BAYRAM GELMİŞ NEYİMİZE?!…

 

Newroz…

Topluluklar için, "farklı" anlamlar içerir…

Kimine özgürlük..

Kimine, baharın müjdeleyicisi..

Kimine yeni gün..

Yani, kimlikler, dinler ve renkler açısında "farkılılık" arz eder..

Ama genel itibariyle;

"Birlikte" yaşamanın ana duygusunu içinde barındırır…

"Özgürce yaşayabilmek.."

***

Evet, Newroz Bayramı…

Bayram diyoruz…

Ama gel gör ki, "bayramı yaşayacak" halimiz almadı kı?

Var mı?

Yok..

Çünkü dört bir yanımız, "Harap.. Kan ve gözyaşı" hakim..

Acı var.. Yas var.. Ölümler var..

Evinden, barkından olmak var..

İnsanlar "korku ve endişe" içerisinde, yarınlardan belirsiz..

***

Bu hal-i vaziyet içerisinde..

"Bayram" nasıl kutlanacak..

Duygular nasıl ifade edilecek..

Hangi mesajlarla, günün anlam ve önemi anlatılacak bilemiyorum…

Ama bildiğim şudur ki…

Bir çok kişinin ağzından şu sözcük çıkar; "bayram gelmiş neyimize!.."

***

İşte, Sur.. Bağlar..

Nusaybin.. Cizre.. Silopi… Şırnak..

Yüksekova.. İdil.. Dargeçit.. Ve daha nice ilçe ve şehirlerimiz..

Hendek ve barikatın yarattığı şiddet sarmalı içinde!…

Manzara ortada..

Ne dersiniz?

***

Velhasıl…

Herşeye rağmen.. Ama herşeye rağmen..

Newroz Bayramınız kutlu olsun..

Newroz pirozbe..

İnşallah "acıların son bulacağı" bir Newroz olur..

Ama bir de uyarım var.

Özellikle, Diyarbakır için..

Çünkü bugün kutlamalar yapılacak..

Ve tüm gözler şuan, kadim şehre odaklanmış vaziyette..

 

***

Eğer ki, kutlayacaksak.

"Bayramı bayram havasında geçirelim.."

Malum, gergin ve kaotik bir havanın puslu hali var…

Birileri, yeni acıları bize yaşatabilir..

Provokasyon…

Haince bir kumpas, geliştirebilir..

Bilirsiniz, kurt dumanlı havayı sever...

O'nun için her halükarda aklı selim hareket edilmeli..

Sağduyu elden bırakmayalım…

Ve itidal davranmalıyız..

Ki, hainliklere prim verilmesin..

***

 

KLİŞELEŞMİŞ CÜMLELER…

Yine, terör..

Yine katliam..

Yine canlı bomba, dehşeti..

Beri yanda, Güneydoğu'daki şiddet sarmalı!…

Ne diyoruz yine…

"Terörü lanetliyoruz.."

Katiller…

Teröristler "döktükleri" kanda boğulacaklar…

Klişeleşmiş laflar..

***

80.. Ve öncesinden..

Bugüne dair..

Hep kullanıla gelen, ama bir türlü "sonlanmayan" söylem…

"Dökülen kan yerde kalmaz.."

"Şehitler ölmez, vatan bölünmez.?"

O günden, bugüne…

Kaybettiğimiz canlana bakalım…

***

60 binin üzerinde!…

Üç  misli, yaralı, sakat kalan…

Evinden, barkından, malından, mülkünden edinen..

Göç eden..

Köyüne, mezrasını bırakıp, "şehrin" terörist hayatına maruz kalan..

Orfünden, adatinden geleneğinden "uzaklaştırılan.."

***

Yaşamın her alanı için..

Ekonomik..

Sosyal.. Siyasal, kültürel.. Yani; "erozyona" uğramış..

Asimile olmuş..

DNA'sıyla oynanılmış, bir nesil oluştu..

Şiddetin, terörün içerisinde..

Kini, nefreti, hasımlığı…

Hele ki asiliği, ceberutvari saldırganlığıyla; "herşeyi" alt edebiliriz, zihniyeti..

***

Dün, üç-beş deniliyordu..

Bugün, coğrafik alan kazanımında..

Tek örgüt vardı..

Şimdi onlarcası…

Salt içerde değil, "dışardan da" ithal örgütler gelişti..

