ARAZİ KAVGALARI VOLKAN GİBİ!
Merhaba.
Bize tanınan, tatil süresi bitti.
Yazı mesaisi, dün itibariyle başladı.
Yeniden işe koşuluyoruz.
Haftanın 6 günü, "mülahaza" etmeye devam!
Eee…
Sayılı, günler çabuk geçiyor!
***
Peki.
Biz yokken, memlekette neler oldu?
Doğrusu.
Soruyu ve az sonraki cevapları, "pek" içime sindirerek, hasb-i hal etmek istemezdim.
Ama elden ne gelir.
Bölgemizin.
Hele ki ilimizin, "kahreden" gerçekleri ne yazık ki yürek dağlıyor.
***
Şiddet.
Ölüm.
Ölümler ve öldürmeler.
Cinayetler.
Katliamlar.
Ağıtlar.
Gözyaşı.
Açlık, sefalet ve yoksulluk.
Velhasıl, yaşananlar insanlık dramı.
Acılar serüveni.
Kahredici!
***
Evet.
Çözüm süreciyle, "huzur" umutları yeşerdi.
İşte, 7 aylık zaman dilimi.
Bölgeden tek bir çatışma haberi, ya da ölüm yok.
Ne asker;
Ne gerilla, "eller" tetikte değil.
Cenazeler gelmiyor.
Hükümetin, "çözüm" süreci işliyor.
Her ne kadar, "ağır aksak" gidiyor ise de.
Gerilla, "alandan" çekiliyor.
Ki dün son çekilme resmi kamuoyuna duyuruldu.
***
Özü itibariyle.
Huzur.
Barış ve güven ortamı hakim hal-i hazırda diyoruz.
Lakin!
Yılların "birikmiş" öfkesi olan, kırsaldaki "arazi" anlaşmazlıkları.
Ne acıdır ki; "volkan" gibi patladı.
Hem de; "katliamlara" neden olarak.
***
Sadece.
Diyarbakır’ımızda bir ay içerisinde yaşananlar.
Önce;
Bismil-Silvan sınırındaki "hisseli" arazi, anlaşmazlığı.
Üstün ve Erk ailelerinin, "hizipleşmesi".
Yıllara dayanıyor.
Ramazan-ı Şerif'te; "göz göre göre" vahşet yaşandı.
***
Hem de;
Devlet-i Aile'nin, huzurunda, bilgisi dâhilinde.
Bir aileden; 8 kişi "bir çırpıda" adeta "soy kırım" gibi katledildi.
4'te yaralı.
Hadiseyi, buradan bir kaç kez dile getirdim.
Her ne kadar katliamı "silahın tetiğini" çekenler, yaptıysa da.
Bazı Devlet kurumları da, "müsebbip" diyebilirim.
***
Çünkü defalarca "şikâyet" edilmiş.
Dilekçeler.
Başvurular, ama her seferinde; "umursamazlık" takınılmış.
Ki son gün; "Gidin. Olay olursa geliriz, olay yok ki."
Gidiş o gidiş; 8 ölü, 4 yaralı…
Peki, zanlı; " O da tek kişi".
Ne hikmetse; 8 kişiyi bir kişi öldürmüş.
***
O kadar, silah.
O kadar mermi,
O kadar, ceset orta yerde iken, "hepsini" ne gariptir ki, bir kişi "icra" etmiş.
Ya diğer; "müsebbipler" nerde?
Burada derin bir "politize" olmuşluk ve "kayırma" söz konusu.
***
Ya; Bayramdan hemen sonraki, "hadiseler".
İşte;
Hazro ilçesine bağlı Çiftlibahçe.
Yani, Kürtçe ismiyle, "Helhel".
Bilânço;
Bismil'deki katliamdan, düşük değil, 8 ölü, 9 da yaralı.
Tekin ile Uğurlu aileleri.
İlk etapta; "arazi" denildi.
Sonra, denildi ki,
"Uğurlu" ailesinden, üç gencin PKK'ya katılmasına, Tekin ailesinin "aracılık" ettiği.
***
Aslında.
Aileler arasındaki, "husumet" eskiye dayalı.
Ki "iki gerekçede" mevcut.
Peki Lice'deki husumet.
Diyarbakır'dan başlayıp,
Lice'nin Kurtlu köyü Kerpiçören mezrasına uzanan, "çatışma".
Tekel ve Tokur aileleri.
Bilânço; 3 ölü 6 da yaralı.
Mesele, "arazi anlaşmazlığı".
***
Komşu iller.
Muş'un Bulanık,
Batman merkez,
Mardin,
Ve tabi ki, Şanlıurfa Siverek'te yaşananlar.
Genel itibariyle son bir aylık dönemi içerisinde, "arazi anlaşmazlıklarına" verilen kurban sayısı, ürkütücü.
53 ölü,
45'te yaralı.
***
Ve bu hadiseler zinciriyle.
Evinden,
Yurdundan, malından-mülkünden edilerek göç edenler.
Veyahut "hasımları" tarafından evleri ateşe verilerek yakılanlar.
Yani anlayacağınız.
Güneydoğu'da.
Yıllardır, "üstü örtülü" anlaşmazlıklar "öfkeye" dönüştü.
Volkan gibi "yakıcı" bir şekilde patlıyor.
Katliamlar seri şekilde.
***
Sosyologlar.
Psikologlar.
Ve diğer, uzmanlar fikri beyanda bulunuyorlar.
Kimine göre; "arazi" rantı,
Kimine göre, "kadastro sorunu"
Kimine göre, "aileler arasındaki güç dengesi"
Kimine göre, "şiddet ortamıyla gelişen güç algısı".
***
Evet.
Akademik, "analizler" bu başlıklar altında.
Katılmamak elde değil.
Ancak ne var ki;
Unutulan bir hakikat var o da, "devlet nerede?"
Sorun burada.
"Çıkmaz" sokak misali, çözümsüzlük!
***
Yani.
Yürütülen çözüm sürecine "sosyal yaşam da" dâhil edilmeli.
Salt.
Kırsal ve KCK, Kandil ile İmralı.
Beri yanda; Ankara ve siyasi mecrada, "çözüm süreci" işlememeli.
Bunun Sosyo-ekonomik alandaki, "etkenleri de" görülmeli.
***
Yoksa.
"Çözüm süreciyle" Kürt sorunu hal olur, ortalık; "güllük gülistanlık" olur, denilirse.
Bu ciddi bir; "yanılma" olur ki.
Bölgede.
Hukukun, adaletin, özgürlük ve eşitliğin, "hükmü" kalmaz.
Tabiri caizse;
"Orman kanunları" geçerli hale gelir.
Nitekim "hal-i alem" de onu gösteriyor.
***
Velhasıl.
Mevzu derin.
Hadiselere ait hamur daha çok su alacak gibi.
Ne diyelim.
Temenni ve duamız, "insanlar ölmesin."
***
Not.
Tatille alakalı, "izlenimleri" bilahare.
Fırsatlar gelişirse; "hasb-i hal" edeceğiz.
Çünkü seçtiğim, "bir kaç konu" önemli.
Onu sizinle mülahaza etmek istiyorum.