ARAZİ TOPLULAŞTIRMASINDAKİ FİTNE!
Hiç kuşkusuz ki!
İş ve işlem…
Makam ve mevki…
Görev ve sorumluluk her ne ise!
Nerede olursa olsun…
İlla ki, "ehliyet" sahibi olunmalı, yönetilmeli, sorumluluk almalıdır…
***
Kur'an-ı Kerim'de…
Hadis-i Şeriflerde hep şu emredilir.
Denir ki.
"İşleri" ehil kişilere verin.
Yani "layık" olan, "ehliyetli" olana görev ve sorumluluk verilmesi gerekir…
***
Çünkü.
En sıradan; "doğru" bir işlem…
Ehil olmayanın; "elinde", en büyük yanlışlık olur.
Ki "yanlışın" getirisi de; "fitnedir, bozgunculuktur, anlaşmazlıktır."
Yani, "hile ve desiseler" zincirini yaratır.
Bu yasalar için de.
Nizamnameler için de..
Günlük hayat için de, geçerli ve önem arz edicidir…
***
Ne diyoruz!
En iyi kanun koyucu ol…
Ama "ehil işi" o'nu uygulamıyorsa…
O kanun!
Ülke ve millet nezdinde…
En zalim ve zulümkar kanun olur ki maazallah!
***
Pek tabi ki…
En bariz "yanlış" işlem ve eylem de!
Aynı zamanda…
"Ehil kişinin" elinde, en büyük "doğruya" döner…
Hak, hukuk, adalet ve hakkaniyetle; "içtima" eder…
***
Diploma…
Ya da unvan…
Vaziyete "muteber" değil…
Nüans…
O işi hakkıyla yapabilmektir…
Bileni bulmaktır, sorumluluk vermektir…
Adam kayırmak…
Adama göre iş vermek…
Politize olmuşluk; "her makam ve mevki için" tahribattır, yıkımdır!
***
Gerek o iş için.
Gerek o makam için.
Gerekse de "sirayeti" olan ahali için!
En büyük azap…
En büyük zulüm…
Ve en büyük "fitneye" sebebiyet teşkil eder…
***
Tüm bunları niye aktardım!
Malumunuz üzre…
Bölgemizde, uzun yıllardır "arazi toplulaştırması" yapılıyor…
Aslında işin muhtevası…
Genel itibariyle; "hayra", dairdir…
Doğru bir işlemdir…
Hele ki bölgemiz için; "arazilerin verimliliğinin" artırılması için!
Bulunmaz bir nimet…
***
Sulama…
Araziye ulaşım…
Ürün verimliliği…
En önemlisi de, "bölünmüş arazilerin" bütünleşmesi!
İlk icraat ikmale gelince buradan "desteklemiş" ve hayırlı bir iş diyerek övmüştüm!
Diyarbakır için…
Bölge illeri için; "büyük bir kazanım" olacak…
Yarına dair; "büyük bir altyapı" teşkil edecek diye…
***
Ama velâkin…
Zaman geçtikte..
İç, çıkara, ranta, menfaate dönüşünce…
İçerisine; "siyasi" eller sokulunca…
İş ve işleme dair; sorumluluk alanlar "ehliyetsiz" olunca..
Layık olmayan..
Ehliyetten uzak olanlar; "vazife" üstlenmeye başlayınca…
***
Özellikle!
Hazine arazilerin "peşkeş" edilmesi vaki olunca…
Köy ağaları…
Köy beyleri…
Nüfuslu şahsiyetler…
Alan hâkimiyetini "ellerine" geçirince; "hayırlı iş, hayırsız" duruma geldi…
***
Öyle ki.
Hayali isimler,
Hayali nüfuslar,
Hayali ikametgahlar kurgulanıp..
Mezralar…
Peş peşe "köy statüsüne" kavuşturuldu..
Ki bunların başını çeken de; Diyarbakır merkez Yenişehir ve Bismil ilçesi oldu..
Diyarbakır'ın köy sayısı, ir çırpıda ikiye katlandı..
***
"Batan geminin malları" misali!..
Fakirin..
Yoksulun..
Garibanın, bırakın arazisini..
Merası bile; "elinden" alınarak; "arazi toplulaştırmasını" yapan firmalar aracılığıyla, kaydırıldı…
***
Ve biz tüm bunları, dile getirdik.
Dönemin.
Etkili ve yetkili zevatına, ilettir..
AK Parti kurmaylarını uyardık..
Diyarbakır'da "vahim bir toplulaştırma" hukuksuzluğu yaşanıyor..
Bu zaman içerisinde; "büyük fitnelere, çatışmalara" neden olur dedik..
"Hukuksuzluğa" dur denilsin dedik..
Ama kime dersin...
Çünkü işin ucu, "onlara" uzanıyor.
***
Bakınız!
Daha toplulaştırma "bitmiş" değil..
Ki ne hikmetse; "bir süredir" vaziyet askıya alınmış..
İş yapılmıyor..
Ama yapılan..
Ya da bildirilen; "köyler mezrada" hal-i hazırda kızılca-kıyamet kopuyor..
Gün kavgasız..
Gün çatışmasız..
Gün ailelerin, toprak sahiplerinin "karakolsuz" halleri geçmiyor…
***
İşte son vaka..
Bismil'in Türkmenhacı Köyünde yaşandı..
12 kişi yaralandı..
Aralarında ağır olanlar da var..
Nedeni;
Köyde hukuk dışı yapıldığı iddia edilen "arazi toplulaştırması.?"
***
Taraflar..
Birbirlerine "hasımlık" üretiyorsa da..
Sorumlu; "Toplulaştırmayı yapanlar" diyorlar..
Arazilerimiz!
Babadan kalan malımız; "bizden alınarak" başkasına veriliyor..
Başkasının arazisi de; "bizim içimize" katılıyor..
Bu nasıl bir anlayış diyerek; tepki veriyorlar..
***
Kime gitsek..
Şikayet etsek..
Ne desek, boşuna kimse kimseyi dinlemiyor?..
Uyarıyoruz diyorlar..
Bugün böyle oldu.. Çözülmezse; yarın ölümler olur..
Kimse önüne alamaz..
Haklılar..
Çünkü daha kısa bir süre önce, Silvan'da bir aileden 7 kişi öldürüldü..
***
Önceki gün!
Bu konuda, birçok telefonda aldım…
Özellikle; "manşet haber" sonrası…
Ergani'de…
Dicle'de, Silvan ve Çınar'ın bazı köylerinde…
Sur merkez'e bağlı köylerde de; "isyan bayrağı" çekilmiş vaziyette!
Dedikleri;
"Toplulaştırma adil ve ehil kişilerce yapılsın… İş bilmezlerle değil"
***
Bizden bir kez daha uyarı…
İlgili ve yetkili zevat…
Ey Devlet-i âliye…
Mal canın yoncasıdır…
Hele ki, arazi Diyarbakır'da Güneydoğu'da "her şeyin" üstündedir..
Bir kaç bilmezin…
Ehliyetsiz kişinin…
Hele ki, müteahhitlerin inisiyatifine hal-i vaziyet bırakılırsa; "ölümler, toplu cinayetler" kaçınılmaz olur…
Çünkü "tehlike bas bas bağırarak geliyorum diyor?"
Yarın geç olabilir..
Vebalı herkes için; ağır olabilir..