BENZEMEZ KİMSE SANA!
Öyle ya burası Diyarbekir!
Farklı bir kent…
Farkındalığı "yüksek" bir şehir…
Yaşamı da…
Kültürü de…
İnancı da…
İdeolojik yapısı da…
Hayata bakışından, enva-i durumuna kadar!
Müzeyyen Senar'ın dediği gibi…
Benzemez kimse ona…
Yani…
Diyarbekir, diğer illere benzemez!
Ne icraatlarıyla…
Ne yerel hizmetleriyle…
Ne kentin idari, anlayışıyla…
Seçilmişi…
Atanmışı bile…
Kendisine özgü bir; "farkındalık" sahibi!
Acayip bir kent yani!
***
Baksanıza!
Başka iller neyle, gündem oluyor…
Sosyal.
Siyasal.
Ekonomik.
Kültürel, "figürleri" öne çıkaran…
Şehirleri "markalaştıran!"
Ticari hayata ivme kazandıran…
Eğitimiyle…
Sağlığıyla…
Sanayisiyle…
Yeni yatırımlarıyla; "istihdam" yaratmakla; gündem olur!
***
Beri yanda…
Yaşama ders-i ibret verdiren…
Yanlışlıkları…
Doğruları…
İlin kendisine has; "figürleriyle", öne çıkarlar…
Heykellerle…
Maketlerle…
Şehrin girişlerine…
Çevre yollarına…
Kent meydanında, "diktikleri" yapıtlarla, mevzu-bahis olurlar…
***
Bir kent milliyetçiliği…
Bir kent dayanışması…
Sorumluluk…
Görev alabilirlik adına; en küçük mevzuda kenetlenirler…
Parti gözetmeksiniz…
Milletvekilleri…
İl Başkanları…
Vali, Belediye Başkanı…
Yani seçilmişler…
Yani atanmışlar…
Yani kentin, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri…
Yazanı-çizeni…
Okuyanı, okumayanı; "biz bu kent için varız" deyip, saf tutarlar…
***
Bir hizmet var ise…
Bir çalışma olacaksa; "istişareler" içerisinde bulunurlar…
Kopukluk olmaz…
Ben yaptım, oldubitti, "geçersiz" ve değer görmez, tepki gösterilir…
Onun içindir ki; "hiçbir iş" iki kez, üç kez yapılmaz…
Bir kere yapılır…
***
Peki, Diyarbekir'e gelince…
Hal-i vaziyet, bizde nasıl?
Ne yazık ki…
Garip…
Ki garip olmanın da ötesinde; "bilinmez bir denklem" gibi!
Nedendir bilinmez!
Kadim kent…
Yürek burkan…
Öfke körükleyen…
Çözüm değil, sorunlar üreten, bir konumda hep; "mağdur" edilmişlik…
Hep birilerine "yem olunmuşluk!"
***
Gelen-gideni aratır misali…
Öyle, geriye yaslanıp, bakalım…
Diyarbekir'e dair…
Özellikle son yıllarda…
Ki, Kayyum sonrasını da baz alarak…
Düşünelim…
Vaki miyiz ete-dişe dokunur, "olumlu" bir icraatla gündem olunduğuna?
Şehri “Markalaştıran!”
İşte, "şehrin figürü" denilen bir yapının, öne çıktığı…
Ticaretine lokomotif olan…
Eğitimine…
Sağlığına…
Sanayisine, "ileri ve kazanımlar" getiren, birer "abide" faaliyetin ortaya konulduğu!
Mega projeler…
Devasa inşaatlar…
50 yıllık…
100 yıllık zaman dilimine; "hizmet verebilecek" entegrelerin harcı döküldü mü?
İstihdam alanları yaratıldı mı?
***
Var diyen…
Yok şöyle, yok böyle diyen de olsa!
Veyahut…
Hayır diye, ifade bırakan varsa da.
Azıcık, beri gelsin…
Sanmıyorum ki, olsun!
