlediği raporlara istinaden, kaç kişinin işe gitmeden maaş aldıkları ortaya çıktı. Bu tespitler doğrultusunda, kaç yüz kişinin iş akdi feshedildi?
ONBİR- Velhasıl… Ey İş-Kur Müdürü. Kurumu ve Diyarbakır'daki organizasyonları şeffaf ve adil bir şekilde, yönetemediğin ortadadır. Bir an önce istifa etmeni, ehil ve liyakatli bir şahsın bu kurumun başına geçerek, hak, hukuk ve adalet ilkesiyle; "İstihdama" öncülük etsin.
***
ONİKİ- İş Kur'la ilgili şimdilik bu kadar diyoruz. Ve bunun tepkisini de bekliyoruz. Çünkü daha çok söylenecek, ifade edilecek, dillendirilecek mevzuu var.
***
Memiş'in sıraladıkları bunlar…
Doğrusu…
Anlatılanlar, yaşanılanlar karşısında devede kulak bile değil…
Özellikle; "projeler…"
Kurslar…
Bunlara değinilmemiş…
Neyse!
Önem arz edici olan; "ilgili ve yetkili" kurumların mevzua karşı ortaya koyacakları tavır…
Üç maymunu mu oynayacaklar?
Yoksa neşter mi atacaklar?
Tabi iş "vicdana" kalmış…