HERŞEY, TÜRKİYE İÇİN…

Velhasıl Kelam!

Referandum bitti… Sonuçlar açıklandı…

Ki kazanan aşikâr…

O da; "millet."

Son sözü de, şu oldu; "Başkanlık…"

Dün de ifade ettim…

Referandum'da ne oldu, ne bitti?

Kim ne dedi?

Artı-eksi, pozitif-negatif…

Yani her ne; "yaşandıysa…"

O'nu, "geride" bırakıyoruz, "cancağızım" diyoruz…

***

Sandığa da.

Çıkan sonuca da…

“Evet”çisine de, hayırcısına da!

İstisnalar kaideyi bozmaz!

Yekvücut nokta-i nazarında "saygı duyacağız!"

Pek tabi ki, "şapka" çıkarıp, alkış tutacağız.

Çünkü bu karar; "Milli iradenin" tecellisidir…

Adalet için ne diyoruz…

"Adaletin kestiği parmak acımaz" diye.

Milletin de verdiği karar; "bu minvaldedir."

***

Ve diyorum ki…

Helal sana sandık…

Bravo size, rey sahipleri… İyi ki varsın; “demokrasi”.

Çünkü "seçmen" üzerine düşeni yaptı.

Sandığa gitti.

Katılımını en yüksek perdede gösterdi…

"Tercih" ne olursa olsun…

Önemli olan; "sandığa" seçmenin iradesinin yansıması!

Özeti mi; "demokrasi" şöleni?

***

Hiç kuşkusuz ki!

Hukuki açıdan referandum sonucu; tartışılmazdır…

Çünkü…

İster yüzde 50.01 olsun...

İster yüzde 60–70 olsun…

Rakam hangi "tercihi" gösterirse göstersin.

Sonuca dair, hukuki hiçbir "fark" söz konusu değildir…

Ha bir eksik…

Ha bir fazla…

Önem arz edici olan; yüzde 50'ye bir fark olsun.

***

Ama!

Siyasi açıdan bakıldığı zaman; çok şey ifade eder…

Geniş siyasi "sonuçları" mülahaza ettirir…

Referandum evresi…

Söylemlerden.

Yürütülen kampanyaya kadar… Yazılan-çizilen, vaatler dâhil!

Hepsi "ana unsur" olarak, kendini ifade eder; "aradaki fark" oranında…

Ki bu da; "sonucun" kodlarını teşkil etmektedir.

***

Şimdi…

"Kep düştü, kel göründü" misali bakalım; "kodların" muhtevasına…

Sonuçlar "birbirine" çok yakın…

Ki Cumhurbaşkanın gönlünde geçen "rakam" değildi…

AK Parti için de…

MHP mutabakatı dâhil…

Hele ki; Avrupa'daki "sergilenen" karşıt, propaganda…

Şiddeti, vesayeti, darbeci anlayışı öne çıkaran anlayış.

İçteki, "hayır" cephesindeki genel, katılım…

***

Tüm bunlar…

"Hayır" cephesi açısından; kayıp!

Evet, "cephesi" açısından, kazanım olarak bekleniyordu.

Tabi anketler.

Araştırma şirketleri de…

Genel hesabı, AK Parti ve MHP'nin 1 Kasım'daki oylarını baz alarak, "yüksek" sonuç, şaşırmaz!

Sürpriz de olmaz deniliyordu.

Ama olmadı.

Demek ki, burada arıza-i durum var!

İşte o da "kodlar."

***

 

Dikkat edilirse…

16 Nisan'daki çıkan sonuç…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "seçilme" oranıyla, aynı.

Bir puan bile fark yok…

Bu da şunu gösteriyor.

Erdoğan "kendi oyunu" almıştır…

Yani, ne MHP'den…

Ne de milliyetçi söylemlerin yüksek tonundan "gelen" bir şey yok.

Bilakis; "kayıp" var…

Ki MHP'nin "kalesi" denilen bölgelerde ciddi bir oy kaybı var.

***

Partinin kendi içindeki "kaotik" durumu!

Bahçeli'nin.

Artık tabana "söz geçirmede" yetersiz kalışı…

Sandığa 72 saat kala; "Eyalet sistemi" tartışmasına gösterdiği refleks…

Yani, "MHP'nin milliyetçi" oyları, "Evet'e" çalışmadı.

***

Hatta şunu da ifade edebilirim. Ki hakikattir…

Erdoğan "tehlikeyi" gördü.

Risk yüksek…

Bu iş "bensiz" olmaz gerçeğiyle sahaya indi…

İstanbul'da bir günde; 4 miting yapması…

Büyükşehirlere "koşuşturması" olmazsa idi.

Kampanyaya dâhil olmazsa idi…

Ekran ekran, dolaşmasaydı…

Sanırım sonuç çok daha; farklı neticelenebilirdi…

***

Çünkü!

Muhalefetin "algı" üretme operasyonu başarılı bir seyre sahipti.

