İLK KÜRT ÜNİVERSİTESİ!

Malum,

Dün Berat Kandiliydi.

Huşu içerisinde idrak ettik.

Yüce yaradan dan af ve mağfiret diledik.

Bu vesileyle;

Mübarek Berat Kandilinizi tebrik ediyor.

Ve diyorum ki;

Barışa, kardeşliğe, hoşgörü ve hakların özgürlüğüne vesile olsun.

***

Evet, Şehr-i Diyarbekir.

Amed.

Gül şehri, Diyarbakır’ımız.

Değişiyor.

Pek tabi ki, inanılmaz bir trendle de gelişiyor!

Artık; "kaderine" razı değil.

Şansları zorluyor.

***

Bu hal-i vaziyetiyle!

Hiç kuşkusuz ki, güzel şeyleri bir bir inşa ediyor.

Huzur veren gelişmeler.

Yarınlara "tarihi şahitlik" yapacak, yapılar oluşmaya başladı.

Aynı zamanda;

Şehir "eski" cazibe ve gıpta edilen konumuna da kavuşturuyor.

***

Yani, şehrin yıldızı ışıldıyor.

Sadece;

Kendine "o ışığı" vermiyor.

Bölgeye.

Ülkeye.

Ve hatta "Ortadoğu'ya" ışığını yansıtıyor.

***

İşte ortam.

Sosyal,

Siyasal,

Ekonomik ve Kültürel aktiviteleriyle baş döndürüyor.

Geleniyle,

Gideniyle,

Bir daha gel, kazan ve kazandır diyor.

***

Osmanlı'dan,

Cumhuriyete uzanan yıllar,

Ve sonrasından,

1980'lere kadar gelinen, "devri alem'deki" kimliğiyle.

Evet Diyarbakır;

"Tarihsel" kimliğine yeniden kavuşma yelkenini açmış.

Rüzgârı da arkasına almış.

 

***

Seyir o bicim diyorum!

Çözüm süreci.

Barışa yönelik atılan adımlar.

Demokratik,

Çağdaş,

Ve hakların özgürlüğüyle sıklaştırmaya başladı, gelişim evresini!

Anlayacağınız; yıldızı "şimşek" çakarak parlıyor.

***

Bir önceki yazımda ifade etmiştim.

Diyarbakır.

Bu seyr-i ikmaliyle, "artık kim tutar...".

Dünle.

Hele bir kaç yıl öncesiyle.

Ya da, 30 yıllık çatışmalı sürecin zamanıyla, artık kıyaslamak anlamsız.

***

 

Diyorum ki;

Bugünden.

Yarına neler gelişti, neler değiştiye odaklanmamız lazım artık.

Çünkü kaybedilen, geride bırakılan, eksik ve yığınla sorunlar var.

Bunların tez elden "açığını" kapatmamız gerekir.

Bunun için de.

Atılan her olumlu ve kazanıma dayalı adıma, "alkış" tutmalıyız.

Destek vermeliyiz!

***

 

Hiç kuşkusuz ki!

Bir ülkeyi,

Bir bölgeyi,

Bir şehri kalkındıran, geliştiren, zengin yapan!

Hele ki;

Değişim ve gelişimin ana göstergesi ve lokomotifi.

Tartışmasız "eğitim" kimliğidir.

***

Diyarbakır için.

İki ana noktada; daha bir önem arz ediyor Eğitim!

Birincisi; Ana Dilde'deki Eğitim düzeyi!

İkincisi; ülke nizamına ilişkin, resmi eğitim!

Doğrusu.

İki eksende de, bir dostun ifadesiyle "vahim" açıklık var.

***

Şöyle ki.

Ana Dilde Eğitim.

Malumunuz,

Kürt kimliğine dayalı, "inkâr" politikalarıyla, hep yasak gördü.

Ne varlığına,

Ne yaşam ve gelişimine "imkân" tanındı, ne de kabul edildi.

Asimile edildi.

Kimlik gibi.

***

Tabi ki.

Evrensel dediğimiz eğitim de, "geri bırakılmışlık" gördü.

Devlet politikasıyla,

Yerel bazdaki zafiyetlerle.

İşte bugün;

Diyarbakır'ın eğitim ve öğretimdeki başarı oranına bakalım.

