ASENA VE GAZİ YAŞARGİL!!..

Bir meçhuliyet ekseninde, "aksiyonlu" tartışmaları sürüyor?..

Kim mevzuyu nereye vardırmak istiyor, doğrusu kestirmek zor..

Ancak, yaşananların ekseninde olup-bitenler "yenilir-yutulur" olmadığı gibi; mide bulandırıcı bir seyir aldığını da ifade edebilirim…

Evet, Muhammet Asena "Başhekimlik" görevinden alındı..

Yerine, Yenal Karakoç geçici olarak, Başhekim Vekili" diye atandı..

Karakoç kalır mı, başkası atanır mı, bilmem!..

Ama yoğun bir "Başhekimlik" kulisi yapılmıyor değil.?

Şu veya bu isimler ekseninde; "herkes ipi" kendine çekiyor…

Bu arada, hastanenin dört başhekiminin de Asena "destekli" toplu istifa ettiği söyleniyor..

Görevden alma da olabilir..

Görünen o ki, Asena'nın alınmasıyla ilgili sular" durulacak gibi değil…

Ama istifalar, kurumsal politize olmuşluğu ve siyasi aklın "ehil ve liyakatin" önüne geçtiğini de ifşa etmiyor değil..

***

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ortaya çıkardığı tabloyla; hikmeti daha bir net anlaşılıyor ki işin çürümüşlüğü gırtlakta!!…

Demek ki, rantın, çıkarın, menfaatin, akçeli indiregandi işlerin "o biçim" işlem gördüğü, "adamcılığın" sektörel kimlik kazandığı tartışılmaz bir gerçekmiş Gazi Yaşargil Hastanesi'nin ruhunda yıllar yılıdır yaşanır olma hali!…

"Vücut" bulan bir virüs!!?..

Ve demek ki, "dürüstlükten" dem vuranların, bir başka "yüzleri de" iş paylaşıma gelince, aksini ortaya çıkarıyor?..

***

Bakalım, iki günlük "kapanma yasağı" sonrasında, haftanın ilk günkü mesaisine nasıl yansıyacak?..

Bekleyip göreceğiz..

Ancak mevzuyla alakalı "kafamda oluşan" öylesine, öylesine deli sorular var ki aman Allah'ım dedirtiyor..

Yanıt bulması, gerektiğine ilişkin..

Ama şimdilik sormuyorum; çünkü "birileri birilerine yumruklarını sıkmış" halde!…

Sorular, sorgulama gerektiği gibi, yanıtlar da muhatapları "gereceğinden" dolayı, "işin" şimdilik bardağı taşıranı olmayayım..

Ancak ilk fırsatta, soracağım!!!…

***

SEÇİMLE GELEN, SEÇİMLE GİTSİN?..

Hadde ya!…

Yok mu bunun başka bir yolu, yordamı, raconu!..

İlla ki seçim mi olacak?..

İlla ki, "seçimle mi" gidecek?..

İkinci bir seçenek yok diyorsunuz yani!!…

Neyse sen bilirsin?…

İyi de, "bu kadar ısrarcı" söylemin niye!…

Sen ki bir kere "seçimle" iktidar olmadın…

Sen ki bir kere "seçimle" gitmedin..

Hep vesayetçi takıldın..

Kaldı ki, "her girdiğin seçimde" kaybedenler hanesinde, durdun…

De bakalım; "seçimle" bu kadar ırak olma halin ortada iken..

Birden "seçimle" haşır-neşir olma halin niye!..

Aldığın koku neyin nesi?..

"Seçimle gelen, seçimle gitsin" sözün, sırlar aleminde kim var?…

"Ağzındaki baklayı" bir çıkarsana…

Sahi ya!…

Demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden, söz etme haliniz ne acep!..

Birden bire hukuk, adalet, eşitlik, kimlik sözüyle "demokrat" kesildiniz..

Ruhunuzdaki, inkar ve asimilasyonu, terk etmenizin sebebi mucibesi!…

***

Geldiğiniz aşama!…

Ürettiğiniz laflar..

Giysinizdeki değişiklik…

İki sözü der demez insana söyletiyor..

Hangi dağda kurt öldü..

Ya da bu işte yine bir "inlik" var, olmaya eski ruhlarını yeşertip "kuzu postu giyen kurtlar" misali, pusuya yatanlar…

Olmaz mı!..

Daha üç gün önce, anmadık mı, "seçimle gelenin" nasıl da, gönderildiğini!…

61'inci yılında, 27 Mayıs..

