FİKİRSİZLERDEN ÇEKTİKLERİMİZ?
Eyyy, Savcılar…
Eyyy, Hakimler…
Eyyy, Yargı'nın "tepe" idarecileri..
Eyyy, Anayasa Mahkemesi Başkanı..
Eyyy, Yargıtay Başkanı..
Eyyy, Danıştay Başkanı..
Eyyy, Askeri Yargı mensupları..
Eyyy, Cumhuriyet Başsavcıları..
***
Dahası var…
Eyyy Askeri erkan..
Eyyy, Valiler…
Eyyy, Üniversite Rektörleri..
Eyyy, Kaymakamlar..
Eyyy, Emniyet Müdürleri.
Eyyy, İl Jandarma Alay Komutanları.
Eyyy, MİT Bölge Başkanları…
***
Berisi de var.. Sıralamayayım..
Neyse.
Genel itibariyle.
Kamu kurum ve kuruşların..
Bölge ve İl Müdürleri…
İlçe müdürleri de dahil..
Memurlar..
İşçiler..
Öğrenciler..
Esnaflar..
Haberiniz olsun sizler de meselenin parçasısınız...
***
Sokaktaki, Ahmet dayı..
Eyyy, çoban İbrahim..
İşportacı Cemal, sende..
Unuttuklarımız var mı?
Tabi, gazeteciler..
Yazar-çizer tayfası, bizler de..
Pek tabi ki, siz Parti teşkilatları da..
Belediye başkanları da..
İl ve İlçe başkanları..
Eş başkanlar.
Her kim iseniz…
Bilumum hepiniz, mevzubahissiniz..
Ayırım yok.
***
Bu nedenle, pür dikkat…
Yukarıda saydığım zevat..
Sizler...
Tarafsızlığınızın,
Objektifliğinizin,
Ahlaki..
Ve insanı kişisel karakterinizin..
Makam ve mevkideki "bağımsızlığınız.."
Eğer ki, korumak istiyorsanız..
Yapmamanız(!), "gereken" üç hareket var…
***
Birincisi…
21 milyon insanın "tercihiyle" seçilmiş..
Cumhur'un "başına" geçmiş.
Başkomutan vasfını da almış..
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de "Reisi
Cumhuru" olmuş zat'a…
Nerede olursa olsa; davet edilmiş bile olsanız..
Sakın ola ki konuşmasını "alkışlamayın(!).."
Ayağa kalkmayın..
Ayakta alkışlama mı, aman ha yapmayın!!!…
***
İkincisi… Sen sen ol..
Kesinlikle…
O'nun memleketinden bile olsan..
Anan baban dahi orda olsa, gitme..
Gezme.. Görme..
Hemen orayı terk et..
Ne o bölgenin havasını sol..
Ne de, bahçesinde, bostanında bir şey topla..
Aman ha yemeyesiniz…
Yemeye de yeltenmeyesin…
Kimseye de ikram etme..
***
Üçüncüsü…
Davet etmişse de,
Davetiye göndermişse de,
Resmiyet vaki ise de..
Ne olursa olsun..
Hiç bir şekilde..
Hiç bir gerekçe kabul edilmeksizin;
"gitmeyeceksin.."
Gelmiyorum diyerek de, "bağıracaksın.."
Birileri duysun diye!!!
***
İşte bu üç kurala..
Ve alt başlıklara "riayet" edeceksin..
Çünkü, "bu kurallar"..
Senin…
Bağımsızlığını,
Tarafsızlığını "gösterir!"…
Aksa takdirde bilesin ki; en küçük bir
"hareketin"
İsmine…
Makamına…
Karakterine "indirilmiş büyük bir darbe" olur..
Yani; "bağımsızlığın" yerle bir olur!!!..
***
Baksanıza!
Yargıtay Başkanı İsmail Hakkı Cirit'in hal-i vaziyetine..
Kaç gündür…
"Yargı bağımsızlığına büyük bir darbe
indirmiş(!)" suçlamasıyla, yargılanıyor..
Muarızlar..
Ana muhalefetinden, yavrusuna kadar…
Köşe işgalciler dâhil…
***
Neymiş?
Eyyy Cirit…
Sen ki, Yargıtay Başkanısın..
Yanında, Danıştay başkanıyla..
Tarafsızsın..
Bağımsız olman gerekiyor..
Nasıl olur da;
Reisi Cumhur'u alkışlamaya kalkıyorsun…
O'nun, bulunduğu yerde bulunuyorsun..
Nasıl oluyor da; o'nun, memleketine gidiyorsun..
Oranın havasını soluyorsun..
Yetmiyor..
Bir de "çay bahçesine" girip, "çay
toplama" nostaljisini yapıyorsun…
Olur mu böyle!...
***
Bu..
Bu yaptığın hiç kabul edilemez!
Memleketi..
Yargı kurumlarını..
Savcıları..
Hâkimlerin hepsini "tarumar" ettiniz.
Gölge düşürdünüz..
Taraf oldunuz.
Siz artık, "Tayyip'in" adamlarısınız(!)...
***
Velhasıl..
Her şey bir tarafa..