Kılıçdaroğlu'nun "yalan" makinesine dönmesi!

Kafa karışıklığına "odaklı" politikayı, sürekli diri tutması!

AK Parti.

Ve Erdoğan'ın "ona cevap" yetiştirmede kalması… Referandum'un ana ruhunu…

Başkanlık "sisteminin", kazanımları anlamında istenilen meramın anlatılamayışı…

***

Tabi, başdanışmanların.

Danışmanların.

Belediye başkanları…

İl başkanları, teşkilatlardaki arıza-i durum.

Gaflar. Tehditler.

Vurdulu, kırdılı, yok edici "söylemlerde" dâhil olmak üzere.

Referandumdaki "rota, kampanya" ve savlar kucaklayıcılıktan çok, itici hali, "mevzubahis" oldu.

***

Gelirsek…

En kritik "ana koda."

O da; "Kürt seçmenlerinin" sergilediği tavır.

Erdoğan ne diyordu?

Biliyorum ki bu mücadelemde "yalnızım."

İşte bu yalnızlıkta…

Bu kritik zaman tünelinde…

Tüm milliyetçi "söylemlere" tepkilere…

Kuzey Irak'taki 'siyasi gelişmeler.'

Bayrak.

Kerkük'ün konumu..

Suriye'deki operasyon. Ve "idamın" gündem teşkil etmesi gibi…

Kürtler açısından, "kabulü" zor olan, çıkışlara rağmen!

***

Bir kez daha…

Kürtler Erdoğan'ın "yanında" yer aldı…

Başkanlığına "evet" dedi…

Ki bölgedeki "oy artışının" ana, sebebi de şudur…

Kürtler adına.

Bir çözüm, bir barış ortamı.

Kazanım.

Suriye ve Irak'ta oluşabilecek; "denge değişiminde."

Tarihi misyonu üstlenebilecek tek kişi var…

O da; Erdoğan'dır…

***

Tabi, "destekte" bir hatırlatma da var…

Kürt sorunu.

Şiddet ve PKK…

Her neyi ihtiva ediyorsa…

Mutlaka, "siyasal zeminde" çözümü olması gerekir…

***

Evet.

Kürtler "kritik" dönemeçte Erdoğan'ı sahiplendi.

Bel çıktı.

Yanında yer alarak; "yedi düvele" hep birlikte "hodri meydan" dedi.

İşte bu tarihi "sorumluluk" nokta-i nazarında.

Erdoğan'a büyük görev düşüyor.

Ki Kürtler de bugün; "kritik bir dönemeçten" geçiyor.

İyi okumak, iyi görmek gerekir.

Çünkü zaman; "omuz omuza" verme zamanıdır…

Omuz atma zamanı değil.

***

Ve siyasi arena adına da…

Şu realiteyi artık herkes görmeli.

Pek tabi ki, "Kürt" orjinli parti olarak kendilerini görenler de…

Karşı cephede bulunanlar da…

7 Haziran seçimleri.

1 Kasım seçimleri.

Ve 16 Nisan'daki seçim sonuçlarını… Hep birlikte; "okursak"…

Kürtler Türkiye'nin 3. Partisidir.

AK Parti.

CHP.

Ve Kürtler…

***

İşte bu gerçeğin perspektifinde…

Yeni Türkiye'de.

Yeni yönetim sisteminde…

AK Parti için, "en güçlü" koalisyon ortağı Kürtlerdir.

Ki AK Parti'nin iktidarında en büyük saç ayağı, "hep" Kürtler oldu.

Yeni düzende; "bu ana akımı" görmesi lazım.

Eğer ki bu sorun, "köklü" çözümle, ortadan kalkar ise.

"Etle-tırnak" hakikati, yeniden "güç" kazanır.

***

2019'a daha iki yıl var.

Bu zaman dilimi…

Çözüm açısından.

Kürtlerin Ak Partiyle "konsolide" olabilmesi.

Güçlü koalisyonun inşası adına; "önemlidir."

***

Sonuç itibariyle…

Referandumun sonucundaki "kodlar."

Ak Parti ile sınırlı değil.

Geniş siyasi sonuçları var ki, CHP bunun en barizi.

MHP…

Ve Meral Akşener… HDP ve Tutuklu liderlerinin konumu.

Yani önümüzdeki zaman…

Birçok şekliyle; "siyasi" farklılıklaşmalar kendisine "mülahaza" kulvarı açacaktır.

Velhasıl; "yeni sistemin", işleyişi enva-i değişime gebe!

Doğum kime nasıl; "nasip" ederse…

Haydı hayırlısı.

***

Erdoğan amacına ulaştı…

Türkiye’de yeni bir dönemi başlattı.

Ama artık işi eskisine göre daha zor ve sorumluluk ihtiva edici…

Ne mazereti.

Ne de mülahaza edebileceği; hiç bir bahanesi yok…

Ne diyorduk;

HERŞEY, TÜRKİYE İÇİN…