BİLGEN BİR ŞEYLER YAPABİLİR Mİ?

O’nu zaman gösterecek.. Hafta sonu, HDP’nin siyasi geleneğinden gelen eski bir dostumla sohbet ediyorum..

O sordu, HDP’den ayrılan Ayhan Bilgen “Kürtler ve Siyasal Parti” oluşumu noktasında siyasi kulvarda, “bir şeyler yapabilir mi?..”

Ya da, HDP’den kopmalara yol açar mı?..

Soruya yanıt vermeden önce, HDP ve öncesindeki siyasi partilerin hayat hikayesine bakmak lazım..

Mevcut gelen-giden partiler sürekli “siyasi tartışmaların” odak merkezinde oldular?..

Neden “siyaseti ve varlıkları” hep, polemik mevzusu ikmal ederek, “tansiyonu” yüksek konumda oldular….

Bunları öncelikle bir “analiz” edelim, “isimlendirelim!…”

Ana gerçek şudur..

Ki bugün değil, 90’lardan günümüze kadar kesintisiz devam ede gelmektedir; “siyasi tartışmaların” merkezi oluşu….

HDP dâhil…

Öncesinde “geleneği” sürdüren siyasi partiler, “düz ovada” siyasetlerini bağımsız, özgür ve “şiddetten” ırak bir yol seyri içerisinde, ortaya koymadılar/koyamadılar?.

Ya da koymada imtina ettiler. 

Bu da hep “tartışılan” oldu..

Tercih edilen bir yol mu, yoksa “stratejik” bir planın parçası mı, her ne ise!..

Ana akıl, Güneydoğu eksenli “varlık” siyasetle değil, “şiddetin” ürettiği “korkuyla” bir şeylerin olabileceğine meyil verildi…

***

 

Kanaat mi, inanç mı, dikte mi?

Tabi bir de, dönemin devlet çarkı içerisine sızmış “illegal oluşumların” yarattığı şiddet!

Vesayet üreticiler…

Oluşan ve oluşturulan iç, dış destekli kaotik ortam…

Günün siyasi konjonktürü..

Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin, Türkiye üzerinden “tarihsel” hesap üretmeleri…

Bir bütünlük içerisinde “Kürtlerin nam-ı hesabına” sahne alan siyasi kimlikler, kırsalla biat edici kalıp, durdular..

Yani PKK ile ilişkiyi önemsedi ve bunu da siyasi arenasında “baskı” mekanizması olarak, kullandı!..

Bu rotada hayli de etkili oldu diyebiliriz..

 Ben varsam, siyaset vardır ve Kürt vardır..

Ben yoksam; kimse de yoktur…

Nitekim, HDP’nin geleneğinden gelen tüm partilerde “görev üstlenen” siyasiler “öz irade ve zihinleriyle” varlık göstermediler..

Birileri istedi, işaret etti, olsun dedi, “misyon” aldılar..

PKK ne dediyse, “o…”

Ki bu politika hem siyasilerde hem de bölge insanında, çeşitli etkenlerin dayatmasıyla kabul görüp, kanıksandı..

Şiddetin üretimi olarak, yaşanan kayıplar, ölümler de “ailelerde” yarattığı travmatik ruh hali, birçok şey bu alana, meyil vererek katkı sundu.

***

En önemlisi de!..

Yaşamın her alanında oluşan ve adına “mahalle baskısı” verilen domino taşı misali etkileşim, ne bölge insanını ne de siyasileri ve ne de yeni bir arayışa girme adına, zihin işletenlere “imkan ve yol” tanınmadı..

Vesayet geliştirdi..

Şiddet, korku, endişe, kaygıyla “duvarlar” örüldü..

Karşı çıkan, azıcık sesini yükselten, ya da bu yol bana göre değil diyen ya “infaz” edildi ya da “istenmeyen adam” ilan ettirilerek, aforoza uğradı!..

Şöyle hafızaları yoklarsak, son 30 yılda kimler geldi, kimler geçti, kimler “infaz” edildi, kimler istenilmeyen adam ilan edilerek, terk-i diyara mahkum bırakıldı?..

