EMNİYET MÜDÜRLERİNE DAİR
Hiç kuşkusuz ki!
Bir kenti; "huzurlu" kılan…
Güven tesisi oluşturan…
Asayişi sağlayan…
İllegal oluşumları..
Yasadışı yapılanmaları..
Hırsızı..
Üçkağıtçıyı..
Sapığı..
Ahlaksızlığı..
Kısacası "hayatı" güvenli kılan; kurum emniyettir!
***
Ve bunun baş sorumlusu da!
O emniyetin..
Tepesindeki "zevattır"
Yani, Emniyet Müdürü…
Hani bir söz var..
"Et kokarsa, tuz var, ya tuz kokarsa"
Ne yazık ki!
Diyarbakır bu minvalde; "hayli" çürümüşlük yaşadı..
Ki bedeli de çok; "ağır" oldu..
***
Dün şöyle, son 4 yılın "emniyet" profilini çıkardım..
Kimler geldi…
Kimler gitti; Diyarbakır "neleri yaşadı?"
Recep Güven…
06. 09. 2012'de, Siirt'ten Diyarbakır'a atandı..
Kimin yerine; Antalya'ya giden "Mustafa Sağlam" yerine..
Sağlam nerde?
Kaçak…
Örgütün emniyetteki "imamı?"
Aranıyor..
Cezayir'e gittiği ifade ediliyor..
***
Güven'in ilk sloganı neydi..
O gün için..
"Dağdaki teröriste ağlıyorum…"
Kendini, Merhum Gaffar Okkan'a "benzetiyordu.."
O'nun yolundan; "gidiyorum" diyerek…
Sonra!
"Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu" misali!
"Kep düştü?"
***
Meğer..
FETÖ'nün "kripto" elemanı..
Ki şuan tutuklu..
"Telekulak" operasyonun, aktörü..
Diyarbakır'da görev yaparken, şöyle bir yazım olmuştu!..
Güven…
Onlarca faali meçhul, cinayet davasında; "neden şahit?" oldu..
***
Cemal Temizöz için mi?
Birilerini "aklama" adına mı?
Yoksa!
"Derin" talimatı üzerine mi; "mahkemeye ifade verdi?"
Ki sonra; "davanın seyri", ip koptu noktasında değişti..
Çözüm sürecine girildi…
O dönemin, Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak..
"İkili" iyi organizeli..
Nitekim Kavak'ta, "bugün" FETÖ’den tutuklu..
***
Sonra mı?
Güven, görevden alındı..
Yerine, Aksaray Emniyet Müdürü Halis Böğürcü geldi..
Tarih, 09.01. 2014..
Çözüm sürecinin devam ettiği..
Ama el altında; PKK'nın "şehre" silah, yığınağı yaptığı bir dönem..
Lakin, ne gören, ne duyan, ne de soran oldu..
"Sessiz sedasız bir seyir.."
***
Ama!
Diyarbakır için, bölge için "en kanlı" çatışmaların tarihi oldu..
Özellikle; 6-7- Ekim olayları..
"Kobani" bahanesiyle!
53 İnsan katledildi..
O gün için, çok sorgulanmıştı "Polis neden sokakta yok" diye!
***
Ve 5 Haziran'daki, HDP "mitinginde" patlayan bomba..
5 Kişi hayatını kaybetti..
300'ün üzerinde, "insan" yaralandı..
Eylemi yapan, DAEŞ militanı hakkındaki istihbarat..
Sorgulama..
Otel'de, hakkında tutanak tutulması..
Miting alanına "bombanın" nasıl yerleştirildiği; hep muamma!
***
Velhasıl!
Emniyet, öylesine "girift" bir yapı içerisine girdi ki..
"Gelen gideni" aratır oldu..
Hele ki, "şube müdürleri"
Ya, Emniyet Müdür Yardımcıları..
Böğürcü de..
1 yıl sonra, Diyarbakır'dan alınarak, Aydın'a verildi..
Daha doğrusu "takas" edildi..
Aydın Emniyet Müdürü Adnan Taşdan, Diyarbakır'a..
Böğürcü de, Taşdan'ın yerine görev aldı..
Ki Böğürcü "sonra" FETÖ soruşturması kapsamında görevden alındı..
***
21 Ağustos 2015'te..
Adnan Taşdan, "göreve" başladı..
Hendek barikat terörü..
FETÖ'ye dair; "operasyonların" sıklığı..
Emniyet teşkilatındaki, "ihraçlar"…
Yani; "bir önceki dönemden daha "girift" bir atmosfer..
Tabi; "peş peşe" patlayan bombalar..
Dürümlü..
Mardinkapı..
Batıkent kavşağındaki, bombalı saldırı..
***
Taşdan'da "kısa ömürlü" Müdürler kervanına katıldı..
Ki üç hafta önce!
"Görevden" alınarak, merkeze çekildi…
Gerekçe nedir bilemiyorum…
Ama Efkan Ala'nın emniyetin yüzde 70'i FETÖ'cü beyanıyla..
Muhtemelendir ki; Taşdan da "FETÖ"den, gidendir..
Yoksa, "sessiz sedasız" şehri terk etmezdi..
Muhakkak ki selefiyle, "bir selfi" verirdi..
Ama vermedi..
***
Yerine!