Eğer ki olmuş olsaydık; "hal-i vaziyet" böyle olur muydu?
Birileri…
Birilerinin "acentesi" diye, kentte söz sahibi olur muydu?
Demek ki!
Yekûn bir arıza-i durumumuz var ki…
Biz bizden değiliz!
***
ÖZHASEKİ NE DİYOR?
Çevre ve Şehircilik Bakanı…
Mehmet Özhaseki…
Belediyelere…
Belediye Başkanlarına seslenerek…
Diyor ki…
Birçok belediye başkanı…
Çiçek böcek, sanat, sanatçı, kültür aktivite, arkadaşlar yapmayın…
Eyvallah…
Çiçeğe ihtiyacımız var…
Sanata ihtiyacımız var…
Sanatçı da gelsin…
Ama ilk işimiz "kentsel dönüşüm!"
Ne yazık ki…
Kimliksiz şehirlere sahip olduk…
İşte kadim kentin, hali!
Belediyenin "uğraşları!"
***
TİCARET KAFASI ÇALIŞIRSA…
Sahi…
Şöyle diyorum…
Nasıl olsa birçok kurum; "ticari kafayı" çalıştırıyor ya…
Arka bahçeleri…
Otopark…
Çay bahçesi…
Aş mekânı…
Gibi benzer; "işletmelere" dönüştürülüyor ya!
Mesela…
Kütüphanenin…
Tiyatronun…
Kültür merkezinin…
Okulun…
Şunun bunun arka bahçesine bakın; "neler yok ki?!
***
Neden…
Valiliğin…
Adliyenin…
Belediyenin…
Hatta diğer güvenlik kurumlarının "arka bahçesi" boş!
Otoparka çevrilse…
Kafeler oluşturulsa…
Hatta düğün salonları inşa edilse!
Fena mı olur?
Tabi bir de; "özel" kişilere verilse!!!
Vallahi para basar…
***
Biliyorum…
Diyeceksiniz ki, "kafayı üşüttünüz!"
Nasıl olur?
Haklısınız…
Doğru…
Amma velâkin, görülen manzaralar karşısında; gel de söylenme!
Gel de, "oraya iyi, buraya niye olmaz" deme!
Nokta…
***
DUYMADIK DEMEYİN!
Aman ha!
Diyarbakır Valiliği uyardı…
Kentten uzak;
Yazlık…
Bağ evi…
Yayla evi…
Çiftlik evi gibi konutlarda…
Her türlü yapıda…
Yiyecek…
İçecek…
Vs türünde "hiçbir malzeme" bırakmayacak…
Biriktirmeyecek…
Vaziyet…
"Terörle mücadele kapsamında" önem arz edici!
Duyarlılık şart…
Yoksa…
Terör kapsamına giriyor..
Gerisini siz düşünün!
Hayırlı Cumalar…
***
İYİ PARTİ!
Maşallah..
İyi Parti…
Çiçekli…
Işıklı…
Bir o kadar da; "şen-şakrak!"
Ama velâkin…
Tek "bir yenilikçi" ruh yok…
Hep eski…
Büyükler ne demişler…
Eskiye "rağbet" olsaydı, bitpazarına nur yağardı…
Ki, ne mümkün?
Bir de; "denenmiş" var.
Ama…
Ankara'nın "puslu" havası işte!
Vaziyet…
Aslında, "iktidar" eksikliği değil…
İş, "muhalefetin" olmayışı…
Nitekim…
Partinin ana omurgası…
Belirlenen rota…
Kullanılan siyasi argümanlar…
Yekûn olarak; "iktidar odaklı" değil, "muhalefet" odaklı…
Neyse!
İyi parti…
İyi bir doğum yapmadı…
Ortaya karışık çıktı…
Öyle 4 eğilimli değil…
Zaten; "FETÖ" patenti var…
Nokta dersek…
İyi parti, "demokrasiye" örnek teşkilinde, iyi örnek değil!
Kötü…