DİYARBAKIR'DAKİ SAĞLIĞIN KRONOLOJİSİ!

Söz'ün dünkü manşeti..

"Rezilliğin ötesi"

Doğrusu… Başlığın "mana" değeri noktasında…

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde "olup bitenler" için, az bile…

Çünkü "enva-i" kirlilik, rezalet, rezillik söz konusu…

Skandallar silsilesine sahip…

Hep derim ya; Diyarbakır'da "sağlık" sağlıksız işliyor…

Nedeni de?

Özellikle Hastaneler açısından ifade ediyorum… Tıpkı, 80'l i, 90'lı yıllardaki "Köy Hizmetleri" kurumu gibi…

Şuan ki, DSİ ve Karayolları gibi… "Politize" olmuşluk…

 

 

***

 

Hele ki "işin içine" rant girerse…

İhale.. Yolsuzluk. Usulsüzlük… Rüşvet...

Ve suiistimaller.. Keyfiyete dayalı; yönetim anlayışı..

"Sallabaşı al maaşı" maharetiyle…

Kurum "işlerlik" kazanmışsa, ne mümkün düzelmesi…

İşte, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi de bu "modele" sahip…

 

 

***

 

 

Haberi okudunuz mu, bilmiyorum.

Okumamışsanız… Hadiseler zincirini "burada" özetlemek istiyorum..

Tabi ki, "aktörleri" ve rol alıcıları da hatırlatarak…

Devasa bir hastane; nasıl olur da, "bir kaç yıl" içerisinde; "atıl" hale gelir?

Görünüm itibariyle; "köy sağlık" ocağından beter olur?

 

 

***

 

450 yatak kapasiteli!… Güneydoğu'nun ilk "Eğitim ve Araştırma" hastanesi…

2010 yılında, hizmete girdi..

Kurucu "başhekim" Prof. Dr. Yusuf Yağmur oldu..

Hastane genel tanımıyla; "akıllı hastane" idi…

Yağmur… Daha sağlık hizmetlerine "girişmeden" kendince "inşaatlara" girişti…

 

 

***

 

Önce "yanık ünitesi" olmalı dedi..

Tadilat başladı.

Projeyi… Ve Hastanenin "akılsızlaştırma" evresini dinamitledi…

Derken... Amerika'da gördüğü "eğitim" ve oradaki işleyişi, "Acil servis" hekimi olması münasebetiyle, "Acil serviste" bu kez tadilata başladı..

Oluk oluk para akıttı.

Lakin, niyet halis olmadığı için, "kısa sürede" tadilatlar… Yeniliğe(!) dair projeler "atıl" hale geldi.

Çünkü bina mevcudiyetiyle projenin "akılcılığı" ve akıllı bir hastane konumu nedeniyle, "dikiş" tutturulamadı.

Tıpkı projeler gibi, paralar da heba oldu…

 

 

***

 

Tabi bu sırada; "gelir" düşük… Hasta sürkülasyonu az... Döner sermaye ödenmiyor..

Hekimler kızgın.. Çalışanlar kızgın… İmdada diğer hastanelerin "kazancı" yetişti..

Borç adıyla, "paralar" alınıp, harcandı..

Bu arada, inanılmaz bir kararla ki, Diyarbakır'ın "sahipsizliği" burada kendini bir kez daha gösterdi..

Göğüs Hastalıkları Hastanesinin "kapısına" kilit vuruldu…

Burasını, "hastaneye" entegre edildi.. Bir klinik olarak…

Yani koca hastane kapatıldı, yerine hastanede "klinik" açıldı…

Ve tarih Ekim 2012'yi gösterirken..

Yağmur başta olmak üzere.. Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği(DKHB)…

Hastane Başhekimi ve Müdürü "gece yarısı" operasyonuyla görevden alındı…

 

 

***

 

 

Ve yeni idari yapıyla… Hastaneler.. Tüm resmi kamu hastaneleri…

DKHB'nin "bünyesine" alındı..

Yönetimin başına da Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu geldi… Artık sağlığın tüm işleyişi, "Kurtoğlu'nda" idi..

Herkes "taze kan" yeni bir anlayış diye beklerken… "Gelen gideni aratır" misali, durum hâsıl oldu…

Çünkü bir kere; "çark" iyi niyet işlemiyor..

