Devamını bekliyoruz!
Demokratikleşme Paketi…
Nihayet, açıklandı.
İçerik ve beklentiler.
Doğrusu bir hayli "çok konuşuldu" ve tartışıldı.
Ki, bugün yarın denilmesi yüzünden.
Belirsizlik ikmaliyle paket, kamuoyu nezdinde hayli "merak" inşa etti.
"Ne var ne yok?" diye!
***
Sonuçta...
Başbakan Erdoğan dün sabah saat 11.05'te kameraların karşısına geçip açıkladı.
Ülkede; "nefesler" tutuldu.
Tabiri caizse, hayat durdu.
Hele ki, Güneydoğu'da bu durum kat be kat idi.
Kahvehaneler.
Toplu oturma alanları.
Ev ve işlerlerinde herkes "pür" dikkat, ekran karşısında paketi dinledi.
***
Acaba.
Paket neyi içeriyor.
Başbakan neleri açıklayacak diye?
Peki, paket ve muhtevası, nasıl?
Öncelikle, içeriğine "nelerin" olup olmadığına girmeden önce, şunu ifade etmek isterim.
Bir önceki yazımda, ifade etmiştim.
Paket içerik bazında, "evet, ama yetmez" devamı da şart diye.
***
Bunu da.
Ülkenin siyasi konjektörüne.
Dününü, bugününü, "hafızaya" getirerek.
Geçmişte, yaşanılanların da ışığıyla.
Muhalefetin.
Ve hükümetin bir önceki "paketleri" de gözönüne alarak..
Nitekim, paket te, "aynen" bu tespitle ikmal oldu.
***
Tabi ki, paket özüyle, "kapsayıcı"…
İnanç ve kimlikler acısından.
Özellikle de;
"Yaşam" tarzına ilişkin maddeler.
Herkes..
Ama herkes "bir noktada" kısm-i de olsa azıcık kendini görüyor.
Tam mı?
Hayır.
Her şeyi çözen bir paket mi hiç kuşkusuz ki hayır?
***
Zaten, "toptan" çözüm ve beklentilere cevap.
Biraz, "uçuk" olur.
Malum, bugüne kadar hiç bir paket dâhil olmamıştır top yekûn çözüme.
Ki bu da olmaz.
Geçmişteki "paketler de" olduğu gibi tedrici!
***
Bunun sebebi de, "ülkedeki" siyasi muhataplık zafiyeti.
Ulus devlet yapısı.
Ve 27 Mayıs'la "ikmal" olunan, gölge yapı.
Bir de, muhalefetin, "muhaliflik" bağımlılığı.
Kısacası.
Demokrasi "dişlilerindeki" samimiyet sorgusu!
***
Bu da haliyle.
Türkiyenin siyasi dokusunda prangalı, tortulu ve aksiyonlu hal-i vaziyet yaratıyor.
Özellikle, "ülke ve millet" meselelerinde.
Sonuç itibariyle!
Hükümettir şuan demokratikleşme "sürecinin" tüm yükünü omuzlayan.
"Sırtlayan" tek kendisi!
Muhalefetin yapması ve dayatması gerekeni kendisi yapıyor.
En önemlisi de rakipsizliği..
***
Nitekim bunun detaylısını;
2010 yılındaki "referandumda" gördük.
Ki sonrasındaki "demokrasi ve insan hakları" açısındaki iyileştirmelerde de!
Aynı siyasi tavır icra edildi.
Kısacası.
Görünüyor ki, iktidardır "demokrasiyi" güçlendiren.
Muhalefet ise, tam aksi eksende zayıflatma gayretkeşliğinde..
***
Paketi.
Yeni değişimleri..
Ben "nasıl" çürütebilirim, engelleyebilirim, çabasını sergiliyor.
İşte; CHP!
"Müesses nizama" durmuş.
MHP klasik siyasi tavır içerisinde.
Top yekûn "inkâr".
***
Öyle ki.
Paketi "PKK'nın istemiyle" inşa edildiğini söyledi.
Gel gelelim BDP'ye.
MHP'nin "tezini" çürüten bir fikri beyan içinde oldu.
Paket, "beklentilerimizin" gerisinde, içi boş.
"Qundur" dedi.
Şimdi, BDP mi, MHP mi?
***
Hayat felsefesi bu değil midir ki.
"İstemek" varken.
Talebi ve ortaya konulanı "genişletmek" söz konusu iken.
Hele ki, siyasi mücadelede..
Neden klişeleşmiş bir bağımlılıkla, "maksimalist" bir zihin güdülüyor?
Anlamış değilim.
***
Öneriler.
Alternatif üretmek yerine!
Görünüyor ki sürekli "eleştiri" ve kabulsüzlük ikmal ediliyor..
Bu doğru bir siyaset anlayışı mı?
Sanmıyorum.
***
Bu yaklaşım ve fikri fakirlik yüzünden değil midir ki?
AK Parti "üç dönemdir" iktidar oluyor.
Alternatifsizliği işte bu yüzdendir.
Muhalefet özellikle bu saat itibariyle "ne söylerse söylesin" muteber değil.
