HDP TARİH YAZDI; AK PARTİ HEZİMET YAŞADI!
7 Haziran'ın tek galibi var.
Başka da yok.
O da; Halkların Demokratik Partisi..
Yani; HDP..
Ne, AK Parti için..
Ne, CHP ve ne de MHP için; "bunu" söylemek mümkün değil.
Evet, oylarını; "katladı" HDP..
Hatta iki kat artırdı.
Tarihi..
Ve kendi siyasal harekatı için de; "milat" bir sonuç..
Büyük bir başarı..
***
Tebrik etmek lazım…
Hem de; büyük harflerle "Bravo"
İşte tarihi zafer..
Dile kolay..
Antidemokratik yüzde 10 barajını aşmak.
Hele ki; bunu ilk hamlede başarabilmek…
Her kişinin harcı değil…
Marjinal bir yapıdan; "genel bir kazanıma" geçmek.
Türkiyelileşme…
HDP bunu başardı.
***
Gayri resmi sonuçlara göre; oy yüzdesi 13,1.
Milletvekili sayısı da; 80 civarı…
Genel analize; geçmeden!
Diyarbakır'a bakalım.
Özellikle; AK Parti için.
Sonuç hiç tartışmasız; "hezimet"
Şok edici..
Ve büyük bir hayal kırıklığı yaratan; "oy potansiyeli.."
2011'de yüzde 32 iken.
2014'te daha üstünde iken bugün; yüzde 14'lere varacak noktaya düşmek..
Kabul edilir değil..
***
Peki, Milletvekili sayısı…
Ne yazık ki; mevcut 11 milletvekilinden sadece "tek bir milletvekili" çıkarabildi.
10 Milletvekili; HDP'nin.
AK Parti için söylenecek söz.
Partililerin gönül kırıklığıyla ifade ettikleri söz; Yuh olsun!
***
Eee…
Sorulmaz mı; bu kentin üç dönemdir Bakanlık görevini yürüten zat-ı muhtereminiz vardı…
Her dönem değişen; 5-6 milletvekili…
Bu mu; karşılığı?
Evet, birçok nedeni var?
Gerek seçim süreci.
Gerek öncesi…
Gerek aday listesi…
Gerek partinin ortaya koyduğu; "seçim stratejisi"
****
Ve daha nice kusurlar…
Demek ki; tüm bunlar toplum nezdinde negatif bir karşılık buldu.
Eee..
Boşuna söylenen bir söz değil "at binicisine göre; kişner” diye..
Seçmen de; bunu yaptı…
Kendisini hiçe sayan…
Tepeden bakan…
Küçük olsun benim olsun diyen.
Kendinden başkasına abı-hayat tanımayan…
Devletin imkânlarını "eşine dostuna" peşkeş edene "yetti artık" dedi.
***
O'nun için…
Kimse; seçmene baskı yapıldı.
Örgüt tehdit etti…
Sandık başında; "oyunlar" oynandı.
AK Parti müşahitleri "sandık başına" gitmekten korktu.
Gibi; safsata gerekçeleri göstermesin.
Arkasına sığınmasın.
Özetle..
Artist kılıklı "kılavuzların" aldıracağı yol bu olur.
***
En çok, üzüldüğüm nokta!
Bakan Cevdet Yılmaz.
M. Salim Ensarioğlu…
Ve İl Başkanı Muhammet Dara Akar'ın çabalarının "boşa" gitmesi…
Çünkü sahada koşturan onlar oldu.
Ama, görüntü verenler başkası oldu…
Yazık oldu…
***
HDP…
Diyarbakır için; "pek bir çabası" olmadı…
Zaten; başarılı sonuç genel politikanın karşılığı..
Yekvücut olundu…
Gerek; Kürt meselesine dair fikri duruşu.
Çözüm sürecindeki aktivitesi.
Tüm provokasyonlara karşı "barışçıl" dilin kullanılması..
Demirtaş'ın sempatikliği..
Erdoğan'a karşı; "inadına barış… İnadına seni başkan yaptırmayacağız" tavrı…
AK Parti'nin de; bölgeye yönelik "aday profilindeki" düşüklüğü…
Kısacası yekûnuyla; HDP'nin "başarıya giden yolda" işini kolaylaştırdı.
***
Peki, bundan sonra; ne olur?
Ne olmalıdır?
AK Parti…
İlk önce; Güneydoğu'daki "artist kılavuzları" saf dışı bırakmalı.
Hele ki; "çöreklenmiş" olanlar…
AK Partili görünüp; AK Partiye oy vermeyenleri…
Yıllar yılıdır; Başbakanın…
Cumhurbaşkanın "yanında" bulunanlar, gölgelerinde yürüyüp "nemalananları"
Partiye bugüne kadar; "nasıl tahribatlar ve kan kaybettikleri" idrak edilerek, saf dışı bırakılmalı…
***
Kısacası; özeleştiride bulunmalı…
Biz nerde; "yanlış" yaptık diyebilmeli…
Güneydoğu'yu…
Komple, HDP'ye nasıl kaptırdık demeli…
Ve ağır faturası da ödetilmeli…
Çünkü AK Parti’nin "Kürtlerin temsilcisiyim" söylemi, artık mazide kaldı…
Öyle görünüyor ki…
Aynı seyirde giderse; O da CHP ve MHP gibi Güneydoğu'da "tabela" partisi konumuna düşer.
Ki gidişat bu yönde…
***
HDP..
Tarihi ve millet başarıyı; "iyi okumalı.."
Zafer sarhoşu olmamalı…
Devir hep böyle olur, dememeli…
Gelinen; noktayı…
Verilen; 40-50 yıllık mücadeleyi..
Verilen bedellerin ağırlığının farkına varmalı.
Günübirlik politikalardan çok..
