HEDEF; "BÜYÜK ORTADOĞU" PROJESİ!
Dün ifade etmiştim…
Katar'a dair…
Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diye…
İşte, gümledi…
İran'da, peş peşe saldırılar…
Önce Meclis Binası…
Ardından, Ayetullah Humeyni’nin türbesinin bulunduğu
bölge…
İntihar saldırısı…
12 ölü…
Onlarca da yaralı…
İki saldırıyı da; "DAEŞ(İŞİD)" üstlendi…
Hiç kuşkusuz ki!
DAEŞ'in…
Ortadoğu ülkeleri içerisinde, Tahran'daki bu eylemi ilk…
***
Tabi bu eylemin zamanlaması önemli..
Özellikle de…
Suudi Arabistan..
Mısır…
Arap Emirlikleri…
Yani, 7 körfez ülkesi, Katar'a karşı "fiili
abluka" başlattığı...
Ambargo uyguladığı…
Hava sahasını kapattığı bir dönemde...
Saldırıların işte bu zamana denk gelmesi…
"Çok soruları" ilişkilendirdiği gibi; birbirini
tetikleyen etkenler var…
***
Köşenin müdavimleri, hatırlar.
Suriye’de.
Irak'ta.
Mısır'da.
Yani İslam ülkelerindeki "terörün" alevli hali…
Tek hedef odaklı demiştim…
100 yıl önceki plana hayat vermek...
Ortadoğu'da, İslam ülkeleri arasında "mezhep
çatışması" yaratmak.
***
Gelinen aşama itibariyle!
Küresel Emperyal güçler…
Özellikle, Trump'la bu "projeyi" hayata
geçirmiş görünüyorlar…
Yoksa…
ABD kurgulu…
7 İslam ülkesi, "teröre destek" adıyla, Katar'ı
hedef almazdı…
Ne diyor; üst akıl olan ABD?
Ki Avrupa…
Bıyık altında gülen, diş bileyen İsrail…
***
Hamas…
Ve İhvan-ı Müslimin.
Yani Müslüman Kardeşler…
Bunlar terör örgütüdürler…
Katar "radikal terör" örgütlerine, yani bunlara
ekonomik ve lojistik destek sağlıyor…
Ya desteğini çekecek.
Ya da izole edilecek...
Suçlama bu...
Diğer yandan, İran'ın Şii politikası…
Suriye'de.
Irak'ta bu faaliyet bariz olarak orta yerde…
Ki Şii'ler, "hızla" söz sahibi olmakta.
Haşdi-Şabi bile kendi kurguladığı bir yapı...
Bilinen bir gerçektir ki…
İran yıllar yılıdır Ortadoğu'da "Şii
Mezhebinin" güçlenmesini istiyor…
***
Katar krizinin bir başka nedeni daha var.
O da…
Fidye ödemesi…
Çünkü Irak'ın güneyinde Katar Emirliğin ailesinden 26
kişi kaçırılmıştı.
Av partisi yaparken kaçırıldılar…
Kaçıran grup, Kataib Hizbullah…
İddiaya göre.
Katar Emiri Thalim al-Thani…
Aile üyelerini kurtarmak için; 1 milyon dolar fidye
ödemesi yapmış.
700 milyon doları, Irak'lı Şii örgütüne.
300 milyon doları da, Tahrir Üş-Şam örgütüne…
Ki El kaide bağlantılı…
***
Velhasıl…
Körfezdeki bu dalgalanma; "birçok mevzudan"
gebe olduğu gibi.
Doğum da; "çok çocuklu..."
Ama ana endişe; "Şii ve Sünni" çatışmasını
alevlendirmek.
Nitekim beklenti şu…
DAEŞ'in Tahran'a yönelik saldırısına; gelebilecek
misilleme!
İran karşılık verecek mi?
Gözler, Hasan Ruhani yönetiminde.
Tabi ki, Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney.
İkili gelişmeleri.
Peş peşe gelen saldırıları "nasıl"
içerleyecekler?
***
Sindirecekler mi?
Yoksa tam aksine...
Irak'taki.
Suriye'deki.
Hatta Suudi Arabistan’daki silahlı Şii gruplara misilleme
yapacak mı?
Saldıracak mı?
Yeni hedefler belirleyecek mi?
Kaygı dolu, beklenti büyük…
***
Bizler için.
Özellikle Türkiye açısından, durumu bakılırsa…
Tüm bunlar; "bizi nasıl" etkiler.
Dün kısmi olarak aktarmıştım…
Vakalar.
Zaman.
Ve aktörler farklılık arz etse de.
Birçok etkeni içerisinde barındırsa da…
Ana hedef; Katar üzerinden Ortadoğu'yu
"şekillendirmektir…"
Buna mukabil olarak, Türkiye'yi "dizayn" etmek.
Hesap bu…
***
Katar dünkü kadar değil.
Türkiye'de, dünkü Türkiye değil…
Ama velâkin!
Ortadoğu çemberindeki "ateş" fena yakıcı ve
eski plandır.
Rakka operasyonu!
Pentagonun "ikiyüzlülüğü."
Almanya'nın "İncirlik" krizi…
Bu olaylar da bilinmelidir ki "spontane"
gelişmiyor…
Kurgulu...
Ve planlı bir kolektifle gerçekleştiriliyor…
***
Dedik ya…
Ortadoğu cadı kazanı…
Her asra göre bir gerekçe uygulanıyor.
Kurtlar.
Çakallar.
Tilkiler.
Dört bir tarafta kol gezip; "leş" peşindeler.