Yemek ihalesinden… Temizliğe… Hastanede sürdürülen "tadilatlar" dâhil…

Vahim usulsüzlük "iddialarıyla" gündeme gelindi…

Bu esnada; 22 faal olan hastanenin "asansörlerinden" 21'i bir anda devre dışı kaldı…

Peş peşe… Bir iki kaza yaşandı. İnsanlar içerisinde iken asansörler yere çakıldı.

Şans eseri "ölen" olmadı, ama yaralanan oldu…

 

***

 

Ve O koca devasa 450 yatak kapasiteli hastane "artık" Türkiye'nin gündeminde…

Gazete manşetleri.. TV haberleri… Hastane dökülüyor…

"İnlikler" havada uçuşuyor…

Tabi birileri bu "inliklerle" hakikatin de, gün yüzüne çıkmasını engelliyordu..

Ancak, derler ye "hakikat er ya da geç" ortaya çıkar…

Görüldü ki…Hastanenin 21 asansörünün "devre" dışı kalması.. Kullanılmaz hale gelmesi…

Tamamen "idari" zafiyet… Bakım ve onarımsızlık.. Ehil kişiye, bunun yapılmaması..

Çünkü asansör bakım ihalesini, "hastanenin" yemek ihalesini alan firmaya verilmiş..

Ne bir teknik eleman, ne bir teknik bilgi yok…

Herşey "vurguna" dayalı…

 

 

***

 

Nitekim, yürütülen soruşturma.. Hazırlanan raporlar "maskeleri" düşürdü…

"Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye" giydirme misali…

Asansörlerin "parçaları da" böyle, "çuka" edilmiş..

Sonunda, "iflas" edildi… Tabi bu iflas yeni vurgun "imkânı" yarattı…

Yönetim milyonlarca liralık "asansör" ihalesi yaptı…

Kurtoğlu'nun daha bir yılı dolmadan… O da selefi gibi; "operasyonla" görevden alındı…

Ama "yolsuzluk" soruşturmasıyla…

Kuruma "kiralanan" 5 araç için… Bunlardan biri kendisine "Audi" marka makam aracı..

Kira bedeli toplamda, 500 bin liranın üzerinde…

"Lüksü" seven biri…

 

***

 

Soruşturma evresinde… Verdiği bir ifade vardı ki, "rezaletin" ötesiydi..

Diyarbakır ahalisi "potansiyel" suçlu..

Ve örgüt üyesi olarak, "gösterip" kendini savunmuştu..

Velhasıl… Kendisi gitti yerine, İbrahim Uygun getirildi…

Unutmadan!

Kurtoğlu "gider" ayak iki skandala daha imza attı..

Birincisi "hastanenin" drenajı olmasına rağmen "yok" diye, drenaj ihalesi yaptı…

Çevre ve park düzeni olmasına rağmen…

Yenileme… Ve yeni bir proje adıyla "ihale" düzenledi..

DKHB'de… Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir kere "çark" kirli ikmale getirildiği için, "geleni de" ağına alıyor…

 

 

***

 

Ne demişler…

İnsanlar ve kurumlar bir kere "politize" olmaya dursun..

Bağımlılık misali; "geleni de gideni de" bağımlı kılar…

Uygun… En kısa süre görev yapan isim oldu…

"Paralelci" diye alındı… Ki basına yansımıştı kendisinin tartışma üreten ifadesi..

"Beni buraya ayakkabı kutucuları getirmedi" diye…

 

***

 

Uygun'da soluğu atıllar arasında alırken…

Bir süre boşluk oluştu.. Vekaletlerle yürütüldü..

Nihayetinde boşalan makama Dr. Murat Karğın getirildi…

Eee… Zat'ın seleflerinden geri kalır yanı olur mu?

Mümkün mü?… O da kalan işleri "devam ettirdi?"…

 

 

***

 

Tabi, bu evrede..

Adı Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak değişen, Üçkuyulardaki hastane…

Tüm bu zafiyetler zinciri içerisinde; "tahribata" uğradı..

