Cam kırılsın..Ama canlar kırılmasın!…

Bir nefret girdabı!

Batıyoruz…

Kan, gözyaşı, şiddet ve terör.

Fitne sarmalı…

Yayılıyor…

Toplumsal dengesizlik vahim ölçekte…

Hızla; "girdabın" içine çekiliyoruz…

Nefret büyüsü!

"Kardeşi kardeşe" kırdırdığı gibi; "husumetli" ortamla, ayrıştırıyor..

Sen.. Ben.. O denilerek..

 

 

***

 

Dur diyen yok.

Bilakis!

Şuursuzca…

Akıl kilitlenmesiyle..

Duygunun, mantığın önüne geçmesiyle; "tahrik" üretici, şiddeti benimseyen bir "dil" var..

Siyasiler..

Medya..

Yazılı-görsel..

Ve sosyal medya!

İktidar-muhalefet.

Ve Erdoğan handikabı…

 

 

***

 

Yaraya; "tuz biber" misali…

Kamplaştırıcı.

Ötekileştiren.

Suç ve suçlu üretici; eleştiriler.

Had bilmezlik.

Hakarete.

Küfre varan "üslupların" havada uçuştuğu..

Vicdanı.

İzanı, değerleri, "alaşağı" eden; "kurşundan" beter; bir dil hâkimiyeti var.

 

***

 

Sözde;

Demokrasiden,

Demokratik yönetim anlayışından,

Özgürlükten,

Eşitlikten,

İnsan haklarından dem vuruluyor..

Tüm siyasi akımlar; "ilk sözcüklerini" bu ifadelerle, kurguluyor..

Ama gel gör ki.

Çözümde,

Söz dinlemede,

Ahaliden gelen çığlığı görmede "imtina" ediyorlar..

 

 

***

 

 

 

Van'lı.. Diyarbakır'lı..

Ya da; Adana'lı, Osmaniyeli..

İzmirli..

Yozgatlı..

Yurdumun insanı.. Şehit anneleri..

Kürtçe.. Türkçe.. Lazca.. Vs..

Bildiği dille..

Ne diyor?

"Biz etle tırnağız.. Birbirimizi öldürmekle.. Yaralamakla.. Vurmakla..

Koparamazsınız…"

 

***

 

Kardeşiz!

Kimse.. Ama hiçbir kimse..

Ötekileştirerek; "bizi bizden ayıramazlar?"

Peki..

Bu analar kime; sesleniyor..

Ve kim bunların "çığlığını" duyması gerekir..

Siz deyin..

 

 

***

 

Ya; düzenin ve rejimin ürettiği…

Eline silah alıp dağa çıkan O çocukların anneleri…

Yani Gerilla annesi…

Evladının cenazesinin başında ağıt yakarken ne diyor?

Diyor ki..

"Aşiti."

"Yeter artık.. Kan akmasın.. Barış olsun..

Hiç bir ananın yüreği yanmasın..

Kirli savaşa. Kardeşi kardeşe kırdırmaya son verin.."

Duyan var mı?

Siz deyin..

 

 

***

 

Leyla Zana!

Kürt siyasal harekatının sembol isimlerinden..

Kendisi; "şiddet sarmalı" için ne diyor?

Elinde silah olan bütün taraflara..

Diyor ki..

"Yeter artık..

Ölümleri seyretmektense ölmeyi tercih ederim..

Eğer!

Ölümler durmazsa "ölüm orucuna" yatacağım.."

Nerde bu feryadı yapıyor.

Cizre'nin yanı başında…

Peki, kim "bu sesi" dinlemeli, dinleyecek olan kimler?

Siz deyin.

 

 

***

 

 

Kürt Şehit Gökhan Çakır..

Hatay'ın Reyhanlı ilçesi Cilvegözü Sınır Kapısında..

Suriye'den..

Açılan ateş sonucu; şehit oldu..

Aslen Muş'lu..

13 yıl önce bölgenin sosyo-ekonomik girdabından "göç" etmişler; İzmir'e..

Şahadet haberi Çakır'ın baba ocağına "kor ateşi" gibi çöktü..

Allah'tan rahmet..

 

***

 

 

Ne var ki..

Şehit haberinden 24 saat önce; Çakır ailesi..

Kürt oldukları için..

Terörün ürettiği "fitne ve şiddet" sarmalının "ötekileştirici" körüğü yüzünden; saldırıya uğramışlar..