O Menderes "seçimle" gelendi, ama seçimle gitmedi?..

70'leri, 80'leri hatırlarsak..

Sahi ya, Demirel "kaç seçimle" geldi, ama hep başka türlü, gitti!…

Peki ya, Erbakan!..

O da "seçimle gelip" seçimle gitmeyenler kervanına katılmadı m?..

"O şerbetten" nasibini aldı?..

Tabi ki, Türkiye..

28 Şubat unutulur mu, "seçimle gelip" seçimle gidilemediğine ilişkin "karanlık" bir yolun, inşa edilebildiğini!…

***

Demem o ki, "seçimle gelen, seçimle gider" narasını bugün atanlar, "o gün" tüm bu yolların, gayretkeşleri değil miydi ki?..

Şimdi, yıkılan bir tabu var?…

Öyle ya, Erdoğan 19 yıldır "fırsat" vermiyor?…

"Seçimle gelmenin zevkini" biliyor çünkü!…

Her ne kadar, 19 yıllık serüvende "seçimden" başka yolları denemek isteyenler oldu?..

Ama başaramadılar.. Tıpkı, 11 yıldır "seçimle" değil, "kasetle" oturduğu koltuktaki zat-ı muhterem ve yandaşlarının, "seçimle ve seçim dışı argümanları" kullanmakla yürüttükleri gelme durumları olmuyor?

***

Sonuç itibariyle!..

Bizdeki "demokrasi, milli irade" cellatları…

Okyanus ötesinin de, kabullenmesiyle…

Anladılar, Türkiye eski Türkiye olmadığını?..

Mevcut iktidarın gidişatını, kendilerinin de iktidar olabilme yolunun; "seçimle gelen seçimle gider" hakikatindine olduğunu, görmeye başladılar..

Sanırım..

Bundan olacaktır ki, her sözlerinin başında ısrarla bu sözcüğü kullanmaktadırlar..

Neyse, bu da bir aşama ve başarıdır…

11 yıl sonra anlayabildiler…

Haydi hayırlısı diyelim?..

Ama biz yine uyanık olalım; neme lazım..

Genlerinde "kuzu postu giyen kurtlar" olduğunu unutmayalım!…

***

TAKSİM CAMİSİ VE AKŞENER!…

Ne fırtınalar koparıldı; "Taksim Meydanına" ilişkin…

Taksim'e camii değil, AVM yapmak istiyorlar diye koparılan, fırtınalar…

Yeri-göğü inletenler oldu?..

Gezi'nin "libasına" bile, yama yapıldı?..

Ah ki ah, Topçular Kışlası...

Ve Cuma günü!..

O günün "şeytani ruhla" saldırı moduna girenlerin anlayışına, İslam'ın ve Erdoğan'ın "iman" sillesi indi!…

Taksim Camii, tüm ihtişamıyla "ibadete" açıldı..

Cuma Namazı kılındı…

Ayasofya'nın, "kardeşi" olarak…

***

Cami karşıtlarının "alayına" inen sille!..

Muhakkak ki, Meral Akşener'in "o günkü söylem, eylem ve siyasetine de" inmiştir…

Erdoğan gibi "Bay Meral mi" diyeyim..

Yoksa, kendisinin ifadesiyle "Dede Meral mi" diyeyim?..

Neyse!..

Ben yine de, bayan Meral diyeyim.. Ve bir hatırlatmada bulunayım.. Malum, Geziciklerinin döneminde şöyle bir tweet atmıştı.. "Mücahitken Taksim'e cami yapmak istemişlerdi, şimdi müteahhit oldular, Taksim'e AVM yapacaklar?"..

***

AVM yapılmadı, "Cami yapıldı?"…

Müteahhit olmadı, Mücahitliğini, Erdoğan tescillendirdi..

Şimdi "atılan o utanç tweet'e" ne diyeceksiniz, bir özür, dönüş, yanlış, hata gibisinden söz edecek misin?..

Yoksa!..

Son dönemlerde medet umduklarınıza mı soracaksınız?..

Mesela "Biden'e" diyecek misiniz yahu "çok sıkıştık, hani bize destek verip Erdoğan'ı devirecektik?"..

Ya da Netanyahu hele bi bak, "sizde cinayetlerin listesi varsa, bize ver diyecek misiniz?"

Neyse!.. Bayan Meral artık huzurda.. Hükmü siz verin; "iman nokta-i nazarında?"…

***

 

GÜNÜN SÖZÜ

"Edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder."