CİNSEL İSTİSMARIN AFFI MI?

Yine "sapla saman" karıştı.

Ortalık toz duman…

Herkes!

Bilip-bilmeden; "birbirine" veriştiriyor.

Hem de "bel altı…"

Tartışılan ne.

"Cinsel istismar suçu…

Suçlular.

Ve bu suçtan, mahkûm olanlar"

***

Önerge, AK Parti'den.

Önergeye göre.

16. 11. 2016 tarihine kadar.

"Cinsel istismar suçundan" mahkûm olanlar.

Eğer ki, "mağdurla evliyse", af edilerek tahliye edilecek.

Tabi mevzunun hikâyesi başka…

Ona bilahare geleceğim.

Ama önce koparılan fırtınaya bir bakalım.

"İş nasıl" zıvanadan çıkarılıyor.

Üzüm yemek yerine, bağcı nasıl pata-kut dövülüyor ona bir bakalım…

***

Elbette ki, "kusurun" büyüğü AK Parti'de.

Nedeni de.

Meramını "net olarak" anlatamayışı…

Kamuoyu'nu bilgilendirmemesi.

Ve önergeyi; "gece yarısı" gündeme getirmesi…

Hal böyle olunca hasımlar da pusu bekleyici olduğu için hemen; "bıçakları" fena bileyip, saldırmaya başladı.

Ak Parti "tecavüzcülere" af getiriyor diye?

***

İşte hal-i vaziyet.

Kim ne diyor, üretilen algı nedir?

Önce ona bir bakalım...

Denilen o ki.

Tabi mevzuya bodoslama dalanlar bunu söylüyor..

Bu önergeyle.

Sapıklar.

Tecavüzcüler.

Ahlaksızlar…

İstismarcılar…

Çocuğa,

Kıza,

Erkeğe,

Genç’e,

Yaşlıya.

Evliye, bekâra, dula…

***

Aşağılık bir ruh haliyle…

Saldıran.

Taciz eden.

Tecavüz eden.

Fiili livatada bulunan..

Velhasıl; "her türlü sapkınlık" yapanlar.

Hal-i hazırda "tutuklu" bulunanlar.

Haklarında "açılmış" dava olanlar.

"Af" edilecek.

Cezaevinde olanlar "tahliye" edilecek.

Yine bu kesimin ifadesine göre.

"Şartta…"

Fail "mağdurla" evlenirse; serbest olacak?

Davası düşecek?

Ki bu tarihten sonra; "bu yöndeki" suçlar, suç sayılacak?

Ve bu sapıklar da "aramıza" girip ellerini-kollarını sallayarak dolaşacak?

Posta koyacak..

 

***

Hiç böyle bir şey olur mu?

Hangi akıl.

Hangi hukuk.

Hangi vicdan.

Hangi insani vasıf böylesi bir ""aşağılık" duruma rıza gösterir ki.

Bunun için "aklını-peynirle" yemesi gerekir..

Ki Ak Parti bu "akla ziyan" duruma düşecek parti değil..

Hele ki, "hukuki" haklılık, kazandırıp cezasız bırakabilinir mi?

Mümkün mü?

Elbette ki değil.

Hükümetin "gayesi de zaten bu" değil; bilakis cezaları artırmak!

***

Şimdi!

Caninin biri.

Yaşı ne olursa olsun.

8 yaşındaki, ya da, 15 yaşındaki "erkek" çocuğa, fiili livatada bulunmuş.

Taciz etmiş.

Veyahut "kız çocuğuna" tecavüz etmiş.

Sapkınlıkta bulunmuş olan kişi.

Kişiler de diyebiliriz.

Malum medyaya çok yansıdı.

Küçük kıza/erkeğe cinsel istismarda bulunan; "mahalleliler" diye!

Akıl arızası olanlara sormak lazım!

Hangisi.

Ya da kim; kiminle "evlenme şartıyla" böylesi bir; "sapkınlığa, sapıklığa", rıza gösterir-evlendirir.

Affedilme.

Ya da cezasız bırakılma.

"Evlenme şartı" getirme gibi; "gaflet ve delalet" içerisinde olabilinir ki?

Olması mümkün mü?

***

Veyahut!

Adam…

Sapık ruhlu, sinsi bir çapkın…

Evli, veyahut dul…

Yaşlı.

Genç de olabilir.

Paralı veya çulsuz…

Her ne ise…

"Küçük bir kızı kandırarak"

Evlenme vaadiyle; "tecavüz ederse!"…

Sonra da "sırtını" dönerse…

Ne halin varsa gör dese…

Veyahut da; "metresim" olacaksın dayatması içinde olan biri..

"Ben ceza yatmamayım da" formalite evleneyip, "sıyırmaya yeltenmesine göz mu yumulacak?

"Cezasız" bırakılır mı?

***

Yaşı, 15 olsa da.

17 olsa da.

Hatta 20'inin üzerinde olsa bile!

Fark etmez...

Böylesi.

Aşağılık bir "sapkınlığa" maruz kalmış birini!

Yani masum olanı…

"Failinin" yatağına bir kez daha sokmaya kalkmak!

Aynı aşağılık hali; yeniden "o insana" yaşatmak.

Ve bunu da; "bir ömre" mahkûm ettirmek…

Sahi, "hangi vicdan, izan ve hukuk" kabul eder ki.

Ya da; "rıza" gösterir.

Hangi, zihniyet ve siyasi anlayış buna rıza gösterir..

***

Bilakis!

En ağır ceza…

En ağır hükümler uygulanmalıdır.

Ki hal-i hazırda.

En çok eleştirdiğimiz; "yasalarımızın" caydırıcılık yönünün olmayışı değil midir?

Elbette ki.

***

Yine akıl arızası bir durum.

Ki son yıllarda; "bu yöndeki" sapıklık çok görülmeye başladı.

Üvey. Veya Öz Baba!

"Kendi kızlarına, çocuklarına" tecavüz etme.

Veya tacizde bulunma.

bir de, erkek kardeşin kız kardeşe, "enses ilişkisi.."

Şimdi.

Böylesi aşağılık haldeki meselede!

"Evlenme nasıl olur?

Salı verilme nasıl kabul edilir?"

Olur mu?

Cezası "ertelenir mi veya af edilebilinir mi?"

Mümkün mü?

***

Peki!

Önergenin sahibi Ak Parti ne diyor?

Önergedeki; "amaç" nedir?

Yani işin aslı-fesline gelirsek?

Malumunuz üzere.

Ki bu işte "fırtına" koparanların birçoğunun bu yasadan habersiz olduğuna inanıyorum.

Yoksa "küçük bir sorgulamayla" duruma vakıf olsaydılar…

Bu kadar anti-algı geliştirmezlerdi?

***

Şöyle ki…

Yasa koyucu diyor ki.

Erkek veya kız.

Nitekim!

Sınıfsal bir ayırım yapmamış, direk ifade ediyor.

15 yaşından küçük ise.

Velev ki; "evlenme" niyetiyle yuva kurmuş olsalar bile!

"Cinsel istismar" suçundan, ceza alırlar.

Ki burada, "aile" fertlerinin rızası olsa bile; onlarda ceza alır.

Tabi burada.

"Mağdur" olan salt kadın değil.

Erkekte.

Kadın da; "aynı şekilde" mağduriyet içerisinde…

***

Velhasıl.

Sadette gelirsek…

AK Parti bu önergeyle ne yapmak istiyor…

Yani, "cezası" bir defaya mahsus olmak üzere; "ertelenmesini" istediği, hadiseler nedir?

***

Vaziyet şu.

İki genç, insan…

Bekâr, kız ve erkek…

Birbirlerini sevmişler…

Ailelerinin de onayını almışlar.

Herkes; "rıza" içerisinde; "evliliklerine" olur vermiş.

Yani mahalle kültürüyle; düğün-dernek yapılmış.

Dini nikâh kıyılmış.

Ama "yaşları" 18 olmadığı için; "resmi nikâh" kıymamışlar.

***

Yaşları; 15–16–17…

Yuva kurmuşlar.

Çocukları olmuş.

Kısacası; "evlilik" müessesinin tüm vazifeleri yerinde işliyor.

Ama velâkin; "nasıl olmuşsa", devlet durumdan haberdar olmuş.

Ki bu yönde, "devlettin" haberdar olmadığı binlerce; "evli çift" var.

Ve "kamu davası" denilerek, dava açılmış.

Savcılık.

Hâkimlik.

Dava derken; "ceza hükmüyle" hapis cezası verilmiş…

Ve eş cezaevine, demirparmaklıklar arkasına atılmış..

***

Şu an.

Adalet Bakanlığının resmi kayıtlarına göre.

Ki, Yargı bu noktada, "hayli" şikâyetçi…

Nitekim bu yoğun şikâyet üzerine, hükümet böyle bir adım atıyor.

3 binin üzerinde bu yönde mağduriyet içerisinde olan; "aileler" var…

Ve bu yasadan dolayı; bölük-pörçük  olmuşlar.

"Koca" cezaevinde.

Suçu, "cinsel istismar"

***

Sahi kanunlar ne için var?

İnsanlar için.

Toplumun.

Ahalinin, bekası için, huzuru, güveni ve istikrarı için vardır?

Öyle ise.

Cezası ertelenmek istenilebilenlerin, "sesini" kim duyacak?

Oluşan mağduriyeti, "kim" giderecek?

Bunlara kim "babalık" edecek?

***

Cezaevindeki koca'nın evdeki eşi ne diyor;

"Biz mutluyduk.

Kimseye bir zararımız dokunmadı.

Kocam beni istismar etmedi.

Kocamı bırakın. Perişan olduk."

Ya çocukları…

"Biz babamızı istiyoruz" diyerek gözyaşı döküyor.

***

Şimdi bazı feministler.

Hele ki, hadiseden uzak olanlar.

Hayıflanarak, şunu diyorlardır.

Yok ya.

Şimdi;

"Yaşı küçük olduğu için, resmi nikâh yapmamışlar.

Büyüdüklerinde yaptıkları için.

Bugün cezaevinde, hapis yatanlar mı var?"

***

Evet!

İşte böylesi durumda, cezaevinde yatanlar var.

Ve dikkat edilirse…

Bu mağduriyeti yaşayanların ekseriyeti de!

"Kırsal kesimden…"

Yani "aile bağları" yüksek olanların; çocukları…

Mahalle kültürüyle gerçekleşen bir "evlilik" onların ki...

***

Sonuç itibariyle!

Böylesi bir masumiyeti…

Böylesi bir toplumsal kanayan yarayı…

Getirip.

Salt iktidar düşmanlığıyla,

Salt iktidara muhaliflik olsun diye,

"Aşağılık, sapık ruhlu tacizci ve tecavüzcülerle" aynı kefeye sokmak…

Aynı, "adalet terazisinde" yargılayıp, hüküm vermek…

Doğrusu; "hangi izan ve vicdana" sığar ki.

***

Bayanlar.

Baylar.

Kimse, "tecavüzcüyü" damatlık kılıfı giydiremez.

Giydiren de olamaz.

Hele ki, "küçük gelinler" yaratmak.

Ne kabul edilir.

Ne de altına imza atılır.

Lakin önergede bu "açıkça" ifade ediliyor.

O'nun için.

"Kaş yapayım" derken; "göz çıkarılmasın"

Sapla samanı karıştırmayalım.

Ortada.

Mağdur, çaresizlik içerisinde perişan olan; "aileler" var.

Ve bu Aliler, "dağılıyor?"

16 yıl hapis cezası dile kolay..

Eşler.

Çocuklar mağdur.

Cezaevi kapılarının önünde, ömür çürütüyorlar.

Babalar da, eşler de; "demir parmaklıklar" arkasında!

"Çocuklar" babasız büyüyor.

***

İşte yazık-günah dediğimiz!

Mağduriyetlerinin; "giderilmesi" istenilenler bunlar.

Ki böylesi aileler-yuvalar için ilk önergeyi veren de; CHP'dir.

Şimdi niye, kızıl-kıyamet içerisinde, anlamış değilim.

Bu noktada ne diyor Başbakan Binali Yıldırım.

"Bir kör dövüştür, bir anlamsız, bir yalan rüzgârı, bir siyasi istismar.

Cinsel istismar değil bunların yaptığı siyasi istismar.

Kusura bakmasınlar"

***

SON ANKET!

MAK Danışmanlığın anketi.

15–19 Kasım tarihleri arasında yapıldı.

30 Büyükşehir ve 20 ilde.

Toplam; beş bin 400 kişi ile yüz yüze görüşerek nabız ölçülmüş.

Buna göre;

"Yarın seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?" sorusuna verilen yanıtlar "partilerdeki" dağınıklığı, siyasi seyirde ortaya çıkarıyor.

Özellikle, HDP ve MHP açısından.

MHP'deki "son siyasi" tavır, puan getirirken…

HDP'deki "şiddet yanlısı" tutum ise, oy kaybettiriyor.

***

Genel itibariyle.

Anket sonucu, kararsızların matematiksel dağılımının sonunda ortaya çıkan tablo şöyle;

AK Parti 50,82,

CHP 24,62,

MHP 14,45,

HDP 7,15 oy aldı.

Ayrıca dört ayda peş peşe yapılan araştırmalarla karşılaştırıldığında HDP'nin yüzde 10'luk baraja net olarak takıldığa ortaya çıkmakta.

HDP açısından, bir ders-i ibret çıkarılmalı.