İşte, Türkiye’nin bir klasik meselesi!!!…
Sanki…
Ülke "süt liman"
Terör yok..
Kan ve gözyaşı dökülmüyor…
Siviller…
Askerler…
Eline silah alıp dağa çıkan, "insanlar"
ölmüyor…
Kirli bir çatışma, ülkeyi sarmamış…
***
***
Şehirler yaşanılmaz olmaktan çıkmamış..
Hendek..
Barikatlar..
Kendi öz vatanında insanları "göçebe" etmemiş..
Güneydoğu'da kaotik bir atmosferin rüzgârı esmiyor muş?
Türkiye..
Ateş çemberi içerisinde bulunmuyor..
Suriye'den milyonlar..
Irak'tan, on binler "muhacir" olup göç etmiyor.
Ülkede, 3 milyon "mülteci" yok.
Rusya ile "papaz" olmamışız..
İran.. ABD ve Avrupa bize karşı "kumpas"
içerisinde değil…
***
Tek sorun.. Tek meselemiz!
Bir alkış..
Bir çay toplama bahçesinde bulunma..
San ki; Türkiye'nin "altına" dinamit konuşmuş
gibi..
Tüm bu tezviratlar yetmiyormuş gibi..
Bir de deniliyor ki; "laiklik elden gitti"
diye..
Ebe yuh olsun size!
Bir kere değil, binlerce kere yuh olsun..
***
Ey be karanlık ruhlular..
Ey be 28 Şubatçılar..
Ey be Darbe seviciler..
Ey be marifeti kendinden menkul olanlar..
Ey be at gözlüğüyle bakanlar..
Ey be karakter bozguncuları, sürüngenler..
Ey be vesayetin "kemirgenleri.."
Ey be vampirler…
***
Şöyle, 80'lere gidin..
90'lara gelin..
2000'leri hatırlayın..
Ağabeyleriniz.. Üst aklınızı bi hatırlayın..
Savcıları..
Hakimleri..
Yargı kurumlarını "kim nasıl bir dizayn"
çekiyordu?
Genelkurmay karargahlarında..
Askeri garnizonlarda…
Kozmik mekânlarda; "yargıç zirveleri"
yapılırken…
"Emir komutaya" göre hareket edilmeleri
istenirken..
Önüne gelen "dosyayı" okumatan hüküm verilmesi
idam'dan, müebbete dahil, "karar verilmesi" istenirken…
***
İnsanı..
Milleti..
Halkı değil, "devleti kutsayın" diyenlere
"boyun eğen" Yargıçlar var iken..
O gün için Türkiye'ye "hukuk devleti"
denilirken..
Yargı "bağımsız, tarafsız" yaftaları
yapıştırılırken..
Bugün..
Her ne kadar "hala da arızayı durumlar" var
olmasına rağmen..
Yine de..
Bir alkışla..
Bir memleket gezisiyle..
Çay bahçesinde "çay toplamayla"
Yargı mensubunu..
Yargıtay Başkanını "Yargı bağımsızlığına indirilmiş
büyük bir darbe" olarak, yaptığını görüyorlarsa..
Ne diyeceksin?
***
Bu demektir ki..
Türkiye için en büyük tehlike..
Batak..
İhanetliklerin üreme merkezi..
İç ve dış düşmanların işbirlikçileri..
Kaos çığırtkanları olan "bu dalkavuklardır.."
Çünkü bunlar…
Halkla devletin buluşmasını,
Yasamayla,
Yürütmeyle,
Yargının "bir arada" oksijen almasını,
Uyum içerisinde olmayı,
Ülkenin ve milletin "menfaatine" odaklanmayı,
Yekvücut olabilmeyi…
Gayri ahlaki,
Gayri etik,
Gayri hukuk dışı "görmektedirler.."
***
Üstad ne diyor?
Çağın en büyük şeytanı bilesiniz ki;
"fikirsizlerdir.."
Türkiye'nin de..
Hal-i hazırdaki baş düşmanı da "işte bu fikirsiz
zevattır.?"
Vesselam..
O'nun için siz siz olun..
Aman ha; 'fikirsizlere" gelmeyin..
***
Yazıya nokta koyarken..
Bir haber aldım..
İşgüzar bir CHP'li..
Danıştan Başkanlığına "suç duyurusunda"
bulunmuş..
Gerekçe..
Yargıtay Başkanı Cirit…
"Yüksek hakimlik vakar ve şerefi ile bağdaşmayan hal
ve hareketlerde bulunmak.."
***
Düşünün, Cumhurbaşkanını alkışlamış..
Ahilik, toplantısında..
Ve sonra "çay hasadına" katılmış…
Rize ve Kırşehir'deki Erdoğan'ın bulunduğu
"etkinlikler" siyasi bir içerik taşımaktadır..
Demek ki, Erdoğan'ın "her toplantısı, katıldığı her
etkinlik" siyasi içerik taşıyor..
Bu nedenle, "hiç bir devlet erkanı"
katılmamalı..
Yok daha neler..
Bu nasıl bir hezeyan ki, siz karar verin..
İşte fikirsizlerden çektiğimiz?