HANİ, İNANMAMIŞTINIZ!…
Hafızaları, tazelesek!..
Ergenekon'u..
Balyoz'u.
Yakamoz'u..
Ayışığı davalarını..
Ortaya çıkan, "darbe" planlarındaki,
anlatımları…
***
O darbe planlarında ne deniliyordu?..
Deniliyordu ki..
Darbe girişiminde..
Asker…
Her türlü "aşağılık" girişimde bulunacak…
Savaş uçakları "camileri" bombalayacak..
***
Kendi uçağını düşürecek..
Yunanistan'la gerilime girilecek.
Halk galeyana getirilecek..
Sokaklar..
Meydanlar "savaş alanına" döndürülecek..
Millet "siyasal iktidara" karşı hasımane tutuma
getirilecek..
***
İç çatışmalar körüklenecek..
Parlamento..
Başbakanlık..
Cumhurbaşkanlığı…
Bakan ve milletvekilleri..
Yargı tepesindekiler şahsiyetler..
Hepsi; "kıskaca" alınıp devre dışı
bırakılacaktı..
Direnen de "infaz" edilecekti..
***
Valileri..
Belediye Başkanlarını..
Medyayı..
Kendi "akreditasyonundakilerle" donatacaktı..
Devlet yönetimini ele geçireceklerdi..
Ve "Milli Mutabakat Hükümeti(!)" kurulacaktı.
***
Daha neler, neler yapılacaktı…
Tabi tüm bunları yaparken..
Aynı zamanda asker kendi dışında..
Komutası içinde; "silahlı örgütler de"
oluşturacaktı..
Bir çok yerde, "ortaya çıkan" silahlar..
Toprağa gömülü "mühimmatlar da?" iç savaşı körüklemenin göstergesi..
***
O gün!..
Bir çok kesim, "hayretler" içerisindeydi..
Kimi inanıyordu..
Kimi de, olamaz, diyordu..
İnananlar, "darbelerin" tarihine bakarak, örnek
veriyordu..
İnanmayanlar ise, "vahşetin" boyutuna, karamsar
kalıyordu.
***
Ama!..
15 Temmuz gecesi, gördük ki!…
Çok, yanılmışız..
Kumpas değilmiş..
Her şey olabilirmiş..
Darbe için, "her yol" mübah
görülebiliniyormuş..
***
BÖYLE KOMUTANLAR ÇIKAR?
Yani...
Ordumdan "böyle komutanlar çıkmaz!"…
Ordumdan milletine kurşun sıkacak kadar alçak birileri
çıkmaz..
Ordumdan "tanklarıyla" halkını ezip, geçen bir
komutan çıkmaz..
***
Yine;
Ordumdan kendi parlamentosunu bombalayacak kadar gözü
dönmüş, pilotlar çıkmaz..
Ordumdan kendi Cumhurbaşkanını, başkomutanını, öldürmeye
yeltenecek kadar alçak subaylar çıkmaz.
Ordumdan, kendi MİT'ini basacak kadar alçalan çıkmaz
Ordumdan, kendi polisini öldürebilecek şuursuzlaşan
çıkmaz,
***
Veyahut..
Ordumdan kendi askeri karargahını
"bombalayacak"
Ordumdan kendi Genelkurmay Başkanını..
Ya da, "kuvvet komutanlarını" rehin alabilecek
kadar gaflete düşecek, asker çıkmaz!..
Gibi, "savlar", söylemler artık anlamsız!..
***
Çünkü görüldü ki..
TSK'nın..
Askerin içerisine sızmış…
Tüm bunları yapabilecek şuursuz bir kitle var..
Hem de gözü dönmüş şekilde..
***
Diyeceksiniz ki..
Tarihe bir bakın..
Geçmiş darbe dönemlerini, irdeleyen..
Aynı familyadandırlar...
Yani, "dervişin fikri neyse, zikri de oymuş!…"
Eee, boşuna söylenilmiyor..
Bunların alayı; "haşhaşi.?!"
***
Hani..
Roma tarihinin en etkileyeci bir sahnesi var..
Sezar'ın en yakınındaki uşağı tarafından bıçaklanması..
O sahnede;
Jul Sezar…
Brütüs tarafından bıçak göğsüne saplanırken der..
"Sende mi Brütüs.."
***
İŞTE HAŞHAŞİLER BUNLAR…
İşte hal-i ahval da bu!..
Baksanıza..
Cumhurbaşkanının Yaverine..
Yıllardır, Erdoğan'ın "en yakınındaki" isim..
Tüm sırlara vakıf biri..
Ama, Darbeci..
***
Ya, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli..
Öz kardeşi asker.
O da darbecilerden..
Ki komuta kademesinde olan bir isim!..
Ya Genelkurmay Başkanı..
Diğer Kuvvet Komutanları..
En yakın "emir subayları" tarafından rehin
alınıyorlar..
Yani darbeciler…
***
Hele ki, açığa alınanlar..
Gözaltında tutulanlar..
Veyahut tutuklananlar..
İsimlere..
Makamlara..
Görev alanlarına bakıldığında; "vay be"
dedirtiyor..
***
Şırnak'ta.. Şemdinli de..
Silopi de..
Siirt. Batman ve Diyarbakır..
Bitlis Tatvan..
Erzurum..
Van'daki "komuta kademesine" bakın..
Ve bunlar sözde "Terörle mücadele!!!" eden
komutanlar..
Bugün "darbe" şüphelileri olarak tutuklular..
***
Ne tezat bir durum..
Bunlar..
Terörü azdıranlar mı?
Yoksa, terörü minimize edenler mi?
Muamma!..
Acaba diyorum, "roboski vahşeti neye
delaletti?"
***
TOPLUMSAL BİR RESTORASYON!
Sonuç itibariyle..
Korkunç bir ihanet ağı içerisindeyiz..
Peki bundan sonra ne yapılmalı..
Ya da; "kirlenmiş" bağırsaklar nasıl
temizlenmeli..
Bir çok kurumda..
Devletin hassasiyetine dair makamlarda operasyon sürüyor.
***
Askerde..
Poliste..
Yargıda..
Ve diğer devlet kurumlarında binlerce..
Ki ifade edildiği kadarıyla; "rakam" on
binlerin üzerinde..
Bu da demektir ki…
Türkiye çok yönlü bir "restorasyona" girmesi
gerekir.
***
Özellikle.. Ve öncelikle..
Devlet kadroları..
Cemaatlerden ve ideolojik siyasal anlayışlardan
arındırılmalı..
Demokratik hukuk ilkelerine bağlı…
Bir devlet mekanizması ve aklı oluşturulmalı..
Çünkü "devletler ve milletler" sağlam
kurumlarla..
Ve ehil yönetimlerle "ayakta" durabilir..
Aksi taktirde, "beterin beter hali" kaçınılmaz
olur..