KAYMAKAMIN OYUNU!
Ergani Kaymakamı… Eşref Yonsuz..
Hani "icraatlarına" karşı terfi edilip, "Vali yardımcılığı" alan..
Diyarbakır'dan, Amasya'ya tayin olan…
Yine yapmış yapacağını… Gider ayak "fırtınalar" estirmiş..
***
Deriz ya..
"Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu"
Aynen de öyle yapmış..
İki Mahalle Muhtarının "mührünü" gasp etmiş..
Gasp diyorum.. Çünkü, yapılan işlem.. Hazırlanan tutanak, altına atılan imzalar..
Ve tabi ki, kayıt ve işlem "tarihleri..
***
Hamit Bıçak… Ahmet Seyar… İkisi de muhtar..
Yonsuz'un infaz gerekçesi..
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfıyla ilgili.. Neden; "basına demeç" verilmiş…
Yani siz nasıl oluyor da "basına konuşursunuz?"
Ki, tutanakta aynen bu ibareye de yer vermiş.
***
Eee… Herkesi kendi memuru sanan çok bürokrat var..
Azarlar… Kapıdan kovar… Yetmezse, bir iki de sille atar…
Olmadı mı, cezalar silsilesi kesilir…
Zihniyet bu..
Neyse!.. Cuma günü, Başbakan'ın Diyarbakır gezisi esnasında mevzuu İçişleri Bakanlığı'na intikal ettirildi..
***
Kesin olmamakla birlikte… İki muhtar "görevine" iade edilecek.
Tabi iade edilir mi, edilmez mi bilmem?
Ama bana gelen; "tutanak" ve imza, atılan tarih..
Bir saniye dedirtiyor; "Bu işlem tamamen, keyfiyete dairdir.. Sahte ve hukuk dışı"
***
Şöyle ki..
Bıçak ve Seyar'a ilişkin..
İlçe İdare Kurulu'nun imza altına aldığı karar… 25 Mart tarihli…
Yani Yonsuz'un, Diyarbakır'dan ayrıldığı gün… Ki bu karardan önce, 23 Martta da bir tebligat var..
"İhtar" yazısı… Yazının altındaki imza vekâleten görevlendirilen Dicle Kaymakamı…
***
Şimdi nasıl oluyor da;
Görevden alınan… İmza yetkisine son verilen… Hatta yerine, geçici görevlendirme yapılmışken..
Yonsuz hangi "mevzuat ve yetkiyle" karar aldırabiliyor, altına imza atabiliyor…
İlçe İdare Kurulu üyelerini "izinden dahi" çağrıp, imza attırıyor..
Ve bu kararda anında, "işleme" konulabiliniyor?
Biri cevap versin..
***
Bu arada, "muhtarların" göreve iadeleri..
Sahi onlar… Nasıl bir işleme tabi tutularak, "mühürleri" iade edilecek?
Buradaki gerekçe de önemli.. Kim suçlu, kim suçsuz, noktasında..
Önceki yazılarımda da ifade etmiştim; Ergani'de neler oluyor?
Bu neler oluyor sorusunun cevabı da çok yönlü soruşturma ve teftişle mümkün olabileceğini söylemiştim.
Bu minvalde; İçişleri Bakanlığı'nın inisiyatif alması gerekir demiştim..
***
Bakalım!.. Muhtarların görevden alınması,
Vakıf'ta var olduğu iddia edilen yolsuzluk-usulsüzlükler,
40 köy korucusu alımı,
Üç personelin vakıfta işle başlatılması,
Gizli kamera, İlçedeki "ihaleler" hangi işlemlerden geçmiş, hepsi ortaya çıkar
Ama diyeceksiniz ki; neredeee?
Aynen de öyle… Nerde o devlet mekanizması ki, "işlev" görsün…
Hesap sorsun… Eğer sormuş olunsaydı.. Bugün denilir miydi ki, "kurumların çivisi çıkmış" diye..
Ya da, bürokrasiye "illallah.."
***
DO-KU-NU-LA-MAZ!
Ah şu siyaset var ya!… Enva-i "inliğe" sahip…
Bukalemun misali..
Baksanıza.. "Dokunulmazlık" meselesine.. Yine "ipe" un serdiler…
Partiler arası trafik.. Yetkili kurullarda "istişare" mesaisi..
Öneriler… Dünya'dan örnekler..
Şu olsun... Ama sakın bu olmasın, itirazları..
