İNSANLIK… NEYİN NESİDİR?

 

Eeeyy İnsanlık!

Nedir senin bu zalimliğin?

Vahşi,

İşgalci,

Katil zulümkar anlayışa tepkisiz kalışın?

Neyin tarafındasın?

Arakan'da…

Somali’de…

Yanı başımızda Irak'ta, Suriye'de…

Filistin…

Mısır…

Lübnan…

Afganistan ve Pakistan'da yaşananlar…

***

Yani…

İslam coğrafyasında…

İslam karşıtlığı…

Müslümanlara karşı girişilen "soykırım!" dehşeti…

Neyedir; "bu ketum" halin?

Zulme rıza göstermek zulüm değil mi?

Zalime…

Bilmez misin, "zalimsin" dememek en büyük zalimliktir?

Buğzetmek de yetmez.

Beddua etmek de yetmez.

Tarafsızım demek insanlık dışı bir hal değil mi?

***

Din kardeşin…

Dil kardeşin…

Hele ki birlikte iman ettiğin, "ümmet" diye kabul olan neslin için?

Zulüm varken…

Dili de, dini de, rengi de, ırkı da fark etmez.

“Çünkü” zulüm gören İnsanlıktır…

Bebek…

Çocuk…

Kadın…

Yaşlı…

Erkek kadın ayırt edilmeden; "enva-i" iğrençlikle katlediliyor…

Nerde insanlığın?

Arakan'daki vahşet, hiç vicdanınızı titretmiyor…

***

Bakınız…

Üç günde, 2 bin Müslüman vahşice öldürüldü..

Enva-i işkenceler yapılarak…

Gözler oyuluyor…

Başlar kesiliyor…

Bebekler dilim dilim ediliyor…

Neyedir bu vahşiliğiniz?

Ey Birleşmiş Milletler!

Ey NATO!

Ey ABD!

Ey Rusya!

Ey Çin!

Ey Türkiye!

Ey İslam âleminin "Allahû Ekber" dediği coğrafyanın liderleri!

Ey, dünya beşeriyeti!

Neden üç maymuna odaklanmışsın?

***

Siz…

Sizler…

Neyin nesisiniz?

Hal-i vaziyetiniz…

Şeytana…

Budistlere…

Kan emici zalimlere "cesaret ve güç" veriyor…

Uyanın artık…

İnsanlık…

Gafletin, delaletin ve ihanetin çarkı içerisinde "yok olup" gidiyor…

***

Allah’ım…

Sen ki güçsüzlerin…

Sen ki gariplerin…

Sen ki biçarelerin…

Sen ki, beşeriyetin koruyup-kollayıcısı, sahibisin…

Sen ki;

Mazlumların yardımcısı…

Zalimlerin de kahredicisisin…

Ya rabbi…

Beşeriyetin "vahşete" gark olduğu bir dönemde…

Sen…

Sana iman edenleri…

Peygamberine inanları…

Kur'an-ı Kerim'in koruyup kollayıcıları olan…

İslam ümmeti olabilmenin…

Yaşam ve kültürleriyle, "Müslüman" olan tüm beşeriyeti koru!

***

Zalimlerin…

Despotların…

Hainlerin…

Kan emici çağımızın vampirlerinden koru ya rabbi!

Muhafaza eyle…

Zalimleri ya ıslah eyle…

Ya da “Kahhar” adınla kahreyle…

Çünkü akan kan; "İslam’ın-Müslümanların" kanı!

 

***

SİYASİ KISIRLIĞIMIZ!

Hep derim…

Ülkenin siyasi kısırlığı; "muhalefetin" kifayetsizliğindendir…

Çünkü "siyasal iktidarı" oto-kontrole alamadığı gibi…

Alternatif olabilmek adına…

Ülkenin…

Ve milletin bekası yönünde; "zafiyet" içerisinde…

Ve bu zafiyet…

Ne yazık ki, iktidara tereyağı bal olmakta!

Yedikçe güçlenen…

Güçlendikçe kazandıran olmakta!

AK Parti için…

CHP…

Siyasi kulvar adına bulunmaz bir nimet…

Her faaliyeti…

İktidarın "değirmenine" su taşımaktadır…

***

İşte son iki rezalet!

İlki, Adil Öksüz vakası…

CHP'li Bülent Tezcan…

Üç gün önce kameralar karşısında demişti ki…

Adil Öksüz…

Türkiye'de, meydan meydan geziyor…

Hem de, uçak seyahati yaparak!"

Yani…

Hükümet zafiyet içerisinde…

Hükümet Öksüz'ü yakalayamıyor?

Sonra…

Ortaya çıktı ki, "hiç de öyle" değil…

O Adil Öksüz…

FETÖ'cü denilen "Adil Öksüz" değil…

Bingöllü biri…

Yani isim benzerliği…

Kabzımallık yapan Adil Öksüz!

O da kameralara konuştu…

Tezcan'ın..

Kız kardeşinin adını kullanması…

Hakaret içeren ifadelerde bulunması nedeniyle…

"Suç duyurusunda" bulunacağını açıkladı…

Dediği şu…

"Vatan hainiyle beni aynı kefeye koyamazlar…

Bir özür bile dilemediler"

***

İşte, ülkemin ana muhalefeti bu…

Tezcan hala neyin derdinde?

Neymiş…

Bize öyle bilgi geldi?

Neyse…

Ahmet Hakan fena bindirmiş kendisine…

Köşesinde bir resim paylaşmış…

Ve demiş ki…

Şu fotoğrafı Tezcan'dan saklayalım…

Bunu görüp de…

"Fetullah Gülen Türkiye'de belediye otobüslerinde elini kolunu sallayarak dolaşıyor…

Üstelik yaş nedeniyle bilet parası bile vermiyor" diye açıklama yapabilir…

Yani, "sazan balığı" misali…

***

Gelelim…

Çanakkale'deki "Adalet" Kurultayına…

Yaşanan ne?

Çakma Gandi Kemal...

Hani, adaletli hali vardı ya…

İşte o atletliliğinden feyiz alan, akşamcı yol arkadaşları…

Kamp kurmuşlar…

Çadır açmışlar…

Tabi gece olunca…

Eee…

CHP'nin genel kültürüdür; "akşam iki kadeh" devirmeksizin yatılır mı?

Kendilerince akşam sofrası kurmuşlar…

Ellerinde "bira kutuları!

Ülkenin, geleceğini konuşuyorlar…

"Adalet nasıl tesis edilir?” diye de halay çekiyorlar.

***

Şimdi diyeceksiniz ki!

Ne var bunda?

Kimin ne içtiği, içeni bağlar.

Bizi, sizi değil…

Haklısınız…

Ama kimin neyi, nerede içtiğini de iyi bilmeli…

Görmeli…

Çünkü…

İçki içilen yer…

Kamp kurulan alan…

Yedi düvelle çarpışan Çanakkale Şehitleri'nin "bulunduğu" mekân…

250 bin şehit kabrinin bulunduğu yer!

***

Hal-i vaziyet!

Aziz şehitlerimizin "kemiklerini" sızlattığı gibi…

Aziz milletimizi de "derinden" üzmüştür…

İğrençlik…

Kepazelik…

Saygısızlık…

Ki utanmazlığın, aymazlığın da dik alası!

İşte ülkemizin, "Ana muhalefeti" bu…

İddiaları da…

"Biz Atatürk'ün partisiyiz!

Öyle inanıyorum ki…

Atatürk yaşasaydı…

Ya da kabrinden başını kaldırıp bu tabloyu görseydi…

Bunların "alayına" düz giderdi!