BURMALI KADAYIFIMIZ TESCİLLENDİ…

Nihayet…!

Diyarbekir'imizin de "tescilli" bir "marka" ürünü oldu…

Maşallah diyelim…

Evet…

"Burmalı Kadayıfımız…"

Artık, Türk Patent Enstitüsü tarafından "tescillenen?" bir ürün..

Bundan sonra…

Bir başka il ve bölge…

Diyemeyecektir ki; "burmalı kadayıf" bizim!

Sahiplenemeyecek…

Kaşla-göz arasında, "kendi" markasına eviremeyecek...

***

Öyle ya…

Hala "ciğer" kavgası içerisinde değil miyiz?

Neyse!

Darısı "kadim kentin" diğer ürünlerine…

Bu arada…

Vaziyetin ikmalinde; "emeği geçenlere de" teşekkürler!..

Tabi ki, kent ahalisiyle birlikte…

Özellikle, Ticaret ve Sanayi Odası…

***

KAPAKSIZ RÖGAR OLUR MU?

Maalesef…

İşte resimde görüldüğü gibi!

Demek ki, oluyor.

Tabi bir değil, birçok "kapaksız" rögar var…

Ne hikmetse…

Rögarsız kapaklar, "Sur ilçemizde" yürütülen çalışmalara vaki.

Hikmeti nedir bilinmiyor?

Söyleyen de yok.

***

Kapak vardı da; hırsızlar mı, "kapakları" kaptı…

Müteahhit firma, "kapakları" yerleştirmeyi unuttu mu?

Yoksa "kapaksız rögar" modası mı geldi de biz haberdar değiliyiz!!..

Öyle ya; "rögardaki" artığın da nefes alması gerekmez mi?

Yoksa…

Evet yoksa, halk arasında dolaşan efsane doğru mu?

Çukurda kalanlar…

Şimdi; "firar" girişimine başlamışlar?..

Onlar için, "kapak" açık...

***

Her ne ise!

Şaka bir yana…

İlgili ve yetkili zevat, mevzuyu görsün…

O kapakları bulsun…

Rögarları kapatsın…

Allah korusun…

Neme lazım; "birileri düşer, falan…"

İçinde kalır…

Arabanın biri takılır, takla atar…

Malum…

Yolun ortasında bulunuyor; şu kapaksız rögarlar…

Acı bir son olabilir…

Mardinkapı esnafının söylediği gibi...

"Vebali büyük olur!"

***

TEZCAN FETÖ'CÜDÜR…

CHP'nin sözcüsü…

Bülent Tezcan…

İddia ediyorum ki, "FETÖ'nün" kriptolu elemanıdır..

Bu iddiama, "delil" derseniz!

FETÖ'cülerin, "kumpas içerisinde sergiledikleri kumpasları kendini icra ettiriyor!"

Yani, algı üretiminde bulunuyor!

Sağ gösterip, sol vurma…

Kendi yaptığını, "başkası" yaptı deyip, temyize çıkmak!

Adi bir; "iş ve işlem!"

***

Hatırlayın…

Daha bir kaç hafta önce…

Sözcü gazetesinin manşetinde bir haber yayınlandı…

Ki nedirdir..

CHP'li bir milletvemilinin "beyanının" Sözcü'de manşet olması..

Haber neye dairdi…

Şu esrarengiz adam…

Şu, FETÖ'nün "sır küpü" denilen tıynetli…

Şu 15 Temmuz Darbe girişimin "2 numaralı" ismi vardı ya!!

Şu Adil Öksüz..

İşte onu konu eden bir senaryo haberi vardı...

***

Demişti ki…

Adil Öksüz "bilinçli" serbest bırakıldı…

Hükümet durumdan haberdar…

İşte bakın…

Yurt dışına "ha bire gidip" gelmiş..

Türkiye'nin dört bir tarafını geziyor…

Uçaklardan inmiyor…

Ve alın size; "uçak biletleri", diye tezviratlar sıralamıştı!

***

Gaye!

Lideri Kılıçdaroğlu'nun algı üretimini ciddileştirme…

Katkı sunmak…

Doğruluğunu kafalarda, yer edindirmek…

Lideri ne diyordu?

Darbeye, "Kontrollü darbe!

Hani darbe gecesi "havaalanında" taban yağlayan…

Darbeci askerlerle "işbirliği" yapan…

Demokrasiye…

Milli iradeye "sahip çıkmayıp" sırtını dönen!

İlçe Belediye başkanın evine kapağı atan.

Darbeyi, TV önünde kahve içerek, "kontrollü izleyen!" kendisi değilmiş gibi!...

***

Sonra…

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar misali…

Ortaya çıktı…

Tezcan'ın tezviratları..

Ortaya attığı iddiaların tümü "kontrollü, organizeli" yalanlar silsilesiymiş!…

Çünkü O kişi "denilen" Adil Öksüz değil…

Bir esnaf…

Bir iş adamı…

Seyahati de ailesiyle taziye ziyaretiymiş!..

***

Şimdi…

Açık ve alenice; FETÖ'cülerle aynı dili kullanan…

Onların değirmenine "su" taşıyan…

15 Temmuz kanlı darbe girişimini sıradan, gösteren…

İşi hükümete yükleyen…

Hatta Erdoğan'ın "plan ve kurgusuna" kadar getirebilen bir zihniyet…

Denilmez ki; "kripto"dan başka bir varlık olmadığını?

Ne mümkün?

***

Tek parti şeflik dönemini…

Darbelerle "kendini idame" ettirme tarihçesini!

Asmayalım da…

Besleyelim mi, "diyen" zihniyet!

Başbakanı…

Bakanları "darağacına" götüren, bir siyasi akımın sözcüsü!

Bugün…

Ak parti iktidarına, Erdoğan'a diyor ki "Siz faşist diktatörsünüz!"

***

Ne yaman çelişki?

Bazı dostlar diyor ki, CHP'nin siyaseti…

Muhalefeti…

Ortaya koyduğu paradigma, "ucuz siyaset!"

Bence bu ifade olup-biten karşısında; "lüks"…

Çünkü vaziyet; "ucuzun da, çukurun da, düşüklüğün de" en dibi!

Hayırlı cumalar…