FETÖ'nün "mağduru" olduğu ifade edilen..
Şemdinli "olaylarında" o ilçede "Emniyet Amiri" olarak görev yapan Polis Müfettişi; Tacettin Aslan atandı..
Ne yazık ki..
Aslan'ın görevinin ilk haftasında; "Bağlar'daki Bombalı" saldırıysa, karşılaştı..
Aslan'la henüz "tanışmadık?"
Ama gıyabında, "olumlu" mesajlar alıyorum..
Özellikle; "esnafla, vatandaşlarla" ilişki kurma noktasında; aktif!
Olması gereken de bu!
***
Aslan için..
Kesin bir kanı üretmek; erken!
Ne demişler..
"Her yiğidin bir yoğurt yiyiş şekli var?"
Tabi, "düşünce ve siyasi" bakışta önemli…
Diyeceğim o ki…
Diyarbakır "badirelerle" yoğrulan bir kent…
Kadim bir kent…
Tarihiyle.
Kültürüyle,
Medeniyetiyle,
Örf,
Adet, gelenek ve görenekleriyle; "yaşayan" bir kent…
***
Kendisine uzanan eli…
Merhamet…
Sevgi…
Barışçıl ile "sımsıkı tutar", sahiplenir…
Yüceltir…
Ama değilse; "tez elden" kusar, atar…
Tepkisini de; "verir.."
Bugün, "hala gönüllerde" Gaffar Okkan yaşıyorsa!..
Bu onun; "o uzattığı" elin samimiyetinin yüzü hürmetidir..
Yoksa!
Ne mümkün, "siyasal duruşuyla" Diyarbakır'ın bu sevgi muhabbetini, yaşatsın.
***
Evet!
Aslan'a yeni görevinde başarılar dilerken..
Kısa bir kronolojiyle..
Meramım, "ders-i ibret" noktasında; vaziyete vakıf olsun..
Gideni; "aratan" olarak, sayfalara, kalemlerce yazılmasın..
***
ADAM YETİŞTİREMİYORUZ!
Ne diyoruz!
Hukuk adamı yok..
Adalet…
"Tecelli" etmiyor, parmağı acıtıyor…
Niye…
FETÖ'cü savcılar, hâkimler…
Ve mübaşirler…
Beri yanda; Ergenekoncular…
Ya, "iktidarcı" olan…
Yani; "kamplaşan" bir hukuk ve yargı…
Ki, "adamcılık"
"Yargı terörü"…
Biri ötekini; "yok etmek" adına, kurgulu…
***
Öyle ya!
Hal böyle iken…
Övünüyoruz…
Neymiş; 84 hukuk fakültemiz var..
On binlerce, "öğrenci" eğitim görüyor…
Yargıya..
Hukuka…
Devlet adamlığına; "sözde" adam yetiştiriyoruz!
Peki, "yetişen" kim?
İşte onu da; "görünen" resim ifade ediyor…
Hukuk adamı yetiştirmiyoruz…
"İdeolojiye" dair; "adam yetiştiriyoruz"
***
Ne yazık ki!
Bu hal-i vaziyet, salt hukuk için geçerli değil..
Maalesef…
Yasama da,
Yürütme de "aynı" kamplaşmanın içerisinde…
Asker..
Polis..
Bürokrat..
Sendika..
STK..
Siyasi partiler…
İş dünyası…
Gazeteciler..
Bilumum, hayatın her kulvarı; "paralel" bir yapıyla ikmal edilmiş vaziyetteyiz..
Yani tahribat; "ideolojik" kaplaşmada…
***
Gelen-gideni aratır misali…
Bunun için de; "adam" yetişmiyor…
İşte asıl temel sorunumuz bu!
Eğer ki.
Devlet-i Âliye olarak.
Millet olarak.
Kurumsal olarak..
Kendimizi; "ideolojik" saplantılardan arındırabilsek..
Şu veya bu; "tarafgirlik" ağına düşmezsek..
İşte o zaman; "galiba" adam yetişir..
Ülke de, millet de "adam gibi adam" olur..
Yoksa!
Varlık olarak; "adam" kılığında kalırız!
GÖKÇEK PATENTLİ POLEMİK!
Melih Gökçek…
Nam-ı diğer;
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı..
Yine "bomba" patlattı..
Hem de oldukça büyük…
Bombası..
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a ilgili..
***
Diyor ki…
"Sayın Baykam, Sayın Cumhurbaşkanımızdan gidip Meclis Başkanlığını istemişti..
Sayın Cumhurbaşkanı da bunu vermedi..
Anlıyorum ki, Baykam şimdi onun intikamını alıyor.
Kendisi başkan olsa bu işler hallolacaktı."
***
Doğru mu, değil mi?
Tarafların beyanı, ortaya koyacak.
Ama, Baykal'dan "bir tepki var.."
Diyor ki, "iki kişi arasındaki konuşmanın, böyle sunulması" etik değil…
Sözü söyleyecek olan; Cumhurbaşkanıdır..
Cumhurbaşkanı da..
Şuana kadar; "olmadığına" dair bir söylemi olmadı..
Demek ki..
Baykal, "o makamı" istemiş.
Ne diyelim..
CHP eksinli..
Gökçek patentli yeni bir siyasi polemik..
Bakalım nereye kadar gidecek?