Küreselleşti..

Ve global bir "çatılaşmayla", hücum geliştiriliyor…

Evel, dağlardaydı..

Şimdi şehirlerde, sokaklarda, caddelerde "terör.."

***

Ama hala…

Aynı söylemlerle, meseleye elbise biçiliyor..

Beylik naraları atılarak..

"Aktıklara kanda boğulacaklar..

Hak ettiği cezaya çarptırılacaklar.." diye..

Ankara'da, 5 ayda..

Üç canlı bombanın yarattığı terör… Toplam, 170'in üzerinde masum canlar gitti..

***

BEYLİK BİR İFADE…

İşte haftasonu İstanbul'un göbeğinde…

Turistlere yönelik..

Canlı bomba katliamı, yine beş ölü var.. Onlarca yaralı..

Irkı, rengi, dini, fikri…

Gözetilmeksiniz, girişilen terörist bir saldırı..

Şimdi geliştirilen yeni bir söylem var..

Beylik ifadesi..

"Terörle yaşamaya alışmayacağız.."

***

Elbette ki, "alışmayacağız.?"

Alışmamamız gerekir..

Alışmamıza dair, "hamleleri" ber taraf edeceğiz…

Ki  kim ister…

Her an, her saniye, her saat "ölümle" kucak kucağı yaşasın…

Okula giderken,

İşe giderken,

Alış-veriş yaparken..

Kim korku tüneli içerisinde kalıp "acaba bugün" bombalı saldırıya..

Ya da, enseye kurşunla..

Terörist bir saldırıyla "ölebileceğim" korkusuyla yaşamak ister..

İstemez…

İstenilmemeli…

***

Ama gel gör ki…

İstihbarat bilgilerine..

Dış uyarılara rağmen..

Geliyorum diyen "teröre" ne yazık ki, önlem alınmıyor..

Dikkat edin..

Ankara'daki "saldırı" önceden haberdar olunuyor..

Sosyal medyada, Alman büyükelçisinden..

ABD'den…

Ankara'da "bombalar" patlatılacak deniliyor..

İki gün sonra, "güm"..

***

İşte, İstiklal'deki bombalı saldırı..

Yine, "saldırı beklentisi" istihbaratı..

Ve "Bak geliyorum" diyen terör, "teröristliğini" icra ediyor..

Aslında, acı bir ders okutuyor bize terör..

Kanla, gözyaşıyla…

Peki aldığımız bir ders-i ibret var mı?

Yok..

***

Tabi duamız.. Beklentiğimiz..

Allah'ü tealadan, temennimiz…

Diyoruz ki..

"Bu son olur inşallah..

Yeter..

Artık masum insanların kanı akmasın..

Gözyaşı, olmasın.. Terör olmasın..!"

Ve diliğemiz odur ki;

"Barış olsun, kardeşlik olsun.."

***

Ama…

Biliyoruz ki, "görünen köy kılavuz istemez" misali…

Yaşanan ve yaşatılanlar; "ne ilktir, ne de sondur.."

Çünkü yarayı "tedavide.."

Şiddeti, terörü körükleyen "etkenlerden"

Halis bir niyet "içerisinde" olmadığımız için..

Çözüm "ikmale" gelmiyor…

Gelmediği içinde, "ha bire beylik lafları" üretiyoruz..

Şimdi ne deniliyor;

"Terörle yaşamaya alışmayacağız.."

İnşallah…

Ama kimse demiyor ki; "gün birlik günüdür"…

"Biz olabilmek.?"

***

KANDİL ÇATI MI OLUYOR?

Muhalafete yeni bir çatı…

Kandil mi?

Ne diyor Cemil Bayık…

Hedefimiz…

AK Parti iktidarını devirmek…

Erdoğan'ı al aşağı etmek…

Eee…

Zat-ı muhterem Kılıçdaroğlu'nun de hedefi aynı..

"İktidarı" devirmek..

***

MHP'nin de öyle değil mi?

HDP'si de..

Yani mecliste olan muhalefet partilerinin dışında..

Meclis dışı kalanların da..

DSP'nin, SP'nin.. Vatan'ın..

Sayabildiğin diğer tüm siyasi partiler..

Ne diyorlar; "hedefimiz iktidar, hedefimiz iktidarı devirmek.."

Yerli ve milli bir kaolisyona; "yeni bir ortak.."

Maşallah!..

***