FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI…
Anladık..
Bir kere değil, binlerce kez anladık..
Evet, anladık..
FETÖ bir "terör" örgütüdür…
Darbecidir.
Şeytan-i planla; "her kulvara" sızmış haşhaşidir..
Ağababası da, ABD'dir..
Avrupa birliğidir; "haçlı zihniyetin" piyonudur..
***
Gördük ki…
Askere sızmış..
Komutanlar, paşalar yetiştirmiş..
Polise sızmış..
Emniyet müdürleri..
Müdür yardımcıları..
İstihbarat elemanları, yetiştirmiş..
Yargıya sızmış..
Hakimler..
Savcılar ordusunu oluşturmuş..
Başsavcılar..
HSYK üyeleri..
Müsteşarlar..
Hatta Adalet Bakanı bile, yetiştirerek görev aldırmış..
***
Kamuya sızmış..
Daire müdürleri..
Bölge Müdürleri..
Müsteşarlar..
Genel Müdürler, yetiştirmiş!
Belediyelere sızmış..
Belediye başkanları..
Yardımcılar..
Genel Sekreterler, dâhil!
İş dünyasında palazlanmış.
Şirketler..
Holdingler..
Gruplar, milyar dolarlık "servetlerin" trafiğini eline geçirmiş..
Bankalar kurmuş..
***
Üniversiteler kurmuş..
Rektörler..
Akademisyenler..
Öğretim üyelerini; "yetiştirerek", salmış..
Okullar açmış..
Öğrenci yurtlarını bedavaya getirerek inşa etmiş..
Devletin "kurumlarına" çökerek, hazineye ait arazilere konmuş..
Kendisine özgü..
Kendisine has "eğitim müfredatıyla" nesil yetiştirmiş..
"Bir parmağıyla yüzlerce kişiyi" sokağa dökebilecek "öl de ki ölelim" diyenlere sahip olmuş..
***
Sosyal hayatın her alanında; "kendisine" kulvar açmış..
Dernekler kurmuş.
Başkanlar.
Yönetim kurullarını, kendi has adamlarıyla ihdas etmiş..
Sendikalar oluşturmuş..
Federasyonlar zincirine geliştirmiş..
Tepelerine de; "abiler-ablaları" oturtmuş..
Ev hanımı..
İş kadını..
Abiler, ablaları, "ordusunu" yaratarak, "sokak hakimiyetini" eline geçirmiş…
***
Medya sektörüne girmiş..
Yazarlar-çizerler oluşturmuş..
Sağdan, soldan, radikal, liberal diyerek; maskelemiş..
Gazeteler..
Televizyonlar..
Dergiler..
İnternet siteleri..
Film şirketleri..
Kurgulu senaryolarla; diziler çektirilmiş..
Hayatı "yönlendiren", hipnoz eden, "aktiviler" organize etmiyor..
***
Tabi tüm bunlar salt Türkiye'de değil..
Türkiye üzerinden; "himmet" adıyla topladıklarını yurt dışına, "akıtmış.?"
Türkiye kendisine göre küçük..
"Türk okulları" diyerek, yayılmış dünyanın dört bir yanına!
Bugün değil..
Bunu 40 yıldan buyana "geliştirerek" yapmış...
***
Hiç kuşkusuz ki..
Gelen-giden hükümetler..
Siyasi partiler..
Devlet kurumları..
Atanmış ve seçilmişler dahil; "icazet" alarak, destek görmüşler…
Daha düne kadar..
Pensilvanya’ya "gitmeden", icazet almadan..
Hoca(!)nın refaransı olmadan; "tek bir atama-görevlendirme" yapılmıyordu..
***
Yani bir ölçüde!
Düne kadar, Türkiye'yi yöneten, yönlendirendi..
Kimler ne istediniz de vermedik..
Kimler, hasretinde prangalar estiktin dedi?
Kimler, özledik, gel artık dedi?
Velhasıl!
Gelinen aşama itibariyle; FETÖ!
Kendisine has..
Kendisine "biat" eden, sınıfsal bir paralel "millet" oluşturdu..
***
Ve gün geldi; 15 Temmuz'a dayandı..
Kurgulandığı,
Üst akılla yönetildiği,
40 yılın mahsulüyle; "darbe girişimine" yeltendi..
Birilerinin nam-ı hesabına, kan döktü..
Milli iradeyi devirmek istedi.
Milleti..
Yine kendisine has yetiştirdiği "teröristleriyle" vurmaya kalkıştı..
Ve kep düştü, kel göründü misali!
FETÖ'nün..
"Ne melun bir yapı, oluşum olduğu" ortaya çıktı...
***
Meğer ki himmet değil..
Haçlı anlayışın; "himayesindeki" bir himmetmiş..
Şimdi!
Herkes bir hayıflanmanın..
Pişmanlığın..
Kandırılmışlığın..
Saf inanmışlığın..
Himmet adına, sadaka, zekat adına..
Hayır, hasanet adına verdiği desteğin; "mahcubiyeti" içerisinde..
"Bin bir pişman.?"
Kendisine beddua eden bile var..
Bunlara nasıl kandım diye?
***
Tabi ki, biz 1994'ten bu yana!
Diyorduk..
"Bu maskenin" altında bir başka yüz var..
Bakınız!
Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi'nin adını kullandı..
Kendine, cemaat oluşturdu.
Sonra "onu inkâr" etmeye başladı.
Sırt döndü..
Düşmanlık beslemeyerek saldırdı.
Kürt Said diyerek, "onu" hor görmeye yeltendi..