Ülkenin..
Ve Ortadoğu'daki siyasi seyrin; "dokusuna" uygun tavır sergilemeli…
Yazıyı kaleme alırken, Demirtaş’ın şöyle bir sözü oldu…
"Bu zafer sadece HDP'nin değil bütün Türkiye'nin zaferidir. Ortadoğu'daki bütün dengeleri değiştireceğine inanıyorum. Bundan sonra HDP tek başına iktidara yürüyecektir. Önümüzdeki dönem parlamentosunda nitelikli bir muhalefet sergileyeceğiz."
Ve dik duruş siyasetine dair de şu sözü önemliydi…
Çünkü seçim sonrası HDP "Ak parti ile ittifak" yapar.
Ya da, "dışarıdan" destek verir gibi söylemler vardı.
O da, dünkü beyanatla sonlandı.
***
Demirtaş "beyanatımın" arkasındayım dedim.
Yani…
"AKP ile koalisyon yapmayacağımıza söz vermiştik, sözümüzün arkasındayız. AKP ile içeriden veya dışarıdan koalisyon yapmayacağız."
"Çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa isteyenlerin, seçim barajına karşı duranların ortak zaferidir. Kürt sorununda barışçıl çözümden yana olanların ortak zaferidir. En çok da bu ülkenin kadınlarının ortak zaferidir."
***
Gel gelelim; genel bakışa..
Yani, ülke sathındaki durum bize neyi okutuyor?
CHP'den başlayalım….
Ana muhalefet partisi..
Umduğunu buldu mu?
Eğer ki;
Oy yüzdeliği açısından derseniz, değil.
Ama sandalye açısından, bahsedersek "kazanım" var..
Vekil sayısı 132'ye çıktı..
Ama iktidarla arasındaki makas aynen durdu.
Peki, Kılıçdaroğlu'nun durumu ne olur?
Meçhuliyet..
Kongreye gider mi?
Sanmam..
Gerekçesi var; "oy yüzdeliği" düşebilir..
Ama önemli olan; "sandalye" temsiliyeti değil mi?
***
MHP seçime sıkıntılı girmişti.
Ama!
Sandık sonuçları bu sıkıntının yerine; "keyif" verdirdi.
Oy oranı arttı.
Yüzdelik de, sandalye sayısı da.
Bir ölçüde; HDP gibi seçimin "zaferini" yaşayan partilerden biri.
***
..Ve seçimin; hezimetini yaşayan AK Parti..
Yeni Türkiye için.
Yeni Anayasa.
Erdoğan'ın "başkanlık" sevdası için.
AB dâhil.
Yarına dair proje ve hayaller…
Ne yazık ki; "tek başına" iktidar olamamanın hezimetiyle "her şey" hayal oldu..
***
Evet.
İlk yenilgi…
2011 genel seçiminde yaklaşık yüzde 50 oy oranıyla 326 vekil kazanan AK Parti bu seçimden de açık ara birinci parti oldu.
Ancak oyu yüzdesi yüzde 42’nin altına indi…
Milletvekili sayısı da 260’ın altına düştü.
Ak Parti 2002 yılından bu yana; ilk kez tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti.
***
Nedenlerinin bir bölümünü, Güneydoğu'ya özgü politikasıyla, aktardım.
Ancak, genel politika sorgulanmalı…
Ve Cumhur'un başı olan Erdoğan..
Kendisine dair şu sorgulamayı yapmalı…
Ben…
Seçim sathindeki; "mitinglerim"…
Oradaki söylemlerim…
Özellikle; "Çözüm sürecini" başlatan biri olarak; "karşı çıkışlarım"..
7 Haziran'a nasıl bir "hezimet" getirdi?
Bu soruyu sormalı kendine.
***
Elbette…
İktidar olmanın bir yıpranma payı vardır.
Üç dönem.
Ki Dördüncü döneme hamle yapan bir parti için.
Ama AK Parti bu söylemi ve yaratılan tabuyu yıkmıştı…
Nitekim 2007'de kayıp yaşamıştı, 2011'de tavan yapmıştı…
***
Bence!
Ki ilk günden beri aynı ifadeyi kullanıyorum..
AK Parti; "paralel" yapı diyerek; kendi "kirli çamaşırlarını" örtmeye çalışması.
Yolsuzluk ve usulsüzlükleri; "sıradan" görmesi…
Valilerden…
Emniyet Müdürlerine kadar; "kendine" biat edenleri, görevlendirmesi…
Asli görevlerinden çok; "parti kazancına" çalışmaları…
Hepsi; Ak Parti'ye kan kaybettirdi…
***
Biz boşuna demiyorduk; AK Parti..
DYP'nin…
ANAP'ın; "son dönemlerindeki" kim nasıl vurgun yapar haline geldi.
Beriberdan..
Eee…
Vaziyet böyle olunca; "tepkisi de" böyle olur..
***
Türkiye'nin geçmişe dönmesi…
Yeniden; "koalisyonlu" hükümetlere mahkûm edilmesi…
Girift bir siyasi atmosferin, yaşatılması…
Kimse; seçmenden ve sandıktan çıkan tavra bağlamasın.
Burada ana kusurlu biri varsa; O da AK Partidir.
AK Partinin tutumu; ülkeyi bu hale getirdi.
Etki-tepki sonucu…
Hatırlarsanız, daha önce bu etki-tepki meselesine değinmiştim.
Ki haklı çıktım.
Neyse!
Daha çok konuşacaklarımız var…
Sıcağı sıcağına söyleyebileceklerimiz bunlar…
Velhasıl!
Diyeceğim şudur ki, dua etmekten başka bir şey gelmez elden.
Hal-i durum;
Hayırlı uğurlu olur İnşallah.
Yazarın Önceki Yazıları