 Gerçek şudur ki, ne dün ne de bugün HDP ve geleneğinden gelen partilerde “Kürtler” söz sahibi olmadı, olamadı ya da bırakılmadı?…

Kürtler adına Kürt olmayanlar, söz sahibi oldu..

Görüntüde Kürtler, ama arka fonda “vesayet üreten diasporalar”…

En haşini de, “Türk solu”..

Bugün bile, bileşenlerden söz edilince, ana akımda onlar var…

Celladına aşık misali..

***

Netice itibariyle!..

30 yıllık PKK “patentli” faaliyet gösteren siyasi partiler de vaki değil, “isyan bayrağı çekip” yeni bir parti kurma adına, ayrılıp saf oluşturmaya kalkınması!…

Şiddete karşı çıkması…

PKK ile aramıza mesafe koyalım düşüncesinin, “Kral çıplak” deyip, dillendirilmesi….

Kars eski Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in ortaya koyduğu irade bu yönde, bir ilk..

En kritik dönemde, en stratejik davanın görüldüğü zamanda, HDP’den istifa ederek, “Yeni bir Kürt Partisi kuracağını” açıklıyor olması dikkate değer..

PKK ilişkisi düz ovadaki siyasette ne değişti de, bu hamle gelişti derseniz, buna dair çok şeyler anlatılabilir?

Peki, Bilgen ne yapabilir?

Ya da, kendi söylem, eylem ve ortaya koyduğu politika açısından, bir değişim, farklılaşma, yeniliği öne çıkaran akıl üretebilme ortamı elde edebilir mi?

En önemlisi PKK’nın kendi kulvarında giden siyasiler üzerine oluşturduğu “korku dehşetini” kırma adına cesaret ortaya koyabilir mi?..

Doğrusu yolun başı, zaman ne gösterir bilmem.. 

Ama şu ifadesi düşünce üretmiyor değil..

Farklılık adına.. “Kimlik siyaseti, sorun çözücü değil” diyor..

Diyeceksiniz ki, bu ifade bile bir korku ve endişe içermiyor mu, siyasetin özgürlüğü adına!…

Doğru!…

***

Tabi bir de, Bilgen’in daha bir kaç ay öncesine kadar “aynı safta” yol yürürken. Parti faaliyetlerinde..

Parti liderinin sağında ve solunda…

Kendi oturduğu koltukta..

Hendek-barikat olaylarında..

Gezi faaliyetlerinde…

Neleri söylediği, nelere dikkat çektiği, hangi söylem ve eylemlerde bulunduğunu da göz önüne getirdiğinizde, yine aynı soru karşımıza çıkmıyor değil..

“Ne değişti yol ayrımına gelindi?”…

90’larla günümüzü kıyaslarsak elbette ki çok şeyler değişti minvalinde konuşulabilir!?..

*Özellikle PKK’ya karşı yürütülen etkili mücadele bir çok kırılma yarattığı gibi, bölge insanında “korku ve kaygı” üretici sinmenin de kabuklarını kırmadı değil…

Bir özgüven gelişti herkeste..

Korkular atıldı..

Ki, Diyarbakır annelerinin “evlat nöbeti de” çok tabuların devrilmesini sağladı..

Özü itibariyle, siyasetin ve düşüncenin, farklı konuşmanın, dillendirmenin “önü açıldı” diyebiliriz?..

Ben Bilgen’in çıkışını, bu kulvarda değerlendiriyorum…

***

Siyasette bir şey değiştirebilir mi?..

Ya da etkisi ne olabilir?..

İşte o noktada pek de beklentisi yüksek biri değilim…

AK Parti’den de, vesayetçi CHP’den de, Milliyetçi İp’ten de “kopup” parti kuranların, Türkiye’nin siyasi atmosferinde ne kadar “rüzgar estirici” olma gerçeğinde etkili oldularsa da, Bilgen’in etkisi de onların bir alt kodunda olur diyerek, yazıya nokta koymak istiyorum..

Çünkü, Bilgen eksenli gelişen siyasi faaliyetleri daha çok irdeleyip, konuşacağız, çalışacağız..

Eski HDP’li dostun ifadesiyle “silahlar konuştuğu sürece, siyaset be kezlik kulvarından” çıkamaz..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Olabileceğiniz kişi olmak için asla geç değildir.