Gelen vurdu, giden vurdu misali…

Hastane akılsızlaştı…

Dedik ya; Drenaj ve Peyzaj ihaleleri yapılmıştı…

İlk önce, drenaj'a bakıldı… Kurtoğlu "yok" diye ihale yapmıştı ya..

İlk kepçe vuruldu.. Görüldü ki, "drenaj" var…

Müteahhit “işi bırakır mı?”… Nasıl olsa ihale etmişsiniz, "milyonluk" kazanç var…

Yokmuş gibi, biri iki kazı, paralar çuka…

 

 

***

 

Çevre düzenlemesi.. Yani Peyzaj…

Var olanın üzerine "odaklanıldı"

Hastane kısa sürede; "çöplük, moloz ve çamur" deryasına döndü…

Girilmez hale geldi… Bu esnada bir akıllı, "işi" kapatma noktasında…

Çamurlu ortamı da "giderme" babında, her tarafı "asfaltlamaya" gittiler…

Hastanenin bahçesinden tutun da her yer…

"Sıcak asfaltla" kapatıldı… Ancak kısa sürede "durumun" akılsızca olduğunun farkına varıldı…

Diyarbakır'ın "yaz sıcağı"…

Sahadaki "sıcak asfaltla" buluşunca, "nefes alınamaz" hale gelindi…

Yüz binlerce liralık yapılan harcama "daha bir kaç ay geçmeden" boşa gitti…

Asfalt söküldü…

 

 

***

 

 

Birinci.. İkinci.. Üçüncü derken…

Yeniden, "çevre" düzenlemesine geçildi…

Şuan yine bildik tablo… Hastane çamurdan geçilmiyor…

Park ve bahçe yok.. Acil servis tabiri caizse, "ahır" misali…

Hastalar.. Hasta yakınları hastane binasına, 300-400 metrelik "bir çamurlu" yolu kat ettikten sonra gidebiliyorlar…

Çünkü yol yok, geçiş yok…

 

***

 

Peki tüm bu olup bitenleri sorgulayan.. Ya da, "neler oluyor" diyen..

Etkili ve yetkili zevat dahil olmak üzere..

Bu kentin, "siyasi vekâletini" alan Milletvekilleri…

Ak Parti ve HDP'liler… Ne hazindir ki, kimse "alaka" göstermediği gibi..

Aldıkları şikâyetleri de, "sigara kutusuna" yazılı, not gibi…

"Bir kulaktan, diğer kulağa"…

 

 

***

 

 

Bakınız enva-i çirkeflik, rezalet, akla hayale gelmeyen "akçeli" ilişkilerin, mekânı olan koca hastane…

8 aydan buyana "vekaletle" yönetiliyor..

Atanmış bir başhekim yok?

Neden?…  El insaf siyasiler.. Hasta ziyaretine gidiyorsunuz..

Oradaki bataklığı ve yetkisizliği görüyorsunuz ama "bu rezillik nedendir" demiyorsunuz?

 

 

***

 

 

Önemli bir "yer değişikliği" oldu…

Bilmem, haberdarsınız..

Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği taşındı…

Şuan Bağlar ilçemizdeki Toptancılar Sitesi'ndeki müstakil bir binada, hizmet veriyor…

Gerekçeleri…

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin "idaresi" yer sıkıntısı çekiyormuş..

Kendileri de bulundukları "idari" bina da, kendilerine "yetersiz" geliyormuş diye…

Şimdi, ayda 30 bin lira civarında olan bir kira bedeliyle, "kalıyorlar?"

Denilene göre, burası da yetersiz…

Maşallah…

Bu kadar maharetli çalışma gayreti var iken "elbette ki" yer darlığı yaşanıyor?

 

***

 

 

Velhasıl!

Diyarbakır'da sağlık böylesi bir serüveni sahip…

Bakalım buradan zikrettiklerimize kim ne diyecek?

Siyasilerimiz "cesaret" alıp, bir silkelenmeye gidecek mi?

Göreceğiz..

Bu arada, "olup-bitenler" salt bu yazıyla kalmayacak…

Önümüzdeki günlerde çok farklı dosyalar hakim olacak…

Sorulacak çok sorularım var..

Şu an genel bir hatırlatma yaptım…

Devamı gelecek…