Önceki gün, dindi.
Dün, kimlik ve ırk adına idi…
Bugün de, "mezhep" üzerinde;
"çatışma" yaratılmak isteniliyor.
Böl. Parçala. Yut...
***
Peki…
Türkiye bu çok kurgulu.
Enva-i hesapları içeren "hengâmeden" nasıl
kurtulacak.
Ateşe düşmemek.
Gelebilecek hasara yakalanmamak için; ne yapmalı?
Olayların neresinde olmalı…
Katar…
İhvan.
Ve Hamas diyerek; "ben bu cephedeyim mi"
demeli?
Filistin'i…
Lübnan’ın…
Suriye.
Ve Irak'ın "toprak" bütünlüğünde, ısrarcı mı
olmalı?
Ticari ilişkilerim var mı demeli?
Suni'dirler.
Bende Suniyim…
Onlarla birlikte "hareket etmem" gerekir mi
demeli?
Yoksa!
Hiç bir şey olmamış gibi davranıp "üç maymunu
mu" oynamalı?
***
Bence ikisini de yapmamalı.
Bilakis.
Masa kurucu olmalı.
Tarafları bir araya getirmeli.
Hakem olmalı.
Arabuluculuk yapmalı…
Eğer ki…
Bu görevi Erdoğan gerçekleştirebilirse…
Yatıştırıcı…
Kucaklayıcı…
Sorunu çözme noktada "başarı" sağlayıp, alevi
söndürebilirse…
Ki yapılması elzemdir.
Aksi durum düşünülemez.
Bu ikmale gelirse…
Bölgede birilerinin ellerini ovuşturarak beklediği
sonuçlar "boşa çıkabilir?"
Birilerinin hevesi kursağında kalabilir…
Her ne olursa olsun…
Ortadoğu'da…
Körfez'de.
Çok ama çok endişe verici "gelişmelere" doğru
itilmektedir.
Her şekliyle.
Aklıselim olmak lazım…
Soğukkanlı…
Tarihten de ders-i ibret alarak; hamleye göre atım,
atmalı.
Yoksa.
Yoksadan sonrasını demiyorum!
***
ATATÜRK NE ZAMAN ÖLDÜ?
Siz cevap vermeyin.
Sorum.
Ve cevap beklediğim zevat başkası.
Muhatap...
CHP Lideri Kemal Beyler.
Ondan cevap istiyorum…
Atatürk ne zaman öldü?
İddiam o dur ki; "bilemiyordur?"
Eğer bilmiş olsaydı…
Zeytin ağaçlarıyla ilgili yasaya
"muhalifliğini" gösterirken, başka bir tarih vermezdi?
***
Nasıl mı?
Tabi pür dikkat istiyorum…
Ki konuşmasına konsantre olalım.
Ne diyor, Atatürk'ün partisinin Lideri.
Aynen ağzından çıkanları aktarıyorum…
İnanmayanlar, "YouTube'den görebilirler.
-"Ya siz zeytin ağacından, zeytinden ne
istiyorsunuz?
Bakınız, 1939 yılında Zeytinle ilgili kanun çıkarılıyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları…
Çalışıyorlar… Dışarıdan uzmanlar getirtiyorlar.
Nasıl korunur diye?
Ve nihayetinde, 1939'da bu kanun çıkıyor?"
***
Şimdi gel de buna ne de?
Ben gaf demiyorum.
Düpedüz; "cahilliktir."
Çünkü bir kere değil, birkaç kere tekrar ediyor, aynı
tarihi.
Yıl; 1939 diyor.
İyi de.
Atatürk, 1938'de vefat etmedi mi?
Yani mezardan kalkıp, "kanunu" mu çıkarmış?
Ne diyelim?
Tarihe not koyalım.
Atatürk öldükten sonra da "kanun" çıkarmış?
O da zeytin ağacını koruma kanunu…
***
FUTBOLCU OLDU,
ADAM OLAMADI?
Arda Turan…
Vakayı anlatmama gerek yok.
Gazeteciye saldırması.
Terim'le arasındaki; "hizipleşme."
Bir yıl öncesi "hasımlık."
Ve bir yıl sonra; "ekolaşıp" hesap sorma
hali...
Hepsi; biliniyor…
***
Aslında…
Yaptığını.
İcra ettiklerini…
Sokak serseriliğini.
Küfürbazlığını.
Alt kültüre odaklanması…
Karakter açısından çok da abartılmaması gerekir…
Çünkü şımarıklığın sonucudur.
***
Diyeceğim o ki…
Sen.
Türkiye'nin "en yıldız' futbolcusu olacaksın.
Transferlerin en babasını alacaksın.
Milyonlara milyon demeyeceksin…
Barcelona gibi bir takımda; top koşturacaksın.
Milli takımın; "yıllarca" kaptanlığını
yapacaksın.
***
Vaziyet neyin ikmali bilir misiniz?
Şu meşhur hikâye var ya…
Vali olursun.
Ama adam olamazsın.
Arda'nın hal-i vaziyeti de bu.
Biz de diyoruz ki.
Eh be Arda...
En iyi futbolcu olabilirsin.
Ama adam olamazsın.
Ki öylesin...
***
Şöhretin altında.
Taşıdığın formanın…
Paranın.
Pulun.
Servetin "altında" ezilip, gittin.
Tabi ki, öfkenin de kurbanı olarak…
Ama.
Bil ki, "ders-i ibret" ihtiva ettin.
O da yeni nesle ders olsun.
Deriz ki.
Herkes futbolcu olabilir.
Ama herkes adam olamaz…