İller sıralamasında 65 ila 70'ler arasında git-gelleri yaşıyor.

***

Sınavlardaki ölçü bu düşük profilde.

Büyükşehir.

Ama 81 il içerisinde, 65 ila 70 arasında seyrediyor.

Sorgulamak gerekir.

Yazıklar olsun.

Diyarbakır.

Neden, yılların seyriyle "Eğitim ve öğretimde" bu kadar kalitesiz ve üretimsiz oluyor.

***

Okul var.

Öğretmen var.

Öğrenci var, ama başarı zerre-i miskal yok.

Niye?

Bu faslı çok kez sorguladık.

"Kangrenleşmiş" yapı neşter istiyor dedik.

Bunun için de siyasilerin özellikle, "kafalarını kumdan" çıkarıp, hakikati germeleri gerekir diye seslendik.

Ama kime dersin?

***

Neyse.

Güzel şeylerin neler olduğuna gelirsek.

Evet.

Müjdeler olsun.

Bir Üniversitemiz daha oluyor.

Müfredat yapısı "Ana Dil" üzerinde olacak.

Yani; Eğitim dili "Kürtçe…"

***

Kuruluşu;

Mezopotamya Vakfı'na ait olacak!

YÖK'e başvuru yapıldı.

Dün de, 1. Olağan "Kurucular" toplantısı yapıldı.

Önümüzdeki zaman dilimi içerisinde; nasıl bir strateji ortaya konulacak o da belirlendi?

***

Vakıf Başkanı Selim Ölçer.

Diyor ki;

Diğer üniversitelerle tatlı bir raket içerisinde olacağız!

İngilizce.

Türkçe eğitim olacağı gibi.

Ermeni ve Süryanice de eğitim verilecek.

Kapsamlı.

***

Ölçek ekliyor.

Diyor ki,

Salt üniversite olmayacak.

Meslek okulları,

Ortaokullar ve İlköğretim Okulu da.

Anlayacağınız komplike bir yapılanmayla "Ana Dilde" eğitim veren bir eğitim Kampüsü olacak?

Şapka çıkarılır.

***

Üniversite'nin akıbeti.

Elbette ki, YÖK'ün vereceği "karara" bağlı.

Ne der bilinmez.

Ama bilinen odur ki;

Siyasal iktidar bu "üniversitenin" kurulmasını istiyor.

Şöyle ki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açıklaması vardı.

Hatta Ölçer'le görüşmüşlüğü de var.

Demiş ki;

"Elimizden geleni yaparız. Büyük bir eksikliği gidermiş olur, bu üniversite".

***

Evet.

Güzel şeyler oluyor.

Ve umudum,

Duam da odur ki, "bu güzellikler" hep seri vaziyette, kesintisiz devam eder.

Diyarbakır.

Şehr-i Amedin yaşayanları olarak bizler "kaybettiklerimizi" elde edip, kavuşuruz temennisiyle hayırlı uğurlu olsun.

***

Bir çağrım da var.

Tabi ki.

Yerel idarecilere, İl Genel Meclis üyelerine!

Ve diğer yetkili makamlara.

Selahaddini Eyyübi Üniversitesinin akıbeti ne oldu.

Bildiğim kadarıyla; "yaşanan" bir kriz vardı.

Bir kaç gezdir dosya-gidip geliyor "Meclise".

Gelin karşılıklı "uzlaşıyla" bunu aşın.

Üniversiteler zenginliğin ve gelişimin lokomotifidir.

***

Övünmeliyiz!

Diyarbakır'da, 4–5 üniversitenin olduğuna.

Olsun;

Dicle Üniversitesi,

TOBB Üniversitesi,

Selahaddini Eyyubi Üniversitesi,

Mezopotamya Üniversitesi.

Ve daha nice üniversiteler kurulun.

Olsun. Hem de çok olsun.

Zenginlikten ve gelişmişlikten başka ne zararı var?

***

Haydi.

El birliğiyle, aç ve hasret olduğumuz "güzellikleri" çoğaltalım.

Seriler desteler halinde gelsin!

Alkışlayalım, desteleyip, hayat verelim.

Ki Diyarbakır'ın yıldızı hep parlasın ve ışık versin.