DGD VURGUNU ÇİFTÇİYİ VURDU
Doğrudan Gelir Desteği.
DGD.
Yani, çiftçiye, “aracısız” nakit destekleme.
Bu sistem doğrusu çiftçi için “can” simidi!
***
Çiftçi Kayıt Sistemi.
Ve işletilen “arazi” ve elde edilen, hububat!
Ne fiyat farkı,
Ne kredi,
Ne de farklı bir kavram ya da, ödeme şekli, yok!
Var olan;
Tarımsal üretim yapılması.
Ve bunun belgeleriyle sübuta erdirilmesi.
Böylece üretici;
“Aracısız” bir şekilde, dönüm başına pay alıyor.
Para da, hesabına yatırılıyor.
***
Ne var ki,
İlk yıldan itibaren, “çiftçiye” odaklı bu destekleme, istismar edildi.
O da, firmalar, siyasiler ve bazı iş bitirici zihniyetler tarafından.
Saf, temiz ve halis bir şekilde “çiftçilik” yapanlar, figüran olarak kullanıldı...
Onlar üzerinden,
Birileri haksız binler-milyonları cebe indirdi!
***
Sorgusuz.
Sualsiz ve tahkikatsız bir şekilde.
Gerçek amaç;
Çiftçinin desteklenmesi, mağduriyetinin giderilmesi olan DGD ne yazık ki bu yönüyle değil, hep olumsuz ve yolsuzluk yönüyle gündeme geldi.
İşte son, halka!
***
Söz’ün,
Önceki günkü manşet haberi malumunuzdur.
Okumuşsunuzdur!
DGD Vurgunu,
Çiftçiyi vurdu.
Mevzu şu.
Diyarbakır ve ilçelerinde; DGD’de yolsuzluk ve usulsüzlük yapılmış.
Yani birileri ciddi manada “istismarda” bulunmuş.
***
Vurgun,
Takvimsel olarak 2006 yıllarına kadar dayanıyor.
2006 ila 2011 yılları arasında...
Yani 5 yıllık bir “ödeme” takvimi içerisinde hukuksuzluk var.
Denildiğine göre;
Tarım İl Müdürlüğüne verilen faturalar,
Çiftçi Kayıt Belgeleri,
Satış faturaları.
Kısacası beyanlarda; “arıza-i durum” söz konusu!
***
Şöyle ki;
Maliye müfettişleri uzun bir süre denetimde bulunmuş.
Özellikle;
Çiftçilerin Tarım İl Müdürlüğüne verdiği dosyaları ve çiftçiye fatura kesen firmaları.
İncelemeler neticesinde şu kanıya varılmış.
13 bin 200 çiftçinin dosyası şaibeli.
24 firma da sakıncalı.
Ki bu firmaların bazılarının “hayali” olduğu!
Yani Paravan!
***
Peki,
Şimdi ne olacak, ne oluyor, ceza kime!
İşte.
Hadisenin “en can” alıcı noktası da burası.
Tabiri caizse; zurnanın “zırt” dediği yer.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.
Şimdi;
Çiftçilere de, KDV alarak hububat satışını yaptığını beyan eden firmalara ceza kesti.
***
Diyor ki;
“Devletten aldığınız paraları faiziyle beraber iade edin?”...
Arızalı çiftçiler “haciz ve icra” takibinde.
Farklı rakamlar!
Topyekûn bahsedilen geri ödeme tutarı; “on milyonlarla” ifade ediliyor.
Elbette ki,
Yolsuzluk, usulsüzlük ve hırsızlık yapana “ceza” verilmeli.
Öyle de olmalı.
Ama görüntü; çıkmaz sokak misali.
***
Özellikle Çiftçi için!
Şimdi çiftçi,
Firmaya KDV’sini ödüyor ve satış faturasını alıyor.
Ama devlete ödeme yapmayan “sanal firma” yüzünden, şimdi devlet yakasına yapışmış.
Hal-i vaziyetle ne oluyor.
Çiftçi;
Hem mağdur,
Hem mağrur,
Hem dolandırılmış,
Hem de dolandıran, sahtecilik yapan, pozisyonda.
***
Tabiri caizse;
Yaşla beraber kuru da yakılmış.
Mağduriyet büyük!
Diyeceğim;
Birileri emek vermeden hayali fatura ve belgelerle paraları götürürken, diğerleri mağdur olmuş.
Velhasıl çiftçi şuan için günah keçisi ilan edilmiş.
***
Doğrusu irdelemek gerekir;
Bu firmaların kimlerle bağlantısı var?
Diyarbakır’daki buğday ve ürünler özellikle nasıl Van’a götürülerek tescil edilmiş?
Bu işin perde arkasında hangi güçler var?
Bağlantıların çözülmesi ve tek günah keçisinin çiftçiler sayılarak asıl vurguncuların korunmaması lazım!
***
Evet,
Çiftçi gergin ve perişan.
Tabiri caizse sinir harbi yaşıyor.
Birçok ailede;
Kılıçlar çekilmiş, “dişler” karşılıklı bileniyor.
Ki son haftalarda;
Diyarbakır’ın birçok köy ve mezrasında olduğu gibi Buğday pazarında; “kavgalar ve tehditler” havada uçuşuyor.
***
Gün olaysız ve kavgasız geçmiyor.
Ne diyeyim.
Gelen bilgiler, gelip-görüşenlerin ifadelerine baktığımızda; durum hiçte “iç açıcı” değil.
Özellikle önümüzdeki günlerde çok daha büyük ve vahim vukuatlar olabilir.
Ölümler.
Hatta katliamlar.
İntiharlar.
Maazallah her en yaşanabilir...
***
Peki,
Bu sorunlu süreç ve mevzuu ne zamana kadar sürecek?
Net bir bilgi yok.
Bugün,
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker Diyarbakır’da olacak.
Ümit ediyorum ki, bu yazıyı okur.
Çözümü,
Ve gerilim atmosferini giderme noktasında, “beyanı” olur.
***
Bir de şu bilinmeli.
DGD çiftçiye yönelik aracısız bir destekleme türüdür.
Oysa mevcut durumda çiftçi planlı tarıma geçerken her yıl dosyasını hazırlarken uygulanan aşamalarla planlı bir şekilde “aracılara” yem oluyor.
Dediğim gibi;
Çiftçi birçok siyasi dâhil olmak üzere, bürokratında içerisinde olduğu “kirli” çark içerisinde; “debelenip” kalıyor.
Asıl bunun görülmesi gerekir.
Bilinmelidir ki, bürokrasi ne kadar artırılırsa, “suiistimaller de” o kadar artar!
Bekliyoruz.