BİR DOST!

Öyle ya;

İnsan en çok kime muhtaç duyar.

Elbette ki,

İnandığımız değerler ölçeğinde ilk muhtaç olduğumuz yüce yaradandır.

Yani;

Allah-ü tealla,

Onun bize bahşettiği Kur’an-ı Kerim,

Ve tabi ki, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V)

Peki ya sonra.

Hiç kuşkusuz ki; “kendi” gibi varlık olan insan.

Evet, “insan insana her daim muhtaç olduğu gibi “yanıp” tutuşandır.

***

 

Bakınız Okur’um, İhsan Yaşar bir mail atmış.

Sanırım ona da bir yerden ulaşmış olacak ki.

Okuyup, benle paylaşmış.

İçerik; “Dostluk” hikayesine özgü.

Çölde,

Yolculuk yapan iki arkadaş’ın arasında “geçen” hayati bir hikâye!

Günlük yaşam için; “ders-i ibret” ihtiva ediyor.

Tabi ki, anlayan için!

***

Evet,

Bakalım “dost ve arkadaşlık” nasıl bir şey!

Okuyalım.

Çölde iki arkadaş bize nasıl bir “dostluk” ders-i veriyor!

Birlikte yolculuk yapıyorlar.

Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışmaya başlıyor.

Derken; biri ötekine bir tokat atıyor.

Tokadı yiyenin canı çok yanar.

Ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar;

'BUGÜN EN İYİ ARKADAŞIM BANA BİR TOKAT ATTI'

***

Yürümeye devam ederler.

Ta ki; yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek!

Tokadı yiyen yıkanırken batağa saplanır.

Tam da boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır.

Boğulmak üzere olan arkadaş tam kurtulduktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır:

'BUGÜN EN İYİ ARKADAŞIM BENİM HAYATIMI KURTARDI.'

***

Tokadı vuran ve sonra arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der;

Senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdın.

Ama şimdi kayaya kazıyorsun; NEDEN?

Öbür arkadaş ona şöyle cevap verir:

'Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgârı estiğinde onu silebilsin.

Ama biri bize iyi bir şey yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgâr yok etmesin.'

Velhasıl;

'İNCİNMELERİNİZİ KUMA,

GÖRDÜĞÜNÜZ İYİLİKLERİ KAYALARA KAZIMAYI ÖĞRENİN.'

El hak.

Doğru söze ne denilebilinir ki?

***

Onun içindir denilir ki;

Özel birini bulmak bir dakikanızı alır...

Ancak onu değerlendirmeniz bir saat içinde olur.

Sevmek için ise bir gün yeter.

Lakin onu unutabilmek için bir ömrün geçmesi gerekir.

Evet,

Hayata ve insan-i beşeriyete “yol haritası”...

Tabi ki; kulağa takılı küpeyi unutmamak kaydıyla...

***

GELDE;

BU SINAVI VER?

Vicdan ve Adalet.

İki önemli kavram.

Ama velâkin; birbirini tamamlayan değerdir.

Ancak bazen de, hükmü icrada “zıt iki” kutup olmakta.

Genel itibariyle;

Adaletli davranmak için vicdan sahibi olmak ana kuraldır.

Zorunluluktur.

***

Herkese hakkını vermek,

Kimseyi kayırmamak,

İltimas yapmamak için vicdan sahibi ve adil olmak lazım.

Şayet; vicdan sahibi değilseniz, hep işinize geldiği gibi davranır, menfaatinizi ön planda tutarsınız.

Ki bu da; adaletsizliktir.

Kısacası, vicdan sahibi iseniz adil davranırsınız!

Sizi hiç bir şey etkisine alamaz.

***

Pek tabi ki, bu hal-i anlatım madalyonun bir yüzü için.

Ya diğer yüzü!

Burada,

Bir mevzuu ekseninde, değer biçelim.

Adalet’in hükmü.

Ve vicdanı muhasebenin, icrasındaki “sınav” büyük!

Şöyle ki;

Bir baba var.

Aç, perişan, işsiz ve 5 nüfuslu bir aile sahibi!

Günün birinde;

“Bıçak kemiğe” dayandı misali Bakkal dükkânından “iki ekmek” çalıyor.

***

Sonra onu Polis yakalıyor...

İfadesi alınıp, savcılığa sevk ediliyor.

Savcı tahkikatıyla, tutuklama istemiyle Mahkeme huzurunda.

Mahkeme Başkanı Hâkim.

Adaletin tecelli etmesi noktasında;

Hem yasayı hem de vicdanı hüküm vermesi gerekir.

Yasaya göre;

“İki ekmek hırsızlığının” cezası en düşük “üç ay hapis”.

Yani üç ay hapis cezası vermesi gerekiyor.

***

Şimdi;

Vicdanınız ve tabi ki hâkimin şunu hükmediyor.

Adam ne yapsın!

Aç, perişan ve işsiz, evde ekmek bekleyen 5 boğaz var?

İş yok, güç yok, gelir yok!

Ölsünler mi?

Ekmek için, hırsızlık yapmış!

Şimdi; hal-i durum karşısında, “çıkmazdasınız”.

Sahi ne yaparsınız?

Adalet duygusu ile vicdanınız ciddi bir sınav aşamasında.

Adalet mi, Vicdan mı?

Hadi karar verin?

***

 

PAZAR SOHBETİ.

Bu haftaki;

Pazar Sohbeti programının gündemi yoğun.

Açlık grevleri.

İdam.

İsrail ve Suriye.

Pazar günü saat 13.00’te, sizleri ekran başında bekliyorum.

Tabi ki sorularınızı da,

Canlı telefon bağlantılarınızı da,

Pozitif, negatif yorumlarınız da.

Bekliyorum.