**
İyi de… Hani rest çekmiştiniz… Hani, hodri meydana "hodri meydan" demiştiniz…
Ne oldu; neden, "uzatmaları" oynuyorsunuz…
Mevzuu belli… Verilecek karar da belli; "ya herro ya merro"
***
Ha bir de… Ha bire fezlekeler düzenleniyor..
Öyle ki, haftada 10-15 tane, hazırlanıyor…
Son olarak, bir düzine fezleke Başbakanlıktan Meclis'e "havale" edildi.
Vekil sayısı kadar oldu, bu dönemdeki fezleke sayısı…
550'yi aştı… 300'ün üzerinde vekile "dokunulacak"…
Hal böyle olunca… İş Vekile "dokunmaya" gelince haliyle..
Mevzuu "milli" bir mesele halini alır…
"Devleti kurtarma" operasyonuna dönüşür..
Görünen o ki; bu mevzuu da, "yılan hikâyesine" dönecek…
**
ÇEK ÇEK KÜREK ÇEK?
Sahi.. Bu meclisin bir başka uğraşı vardı; "Yeni Anayasa" değişikliğine dair..
O ne oldu?...
Yetkili organlar… Partiler arasındaki görüşmeler..
Oluşturulan komisyonun faaliyetleri gibi.. Fasılları aştık galiba…
Şimdi ne olacak? Denilen o ki, AK Parti kendi taslağını hazırlayacak..
Meclise getirecek..
Oylamaya sunacak, 367'yi bulursa iş tamam. Değilse, 330'u bulmaya çalışacak..
Referanduma götürmek üzere..
Peki, bu evre sizce "aşılabilinecek mi?"
Doğrusu meclisteki bu maharetli vekiller(!) "sayesinde" ne mümkün?
***
Neden mi?.. Hal-i vaziyet ortada değil mi?
Her şey açık ve net..
"Samimiyet ve ciddiyet" hâsıl değil…. Olmadığı içindir ki "milli meseleler" hep askıda..
Anlayacağınız… "Boşa kürek çekiliyor.."
***
ÖZER ÇOK PAYLAŞIMCI!
Adama bak…
Ne ar var… Ne namus mefhumu var… Ne samimi duygu karakteri var…
Yani, "varda var" cinsinden biri bu adam..
Kim bu adam, Cem Özer… Marifeti kendinden menkul..
Beyanat vermiş.. Kendisine has; "çok paylaşımcı, geniş mezhep" sahipliğiyle ilgili..
Demiş ki;
"Sevgilim başkasıyla yatabilir, bunu aldatma saymam…"
Vay be ne erkek ama!
***
Sonra eklemiş..
"Sevdiğim kadının, birlikte olduğum sevgilimin canı bir başka beden çekmiş, gitmiş başka biriyle yatmış; benden genç, benden diri biriyle...
Yapabilir.
Bunu aldatma saymam ki.
Ama kadın gider de dertlerini, sevincini, mutsuzluğunu başka bir adama anlatırsa, işte o zaman beni aldatmış sayarım!
O zaman benden hiç zevk almıyor, ilişki bitmiş demektir"
Yok daha neler?
***
Hiç kuşkusuz ki…
Herkesin "özel hayatı, tercihleri" kendisini bağlar..
O'nu ilgilendirir…
Amma velâkin, sözde "sanatçı" ise…
Halkın önünde, arz-ı endam sahibi ise…
Bu kadar; "her şey" dahil mezhebine mensupluğunu ulu orta sermemeli..
Ancak, kendini bu kadar pervasız etmesi..
Sanırım, "çıkışının" arkasındaki hesap; düşüşteki kariyerini yeniden tartışmaya açmak..
Ama unutuyor..
Niceleri onun gibi yol seyrine girdi.. Ama sonuç itibariyle; yok olup gittiler..
***
BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM
Bu akşam.. Saat 22.00'de..
Uzay ve Söz Tv'nin, ortak yayınında..
Konuğum;
Diyarbakır Valisi Sayın Hüseyin Aksoy..
Kendisiyle;
Sur'un "son durumunu" ve yeniden inşasına yönelik "ihya" projesini..
Mağdur olan aileler..
İşsiz kalan Sur ahalisiyle ilgili yürütülen sosyo-ekonomik çalışmalar…
Ve daha bir çok mevzuuyu enine boyuna tartışıp konuşacağız.
Sorularınızı, önerilerinizi, iletmek istediklerinizi şimdiden bekliyorum.
İyi seyirler.
