Hastane, Yolun solunda olur mu?
Diyarbakır
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi!
Malum,
Siverek karayolu üzerinde hizmet veriyor.
Her ne kadar;
13 yıl süren İnşaat süresi sonunda, faaliyete girdiyse de, halen "tam teşekküllü" ve mevcudiyetiyle değil.
Niye derseniz;
Bina devasa.
Bir hayli, yapı itibariyle çok büyük.
Katlar boş.
Tabir yerindeyse, binanın bazı katlarında "in cin" top oynuyor.
Bu durum,
İdarenin veya hastanenin "işletilmesiyle" alakalı, zafiyete binaen değil.
Tamamen,
Sağlıktaki "farklı" politikaların, icrasıyla ilgili.
***
Mesela,
Hastanenin devasa tabelasında isim olarak her ne kadar;
"Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi" diye geçerse de kısm-i öyle.
Şöyle ki,
Şuan Suriçi’ndeki eski SSK’nın binası, Çocuk Hastalıkları Hastanesi olarak faaliyet yürütüyor.
Bir ara denildi ki;
Bina "depreme dayanıklı değil", tahliye edilecek.
Bu nedenle;
Çocuk Hastalıkları Hastanesi, "buraya" taşınacak diye.
Bebek, anne ve çocuk, "aynı hastane" çatısı altında, olması en sağlıklı hal denildi.
Ama sonra, nedense icra edilmedi.
***
Bilinmez...
Başhekimlik "koltuğundan mı?"
Yoksa farklı sebepler mi?
Ya da,
Diyarbakır'ın hiç olmayan "Sağlık politikasından mı" kaynaklı?
Meçhul.
Bende ki bilgilere göre.
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde şuan;
Çocuk Hastanesinde olmayan, "bölüm ve tıbbi cihazlar" var.
Yani,
Çocuk Cerrahi bölümünden tutun da, Çocuk Yoğun Bakım ünitesine kadar.
Ve yeni doğan bebek ünitesi.
Hepsi mevcut.
170'e yakın, Çocuk ve bebek şuan hastanede, tedavi görüyor.
***
Neyse.
Bunları defalarca, burada konuştuğumuzu biliyorsunuz...
Bugün için,
Sohbet konumuz, değinmek istediğim, "mevzu" bu değil.
Diyarbakır'ın,
Sağlıktaki dizaynı, kurumların yapısı, işletme ve örgütlenme yönünde en büyük zafiyeti, hiç kuşkusuz ki işlevsiz hale dönüşü tamamen, Sağlık politikasındaki, "dağınıklık" iş bilmezlikten gelmektedir.
Tabi, bu hal-i durum, bugüne özgü değil.
Yılların sirayetiyle oluşa-gelen bir "ayrışma" ve koltuk çekişmesidir.
Velhasıl,
Mevzuumuza dönersek, vaka buraya ulaşım ve Hastane'nin bulunduğu, nokta.
***
Aslında,
Bu akıl arızası ihtiva eden, "ulaşım" meselesini, birçok kez dillendirmiştim.
Nasıl böylesi bir gaflet, icra edildiğine ilişkin.
Uzun bir süredir;
Aynı konuya ilişkin şikâyet ve tepkiler alıyorum.
Neden kimse; ilgilenmiyor, ketum kalınıyor diye?
Çünkü
Karayolları nizamnamesine göre, hastanenin uygun hali hiçte "uygun olmadığı" gibi akla zarar.
Şöyle ki;
Hastane şuan ki bina durumuyla, "Karayolunun" sağında değil, solunda inşa edilmiştir.
Türkiye'de "eşi benzeri" yok.
Yolun soluna hastane binasının inşa edilmişliği.
Her yerde;
Hastaneler daima karayolunun sağında inşa edilir ve edilmiştir.
Ama gel gör ki;
Bu hastanemiz, yolun solunda inşa edilmiş, hem de yolun sıfırında.
***
Nasıl,
Bir imar ve projelendirme, bilemiyorum!
Skandalda öteye gaflet.
Şuan,
O bölgede ciddi bir yol çalışması var.
Önümüzdeki yıl içerisinde, bitecek.
Siverek yolu,
Çok şeritli, otoban misali bir, seyre sahip olacak.
Ama gel gör ki;
Hastaneye gidiş, ulaşma, tam bir "cambazlık" ihtiva ettiği gibi, eğer önlem alınmaz ise "ölüm geçitleri" haline gelecek.
Nitekim şimdi;
Sadece Hastanenin ön giriş kapısındaki "kazalarda" birçok hamile kadın hayatını kaybetti.
Ki en son;
Yolun karşısına geçmek isterken, otomobilin altında kalan anne öldü.
Çocuğu ise ağır yaralandı.
***
Yani,
Buraya acil ve ivedi bir şekilde müdahale gerekmektedir.
Özellikle,
Kapsamlı bir kavşak yapılmalı, ya da hastaneye giriş noktasında yeni bir kapı ve bölüm inşa edilmelidir.
Çünkü,
Toplu taşıma araçları başta olmak üzere.
Ticari taksi.
Ve diğer ulaşım araçları, bu güzergâhta ancak 500 metre ilerdeki kavşakta dönmeleri gerekir.
Ya da, hastaları ve beraberindekileri, yolcuları yolun sağından indirmesi lazım.
Ki üst geçit kullanılarak, hastaneye gidilebilinsin.
Ancak,
Ne var ki, "üst geçit yapım şekliyle" başka bir sorun ve çile.
Özellikle hamile bayanlar için burası, "sırat" köprüsü misali.
Merdiven basamakları yüksek.
Işık deseniz yok.
Güvenlikte.
Hele şuan ki haliyle, kar-yağmur ve çamur, "yol vermez" halde.
***
İki yıl önceydi.
O günün Karayolları Bölge Müdürü, şu vaatte bulunmuştu.
Dönemin,
İl Valisi ve AK Parti Milletvekilleri de hazır bulunuyordu.
Demişti ki;
Bu üst geçidi, modern bir yapı kazandırılarak, "yürüyen merdivene" dönüştüreceğiz.
Ki bu vaat, basına da yansıdı.
Ancak üzerinden yıllar geçti, "unutuldu", ne yapan ne soran var.
***
Sonuç olarak.
Şunu ifade etmek istiyorum.
İl Valisi Mustafa Toprak.
Karayolları Bölge Müdürü,
Büyükşehir Belediyesi
Ve İl Sağlık Müdürlüğü ile diğer ilgili kurum idarecileri.
Önümüzdeki zaman içerisinde;
Vahim ve telafisi mümkün olmayan vakalara ve sonuçlara neden olacak olan bu hal-i duruma; neşter atmaları gerekir.
Ortak bir komisyonla;
O bölgede trafiği rahatlatma.
Hastaneye ulaşımı sağlamada,
Üst geçit.
Ve diğer etkenleri giderme noktasında, "çözüm" projesi oluşturulmalı.
***
Ne demişler?
Marifet ola ki; akla ziyan hasara sebebiyet vermesin!
Onun için,
Devasa bir bina yapılmış.
Diyarbakır'a değil,
Güneydoğu'ya hitap eden bir hastaneye hasta geliş-gidişi, aciliyet içerdiğinde.
Önüne,
Üst geçitler, kavşaklar, yolun sol tarafı çıkmaması gerekir.
Hastaneye,
Şifaya gidilir, ölüme ve trafik canavarına yakalanmak için değil.
Benden bir daha, hatırlatma.
Bu böyle biline ki,
Orada yaşanan her olumsuz ve acının, müsebbibi bu kentin sorumlularıdır?