İade-i itibar, barışın köprüsü olur
Bir süredir;
Diyarbakır'da "ciddi bir imza" toplama kampanyası var.
Amaç;
İstiklal Mahkemeleri tarafından 47 arkadaşıyla birlikte, idam edilen Şeyh Said!
Onların,
Kabristanlarının yerlerinin "ortaya" çıkarılması.
Ve "itibarlarının" iade edilmesi.
Bir de;
İstiklal Mahkemelerine ait Meclis'teki "arşivlerin" gün ışığına çıkarılması.
***
Kampanya'da;
Toplanan imza sayısı yüz on bine ulaşmış!
Denildiğine göre;
Önümüzdeki günlerde "imzalar" topluca Meclis'e gönderilecek.
Taleplerin;
Yerine getirilmesi ve "dikkatlerin" bu alana çekilerek, "mecliste" tartışma ortamı yaratmak.
Tabi bir de;
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nden de bir talep var.
O da;
Dağkapı Meydanının adının, "Şeyh Said Meydanı" olarak değiştirilmesi.
***
Türkiye geçmişiyle yüzleşmeli.
Nitekim Başbakan Erdoğan'da ifade ediyor.
Ülke,
Millet ve devlet olarak "geçmişle yüzleşmeliyiz ki, yarınlar aydınlık olsun" diye.
Evet,
86 yıl önce "idam edilen" Şeyh Said ve 47 Arkadaşının kabristanlarıyla alakalı farklı rivayetler var.
Genel kanaat ise;
Kabirlerinin şuan ki Alman Hastanesi'nin "arka bahçesi".
Bunun için de;
Belediye'nin kendi "arşivlerini" araştırmalı ve açmalı.
***
Şeyh Said'in,
Torunu ve diğer aksakallı büyükler ifade ediyorlar.
"Kabirlerinin",
Orduevi,
Hastane ve Garnizon'un "üçgeninde" bulunduğu.
***
Buarada;
Geçtiğimiz yıl Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına verilen "dilekçe" üzerine dava açıldığını haber aldık.
Verilen bilgilere göre davanın İlk duruşması; 10 Nisan'da yapılacak.
Diyarbakır 6 Asliye Ceza Mahkemesinde.
Sonuç ne olur bilmem.
Ama;
Şunu net ifade edebiliriz ki, "Türkiye gelişim ve değişim" yaşıyor.
Her ne kadar;
Tatminkâr ve net çözüm icra etmiyorsa da, "ümitleri" yeşertiyor.
***
Ve bu gibi;
Derin yaralara neden olan "geçmişin kara lekelerinin", görünmesi.
Halkın,
Meşru taleplerine,
Katliamlarla,
Sürgünlerle,
Asimilasyonla,
Hukuk kılıfını "giydirerek", idamlar icra eden "devlet anlayışının" sorgulanır hale gelinmesi.
Hiç kuşkusuz ki;
"Demokrasi" ve yarınlar açısından "büyük kazanım" ve gelişimdir.
***
Üstadın ifadesiyle;
Devlet ile milletin barışmasının "temel" ilkeli "geçmişin" yanlışlarının kabulüyle mümkündür.
Çünkü
Bu kabul ve bu sorgulama, ancak "barışın" köprüsünü, sağlamlaştırır.
Üstat,
Derken elbette ki, Beddiüzaman Saidi Nursi’nin de, "aynı muameleyi" görmesi gerekir.
Kabristanı bulunmalı.
Ve tabi ki, "iadeyi itibarı" şart.
***
Velhasıl;
Dokunulmaz denilen birçok tabuya dokunan.
Çözülemez denilen birçok meseleyi çözen.
Ve çözmek için "elini taşın" altına koyma gayretinde bulunan bu iktidar.
Kolları sıvamalı.
Bediüzzaman’ı,
Şeyh Saidi ve 47 Arkadaşı ile diğer ulemaları.
Önce;
Kabirlerini ifşâ etmeli, "iadeyi itibarla" bir sulh zemini yaratmalı.
Ki; Millet ve memleketin selâmeti de bunu iktizâ ediyor.