Halis bir niyete sahip değil..
Ama kime dersin..
Sonunda, her şey gün yüzüne çıktı..
Şimdi, o gün "yüz dönenler" bugün, hayıflanarak "haklıymışsınız" diyorlar?
***
Neyse gün itibariyle..
Gelinen, noktaya bakalım..
Bugün; bir dizi operasyonlar yapılıyor..
Gözaltı, tutuklama..
İhraçlar..
Görevden almalar..
Yani FETÖ terör örgütünün "sızdığı" tüm kurumlar temizleniyor..
Ayıklananların sayıları, yüz bini buldu..
Öyle görünüyor ki, "daha da" artacak..
***
Lakin!
İlk gün ifade ettiğim gibi..
Bugün de; yüksek sesle tekrarlıyorum..
Ki bunu çok kişi de ifade ediyor..
FETÖ'nün "siyasi ayağı" nerde?
Neden; her tarafa dokunuluyor da, "siyasi ayağına" dokunulmuyor?
Neden?...
***
Hiç kuşkusuz ki!
Böylesi bir yapının palazlanmasında..
Alan hakimiyeti kazanmasında..
Kendisine has; "millet" oluşturmasında!
Siyasi zeminsiz..
Siyasi desteksiz..
Siyasi akılsız bir faaliyetin olmaması düşünülemez!
Ki ne mümkün?
Ama velâkin, gelinen aşama itibariyle bu alanda "tık bile" yok?
***
Bakınız!..
Tarihsel bir ifade; "Adalet mülkün temelidir?"
Yani, "mülk" adaletsizse..
Yani, toplumda adalet yok ise..
Keyfiyete, ceberuta, zalimliğe, zulümkarlığa kurguluysa..
Birilerinin "emir komutası" içerisinde ise!
Vay ki vay!
Dikkat ederseniz!
FETÖ operasyonunda, en büyük "çıkmaz sokak" bu alanda..
Yargıda; "her gün" görevden almalar..
İhraçlar yaşanıyor..
Ki şuana kadar; "yargıdaki" nüfusun üçte ikisi, görevden alındı..
***
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu eski Başkanvekili!…
Ahmet Hamsici..
O da, FETÖ'cülerdandı..
Şimdi itirafçı olmuş; itiraflarını peş peşe sıralıyor..
Dedik ya!
Bu işin "siyasi ayağı" nerde?
İşte Hamsici de bunu ifşa ederek, itiraf ediyor…
2010'da..
Anayasa değişikliğinden hemen sonra; HSYK'nın "yeniden yapılanmasına" ilişkin..
***
Diyor ki..
O tarihte, Fetullahçılar ile Bakan ve Müsteşar arasında; "pazarlık" masası kurulmuştu…
Yargıtay üyeliklerine alınacaklar için..
Öyle ki, FETÖ'cüler, 160 üyeden 140'nı istemiş…
Ancak, 108'ine razı gelmişler..
Geriye kalan; 52 ise hükümetin inisiyatifindekiler olmuş…
Ki o da meçhul…
Bugün, HSYK'da olanların ekseriyeti; "ihraç edilmiş, gözaltında!"
***
O gün masada oturanlara bakın..
Bir tarafta FETÖ'cüler..
Diğer tarafta hükümet üyeleri..
Peki, hükümeti temsil eden kimler?
Sadullah Ergin..
Adalet Bakanı..
Ahmet Kahraman..
Adalet Bakanı Müsteşarı…
***
Yargının bağımsızlığını..
Mahkemelerin adil işlemesini..
Savcıların..
Hakimlerin, "hak, hukuk ve adalet" nizamında, "teraziyi" tarafsız tutmalarını..
İsteyen, koruyup-kollanmasını sağlamada yetkili; "kişiler?"
Abilerin..
Ablaların "etkisi altında", adaleti bir terör örgütüne teslim ediyor!..
Ve sonra; "Yargı bağımsız" diye, söyleniyor?
Ne hazin bir tablo!!!..
***
Sonuç itibariyle!
Diyeceğim o ki..
FETÖ..
Yuvalandığı birçok kurumu, ülkenin bekası açısından "çürütmüştür?"
Ki çökmüştür..
Operasyonel faaliyetlerle; "bu çöküntünün" müsebbipleri ayıklanıyorsa da..
Unutmamamız gereken..
Türkiye'deki mekanizma; "siyasi dişlisiz" dönmüyor..
Yani, "siyasi" akıl, aktörler…
Bu akımı, benimseyen, destekleyen, bel çıkan, "kendisine arka bahçe" görenlere, dokunulmadığı müddetçe!
Onlar siyasi kulvarda; "ayıklanmadığı" sürece!
Vaziyet..
Nafileden öteye gitmez!
***
Ne siyasal iktidar..
Ne siyasi muhalifler…
Hiç kimse; bu olup bitenden kendisi "masum" sayamaz!..
Sorumluluğum yok diyemez.
Hele ki, "günahkar" değiliz, hiç diyemez..
Çünkü; "en baş" günahkarlar FETÖ'yü palazlandıran, himaye eden siyasi mekanizmadır…
***
O'nun için!
FETÖ'yü.. Ve Onun hamilerini..
Haşhaşi, "kimliklerini" anladık..
Ama velâkin; "anlamadığımız" siyasi abilerin "dokunulmazlıklarıdır?"
İşte bunu anlamıyoruz..
Tıpkı, AK Parti içerisindeki AKP'lilerin "korunup-kollanması" gibi!
Vaziyet akla ziyan!
İnsana vay ki vay dedirtiyor..