İşyerleri "ateşe" verilmiş..

Amca ne diyor?

"Dün işyerlerimiz Kürt olduğumuz gerekçesiyle saldırıya uğradı..

Bugün oğlumuzun şehit haberi geldi. Biz Kürdüz ama hain değiliz?"

Bu çığlığı kim duyacak?

Mesaj'dan kim ne çıkaracak?

Siz deyin..

 

 

***

 

 

 

Kürt oldukları için..

Güneydoğu firmaları oldukları için..

Otobüsleri..

Yolcuları..

Şoförlerin "marjinal" gruplarca saldırıya uğraması..

İşyerlerinin yakılması..

Gibi Vandalizm’i körükleyen; "zihniyete" ne diyoruz.

Ne diyor, Diyarbakırlı şoför "Cam kırılsın.. Ama canlar kırılmasın?"

Dinleyen var mı?

Siz deyin.

 

 

***

 

İşte dün Diyarbakır'ın göbeğinde yaşanan saldırı..

Polisler..

Vatandaş..

Hepsi bir arada sabah kahvaltısı için; Çorbacıda..

Üzerlerine açılan ateş..

Kurşun adres sormaz..

Bilanco; 1 ölü 6 yaralı..

Ölen 22 yaşında daha yeni askerden gelen bir Kürt/Zaza genç..

Şeyhmus Sanır..

3 polis.. 3'te Vatandaş yaralı..

Deyin; bu saldırının, bu ölümün "kime ne yararı var?"

Siz deyin…

 

 

***

 

 

 

 

 

 

Kahredici bir süreç..

30 yıldır..

40 yıldır "bu çığlık, bu feryat, bu acı, bu ölümler, kan ve gözyaşı" kader mahkumu olarak, yaşıyoruz..

60 bin insanımızı "mezara" gömdük.

Yüz binlerce yaralı..

Sakat, hayata dair "umutları" tükettik..

Yerinden..

Yurdundan, malından "edilerek" milyonlar göç etti..

Topraklar..

Köyler "insansızlaştırıldı?"

 

***

 

 

Değerler..

Kültürler..

İnanç ve ahlaki vasıflar "erozyona" uğradı..

İşsizlik..

Yoksulluk.. Fakru zaruret..

Hepsi; "katmerleşti?"

İşte tüm bu "girift" gelişmelere rağmen ders-i ibret alınmadı?

Maalesef..

Daha bir şuursuzluk "ikilemiyle" varlıklar dinamitlendi?

Ders-i ibret alındı mı?

Aha dün.. Aha Cizre'deki hal..

Siz deyin…

 

 

***

 

 

 

 

Çözüm ne derseniz?

Her zaman ifade ettiğim gibi; önce şu "zehir akıtıcı" nefret büyüsüne "dur" diyeceğiz.

Ama herkes...

Özelliklen de; "siyasiler" ve onların yandaş "kalemşorları?"

Kısacası.

Herkes kendi "asli öz" işini yapacak.

Eylemsizliğe,

Çatışmasızlığa yeniden zemin yaratılarak silahlar susacak; "çözüm sürecine" şans tanınacak.

1 Kasım'a.

Her şeyi bir kenara iterek.

Acıları "yüreklere" gömerek..

Ülkenin ve milletin sahil-i selamete kavuşması için.

Barış için,

Demokrasi için,

Sivil Anayasa için,

Demokrasi için söylemler geliştirerek hareket etmeliyiz..

Özetle..

Kim…

Her kim "elini tetikten" çekip, "ben siyaset" yapmak istiyorum diyorsa..

İstiyorsa; "bu kulvar" açılmalı..

Ve saygı duyulmalı..

Yani fikre saygı duyacaksın ki, "saygı" görebilesin..

Yoksa!

Siz deyin.

 

***

 

 

 

Allah aşkına..

Kur'an-ı Kerim aşkına,

Peygamber aşkına,

Tüm değerlerin,

İnançların aşkına, ülkenizi, insanınızı, insanlığı sevin..

Ve elinizi; "kardeşi kardeşe" kırdıran, öldürten, katliam yaptıran "tetikten" çekin..

Aklınıza ve vicdanınıza sahip çıkın!

Siyasiler..

Kendinizi, mensup olduğunuz çevrenin küçük hesaplarını değil, ülkeyi ve ülkenin menfaatlerini ne olur; bir düşünün..

Yeter artık..

Ed-i beseeeee……