Anlam da taşımaz.
Bilakis, siyasetin "seyrinde" hızla erime ezikliği içerisinde olmaya devam edecek.
***
Paketin içeriğine gelirsek…
Neler var, neler yok, neler olması bekleniyordu?
Bakalım;
Seçim sistemi ile ilgili 3 şart koşuldu.
Yüzde 10 devam etsin.
Ya da, baraj tamamen kaldırılsın, daraltılmış bölge oluşturulsun.
Veyahut ta, baraj, %5’e çekilerek, "dar bölge" uygulansın.
***
Bir de..
Yüzde 3 oy alan siyasi partilere de hazine "kesenin" ağzını açsın.
Eş başkanlığın önü açıldı.
Yani Siyasi partilerde iki başkanı geçmemek şartıyla eş başkanlık dönemine onay!
Bilindiği gibi; BDP bunu uzun süredir uyguluyor.
Seçim propagandalarına da anadil ve lehçelerde özgürlük.
***
En önemlisi de.
İlk, orta ve lise düzeyindeki Özel okullarda "Kürtçe Anadille eğitimin" yolu açıldı.
Farklı dil ve lehçelerde de özel okullar açılabilecek.
İnkâr ve asimilasyonun sembolü;
"Irkçı" bir yapıya sahip olan Okullardaki “ANDIMIZ..”
O da kaldırılıyor.
Bir de yasaklı harfler.
Kürtçe’de kullanılan Q, X ve W harfleri de, artık serbest ve özgür!
***
"Ayrımcılık" tavrı da son buluyor.
Bunla ilgili yasal düzenlemeler yapılacak.
Artık kimse kimseye, rengiyle, diliyle, diniyle, siyasi düşüncesiyle "ayırımcı" tavır koyamayacak.
Yani, "Nefreti" körükleyenler en ağır cezasa çarptırılacak.
Köyler de eski adlarına geri kavuşabilecek.
İl ve ilçeler için ise, yasal düzenlemeler gerekecek...
Başörtü'de özgürleşti.
Malum, Türkiye’nin "kanayan" yarasıydı.
Vesayetin, cuntanın "yasak" dayatmasıydı.
Nihayet tabular yıkıldı, türban özgür kimliğine kavuştu.
Tabi kısıtlama yok değil.
Var..
O da Hâkimler, Savcılar, Polis ve Askerler için geçerli..
Onlar "türban" takamayacak.
***
Diğer önemli değişiklikler ise.
Roman dil ve kültürü ile ilgili bir enstitü kurulacak...
Nevşehir Üniversitesinin adı da;
“Hacı Bektaşi Veli” Üniversitesi olarak değiştirilecek.
***
Tüm bunların ikmali için de elbette ki, düzenlemeler gerekli.
Yani yapılması gerekenler var.
Bir kısmı, Bakanlar Kurulu kararıyla.
Bir kısmı da, Meclisin hikmetiyle olacak.
Velhasıl, paket genel hatlarıyla böyle bunları ihtiva ediyor...
***
Esas vurgu, artık devletin kimliklere takılmaması.
Asimilasyon politikasıları "toprağa" gömüldü.
Zihniyle beraber!
Özellikle.
Seçim barajının düşürülecek olmasını demokrasimiz adına çok önemli!
Çünkü yıllar yılıdır, "temsiliyet" noktasında, büyük tartışmalar yaşanıyordu.
Ancak burada da, üç şık söz konusu.
O şıkların hangisi, hüküm olacak o belli değil.
***
Paket…
Dün aldığım "nabızlar" noktasında şu fikri bütünleştirdi.
Ki Diyarbakır ahalisi de aynı zihinde diyorum.
Elbette ki bazı kesimler şiddetle eleştirecek.
Ama bazı kesimlerde yetersiz bulacağı gibi, destek veriyor...
Neticede paket kamuoyunda bir süre tartışılacak.
***
Şu an kısmı bazda paket ham..
Toplumda bilgilenme sonrasında, yeni bir evrim geçirebilir.
Yeni maddeler.
Yeni istemler eklenerek, yeni bir yapı ve kimlik kazanabilir.
***
Başbakan da açıklamasında ifade etti.
Bu paket ne ilk ne de son paket olacak diye!
Bu da, ucu açık bir sürece gireceğimizin belirtisi!
Şunu bilmemiz gerekir;
Paket yol kervanında yeni konulara gebe!
Bir kaç yıl öncesini,
Dünü ve bugüne "empatiyle" yorumlarsak.
Nerden, nereeye gelindi?
Eee.
Türkiye hala prangalardan kurtulmuş değil.
Onun için de, ülkede demokrasi adım adım ilerliyor.
Ama bunlar da küçük adımlar değil.
Son sözümüz var.
Evet, ama yetersiz.
Devamını bekliyoruz.
***
Not..
Haberiniz olsun.
Bu akşam, "Büyüktimur'la Gündem" var.
Saat 23.10'da.
Konu "demokratikleşme" paketi.
Fikirlerinizi,
Soru ve yorumlarınızı SMS ile bekliyor..
Pek tabi sizleri ekrana bekliyorum.