GÜZEL ŞEYLER OLUYOR
Eee.
Huzur olunca.
Barış rüzgârı esince.
Çatışma.
Kaotik ortam olmayınca.
Kirli.
Ve karanlıklar, organize edilmeyince.
***
Dahası...
Şiddet.
Terör ve kaygılar son bulunca.
Haklar.
Özgürlükler.
Ve yarınlar için, taahhütler ortaya konulunca!
***
Güven.
Ve samimiyet ihlâslık kazanınca!
Eee.
Doğal olarak.
Üstadın ifadesiyle.
Elbette ki, güzel ve huzur verici gelişmeler yaşanır.
Yani güzel işler meydana gelir.
***
İşte.
Şehr-i Diyarbakır'daki son gelişmeler.
Gıpta edici.
Sosyal.
Ekonomik.
Ve tabi ki kültürel bazda.
Çağın teknolojik nimetiyle.
***
Bir bütünlük arzıyla;
Değişim ve gelişimi birlikte yaşıyoruz.
Dünü bir daha yaşamamak duasıyla.
Bir kaç örnek vermek istiyorum.
Dünü.
Bugünle "kıyaslayarak".
***
Bakalım.
En görünür haliyle, "bacasız fabrika" dediğimiz turizm!
Turist!
İnanılmaz bir trend içerisinde.
***
Turistik mekanların esnafıyla.
Yıldızlı otel işletmecileriyle.
Şehr-e tur düzenleyen, acentelerle.
Ve tabi ki; "gözle" görünür haliyle.
Tabiri yerindeyse;
Bugünkü halle "turist" patlaması yaşıyoruz.
***
Yerli ve yabancı!
Rakamlar verilere göre bakınca.
Sadece;
Son iki aylık dönem içerisindeki sayı yıllara tekabül ediyor!
Dile kolay;
Son üç yıldaki "sayısal" veriyle eş değer.
***
Denilene göre;
300 ila 325 bin arasında turist Diyarbakır'a gelmiş.
Ki bu rakamlar son iki ay için!
Daha gelen çok!
Geriye baktığımızda;
2010, 2011 ve 2012'nin toplamı bile, bu rakamı tutmuyor.
Üç yılın toplamı 250 bin civarındaydı.
***
Evet.
Diyarbakır.
Artık acenteler için, "saatlik" geçiş güzergâhı da değil.
En az bir günlük; "konaklama" var.
Oteller dolu.
Ful çekiliyor.
Hatta yer sıkıntısı nedeniyle rezervasyonlar farklılık arz ediyor.
***
Dedik ya.
Turizm'de yüzler gülüyor.
Hele bir de;
Var olan tarihi yapılara yönelik restorasyonlar biterse.
Turizm'deki,
Özellikle insan endeksli alt yapı oluşturulursa.
Rehber.
Turizm polisi yani güvenliği sağlanırsa.
***
Ve en önemlisi.
Surlar bölgesi başta olmak üzere çevresel temizlik.
Ulaşımdaki, gelişmişlik.
Eğil.
Çayönü.
Makam dağı.
Çermik ve diğer ilçelerimiz.
Hele bir de Hassuni mağaraları.
***
Bunlara bir de.
Doğa turizmi, eklediğinizde.
Görün o zaman,
Yerli ve yabancı turist sayısındaki patlamayı.
Ve cazip hali.
O zaman deriz ki;
Kim tutar seni Diyarbakır'ı dizginlerini kırmış kırat atı gibi.
***
Hem huzuru,
Hem barışı,
Hem de hakların kazanımını, "daha bir güvenle" tesis eder.
Halk deyimiyle!
"Aç insan" ne yapabilir ki.
Tok olduğumuzda, sesimiz de gücümüz de o biçim gür çıkar.
***
Bir başka;
Güzel gelişimin örneğini vermek gerekirse.
O da;
Hiç kuşkusuz ki İpek Böcekçiliği yetiştiriciliği olur.
Malum.
Diyarbakır bundan yıllar öncesine kadar "koza merkezi" idi.
***
Ancak.
Kırsaldaki şiddet.
Köylerin boşaltılması.
Ve huzursuzluk.
Hayvancılık ve tarımda olduğu gibi, "gurur" alanımız olan İpek böcekçiliğini de yok etme noktasına getirdi.
***
Ama.
Şu son bir yıllık zaman dilimi içerisinde.
Köy'e dönüşler.
Ve Bakanlık, Valilik, Kulp Kaymakamlığı.
Yerel kurumlar.
Kolektif bir işbirliğiyle; "ipek Böcekçiliği" yeniden filizlendi.
Dün tanıtımı var.
***
Şuan ki,
Hal-i işleyişle Kulp'taki üretim.
Ülkenin yüzde, 40'ını karşılıyor.
Yani, Bursa'yı solladı.
Şuan, 900 aile "koza" üretiminde.
Fabrika kuruluyor.
İpek üretimi için, temeli yakından atılacak.
İstihdam; 45 kişi!
***
Tabi.
Ekonomideki gelişme salt bu değil.
Dün önemli bir işbirliği imzası da vardı.
Eğil bölgesinde;
Organik Tarım Üretim yapılması yönünde.
İmzayı Vali Cahit Kıraç attı
***
Eğil.
İnanç,
Kültür
Ve doğa turizminden sonra.
Artık;
Organik Tarım üretimiyle de, anılacak ilçemiz oldu.
***
Velhasıl.
Diyeceğim şu ki.
Barışla,
Huzurla,
Güvenle ve oluşan istikrarla.
Salt Diyarbakır değişmiyor.
Güneydoğu.
Hatta Türkiye bütünlük içerisinde; sosyo-ekonomik bazda değişerek büyüyor.
Maşallah diyelim.
Nazar değmesin, barışla gelişen seyr-ü seferimize!