İMRALIYA ÜÇ SİYASİ EĞİLİMLİ GİDİYOR?
Nihayet.
Hem de, nasıl bir nihayet diyelim!
Sonunda,
Öcalan’la görüşmek üzere İmralı’ya gidecek ikinci heyet belirlendi.
Kim mi gidiyor?
Pervin Buldan.
Sırrı Süreyya Önder.
Ve Altan Tan.
***
Sürpriz, bir isim listesi!
Hem de çok kişi için, “şok sürpriz” diyebilirim.
Beklenen,
Kamuoyunda konuşulup-tartışılan isimlerden hiç değiller.
Ama “hayra” alamet!
Dün;
Bu isimler BDP tarafından “deklare” edildi.
Aynı anda tabi ki,
Liste Adalet Bakanlığına da onay için sunuldu.
***
Dün,
İsimlerin belirlenmesinden hemen sonra soruldu Başbakan Erdoğan’a.
Listeye.
Ve onay için ne diyorsunuz diye?
O da; “Akşam görüşeceğiz. (Dün gece) Kararı da bugün bildireceğiz.”
Yani, üç ismin,
Olumlu-olumsuz hal-i vaziyeti siz bu yazıyı okurken, belirlenmiş olacak.
Çünkü heyetin er-geç hafta sonuna kadar İmralı’ya “gidip-gelmiş” olması lazım!
***
Gelirsek, isim’lerin “şifresine”.
İsimler neyi ifade ediyor?
Ve tabi ki, veto edilen Eş Başkanlara.
Hele ki, Ahmet Türk ile Selahattin Demirtaş’ın liste dışı bırakılması.
Pek tabi ki, isimlere “kimin karar” verdiği, soru fırtınasına.
***
Malum,
Birinci heyetin İmralı’ya gidip-gelmesinin üzerinden aylar geçti.
Ki dün itibariyle; 50 güne dayandı.
BDP ve Ak Parti hükümeti “ekseninde” isimler çok konuşulup-tartışıldı.
İrade üstünlüğü.
Kimin dediği olacak, “siyasi” çekişme.
Ancak dün gerek BDP’nin “isimleri” açıklama metninde.
Gerekse de, kamuoyuna yansıyan Mehmet Öcalan’ın bir gün önce kardeşi Öcalan’la yaptığı “görüşmenin” detayları.
***
Öncelikle;
BDP İmralı’dan gelen şu mesaj üzerine toplandı.
Her ne kadar;
Öcalan ilk etapta “eş başkanlarla” görüşmek taraftarı ve istemine sahip idiyse de.
Hükümet’in de hassasiyetlerini görerek şu mesajı vermişti.
“BDP’den eşbaşkanlar dışında şahsiyetler de gelebilir”.
İşte bunun üzerine;
BDP “süreci” tıkayan taraf olmamak için gelen mesaja biat etti!
Aynı zamanda;
Parti içerisindeki “üç siyasi eğilimin” temsilcisi konumundaki, isimleri seçti.
***
Evet,
İsim dengesine gelirsek, “ince” hesaplar var.
Yani, farklı bir düşünce hâsıl.
Şöyle ki;
Pervin Buldan geleneksel çizgiyi temsil eden öncü isimlerden.
Kürt siyasal hareketinin “milliyetçi” kanadından.
Söylemleri de,
Yaşamsal seyri de, “bu meyanda.”
***
Altan Tan’ı analiz edersek.
İslam-Kürt sentezinde biri!
Uzun dönem,
Bilindiği gibi Refah Partisi’nin kulvarında, siyaset yaptı.
BDP’nin içerisine yeni dahil oldu.
Ki BDP onu,
Merhum Şerafettin Elçi gibi, “muhafazakâr” kesimin oylarını almak!
Yani, Altan Muhafazakâr Kürtlere seslenen bir isim.
Bir ölçüde denilebilinir ki; BDP’nin İslamı kanadı.
***
Gelirsek;
Sırrı Süreyya Önder’e!
O şahsi düzeyde; Sosyalist.
Kürt değil.
Adıyaman’ın Türkmenlerinden!
Sol kanattan gelen bir isim olarak biliniyor.
Ama yaşadığı bölgede, muhafazakârlarca da tanınır.
***
Ahmet Türk.
Başbakan Erdoğan’a yönelik “son çıkışları”.
Ve İmralı görüşmesi sonrasında, “kamuoyuna” yansıyan beyanı.
Tabi ki, Selahattin Demirtaş!
Veto almaları,
Her ne kadar Başbakan Erdoğan’dan görülüyorsa da.
İmralı hem hükümeti hem de BDP’yi “isim” çıkmazından çıkarma gayesiyle, “tercih” koydu diyebiliriz.
***
Aslında,
İsimler üzerindeki etki.
Ve berisinde;
Hükümetin son dakika gelişmeleri karşısındaki “ılıman” tutumu.
Şunu gösterdi;
Öcalan bir kez daha, Kürt siyasi hareketinin “karar ve onay” merci!
Süreç, heba olmasın!
Zaman kaybına artık tahammül yok.
***
Muhtemelen,
Üç isimden oluşan heyete hükümet itiraz etmeyecek!
Çünkü bir ölçüde “dedikleri” oldu.
Ve yine muhtemelen;
Heyet üyeleri, haftaya kalmadan, İmralı’ya gidecekler.
Peki, görüşmenin “içeriği” nasıl olacak?
En çok, merak edilen soru bu!
***
Doğrusu,
İsimler ölçeğinde bu soru kendiliğinde cevap buluyor.
Şöyle ki;
Öcalan bu görüşmede, devlet-hükümet ekseninde mutabık kaldıklarını “dikte” etmeyecek!
Detaya girecek.
Özellikle süreci bir bütünlük içerisinde, “enine-boyuna” tartışacak!
Ve bu tartışma; “kayıt altına” alınarak, yol haritası için “envanter” teşkil edecek.
Çünkü seçilen isimlerden, hareketle bu fikr-i beyan açıkça kendini söyletiyor.
***
Sonuç itibariyle;
İlk gün ifade ettim, kimin gideceği pek önemli değil.
Sonuca etkisi, olsa da, yüzdesi çok düşüktür.
Önemli olan; “sürecin” tıkanmadan, başarıyla son bulmasıdır.
Silahlar sussun.
Barış sağlansın, “kardeşlik” mutabakatı zemin bulsun.
İstenilen bu.
Ama şu “kısır” döngüyü de, üzerimizden atmalıyız!
Halk deyimiyle;
Hatice değil, neticeye odaklanalım.
***
Çünkü
Toplumda oluşan beklenti yerini hayal kırıklığı ve çatışmaya cenazelere, kan dökmeye bırakmamalı.
Başbakan ve hükümet kararlı çözüm yolunda.
Ki Başbakan Erdoğan her fırsatta ifade ediyor;
‘Bedeli ne olursa olsun çözeceğiz’
Dün,
Başbakan Yardımcısı ve Demokratik Açılımın da bir ölçüde koordinatörü Beşir Atalay Diyarbakır’a geldi.
Dün akşam ilk toplantısını;
Din adamları ve kanaat önderleriyle yaptı.
Bu gelişmeler ve dinlemeler;
Gerçekten hükümetin ne kadar kararlı olduğunu ortaya koymaktadır.
Buarada,
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “karşılamaya” gitmesi de, önemli.