İMAR KRİZİ BÜYÜMESİN!

Sevinmiştik.

Şehr-i âlem, bütünlük içerisinde.

Bir ilk olma özelliğiyle!

Diyarbakır’ın,

İlk özel üniversitesi kurulacak diye.

Yani; Selahaddin-i Eyyubi Üniversitesi.

***

Öyle ya;

Dicle Üniversitesi’nde sonra kapasite açısından ikinci büyük üniversite olacaktı.

Malumunuz üzre;

Türkiye Büyük Millet Meclisi, “yasal” bazda, onay vermişti.

Ki Köşk’ün onayı,

Resmi gazetedeki ilamla, Üniversite “resmi” kimliğine bir süre önce kavuşmuştu.

“Selahaddin-i Eyyubi Üniversitesi” ismiyle.

***

Plana göre;

Üniversite kısm-i yönde 2014 ile 2015 Akademik yılında açılacak.

Ve öğrencilerine, “merhaba” diyecekti.

Proje ve muhteva itibariyle;

Selahddin-i Eyyubi Üniversitesi genel bazda kapasitesi, geniş!

Binlerce, öğrenciyi barındıracak.

Yine binlerce kişiye “istihdam” alanı yaratacak, alanda inşa edilecekti.

***

Ve tabi ki,

Şehr-i azama da, maddi ve manevi yönde “çehre” değiştirecek.

Her şeyden önemlisi;

Nesillerin “Bilim, ilim ve irfanla” yetişmesini sağlayacak.

Neticede;

Diyarbakır için bir nimet kimliğinde!

***

Üniversite;

622 dönümlük alanda kurulması planlanıyor...

Ki ilk etapta,

İktisadi ve İdari bilimler fakültesi açılacak.

Bünyesinde, işletme, kamu yönetimi, ekonomi, uluslararası ticaret işletmeciliği bölümleri olacak.

Bilahare.

Yıllara sirayetle Mimarlık, Mühendislik, İlahiyat ve Sağlık bilimleri fakülteleri kurulacak.

Meslek yüksekokulu.

Sosyal ve fen bilimleri.

***

Ama velâkin;

Hal-i vaziyetle, “politik” bir kriz içerisinde debeleniyor.

Onun için de,

Dikkat ederseniz cümlelerim, “geçmiş ve gelecek” arasında sıkışmakta.

Şuan çıkmaz bir sokak içerisinde!

Henüz kazma vurulmadı.

İşaatına başlanılamadı.

Şöyle ki,

Üniversitenin “inşa” edilecek alanı için, imar sıkıntısı yaşanıyor.

 

***

Valilik.

Ve İl Genel Meclis’i arasında; bir süredir “imar dosyası” mekik dokuyor.

Dün bir kez daha;

Üniversitenin kurulacağı arsanın imar “dosya” İl Genel Meclisi’ne gitti.

Gittiği gibi;

Jet hızıyla 5 dakika süren bir görüşmeyle dosya ele alındı.

Sonra oylamaya geçildi.

Sonuçta; İmar dosyası “red” edilerek, İl Valiliğine iade edildi.

***

Sayısal anlamda,

Meclise gelmesi, red edilmesi ve iadesi, “bilinmez” oldu.

Çünkü bu kaçıncı?

4’mu, beş mi, altı mı?

Her ne ise.

Bilindiği gibi;

Meclis üyelerinin ekseriyeti BDP’den, AK Parti sayısal anlamda, azınlıkta.

***

Durum böyle olunca!

Tıpkı,

Merkezi hükümetin Meclis’teki üstünlüğü gibi,

Diyarbakır’da,

Haliyle İl Genel Meclisinde inisiyatif, BDP’nin elinde.

Peki; çıkmazın nedeni.

Ve tabi ki, BDP’nin “red” gerekçesi ne derseniz?

***

BDP’liler!

Kendi cephelerinde diyorlar ki.

Üniversitenin,

İnşa edilecek alanı, “imar yasasına” aykırı.

Bu nedenle; “İmar” izni verilemez.

Hukuki değil.

Bu gerekçelerden dolayı; “red” ediyoruz.

AK Partililer ise karşı duruşta.

Ama sayısal az!

***

Ancak,

İl Valisi Mustafa Toprak, aynı görüşte değil.

Olmadığı için de;

İmar dosyasını, her seferinde, “İl Genel Meclisi”ne iade ediyor.

Ve diyor ki; bir daha görüşülsün!

Vali Toprak’la dün görüşüldü.

“Her şey yasalara uygun” diyor.

 

***

Toprak bu sözlerine ek olarak şöyle diyor.

Şayet,

Meclisten sonuç çıkmaz ise.

Bunun;

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı boyutu var.

Tabi; “polemik” yaratmak istemiyor.

Ki kullandığı sözcükler de seçili..

***

 

Neyse.

Biz de, “polemik” konusu etmeden.

Kim kendince haklı,

Kim kendince haksız hesabına girmeden.

Olup-bitenden de, siyasi vazife çıkarmadan.

Şu parti bu parti çekişmesi demeden, uzlaşıya davet ediyoruz.

Ve diyoruz ki;

Bu üniversite “Diyarbakır’ın hayrına” ise ki hayrınadır...

Ki herkes bu fikirde!

O zaman; “çözümden” yana tavır koymak gerekmez mi?

***

Çünkü bu çekişme; “hayra” yorulmaz.

Hatırlarsak.

İki yıl önce,

İl Bütçesi de “onay” krizi içerisinde, debelenip durdu.

Sonuçta;

Kaybeden Diyarbakır ve Diyarbakır’a yapılması istenilen “yatırımlara” oldu.

***

Eğer aynı akıbete uğrarsa.

Üniversite,

2014–2015 Akademik yılına yetişmez.

Neticede;

Yıllar kaybedecek olan, Diyarbakır ve nesiller olur.

Bilinmelidir ki; iki inat bir murat etmez.

Kaybeden iki taraf olur.

Ancak;

Hesabını soranın da “ahali” olacağının bilinmesi gerekir..

Bizden, söylemesi!