KAYYUM MUAMMASI!

 

Tabii..

Önce Anadolu Ajansı "flaş" diye çaktı.

Ardından, DHA servis yaptı…

Derken peş peşe, bir, iki üç haber denilerek aboneler uyandırıldı.

KHK kapsamında Sur ve Silvan ilçe Belediyelerine "kayyum" atandı.

Dikkatler bir anda Diyarbakır'a çevrildi.

Denildi ki;

Silvan ve Sur kaymakamları "kayyum" olarak atandı.

 

***

Malum!

Uzun süredir, "belediyelere" dair bir tartışma var.

PKK.

FETÖ.

Ve diğer terör örgütlerine; "yardım yataklık" eden yerel yönetimlere, kayyum" atanacağına dair.

Hendek ve barikat teröründe çok çekildi..

"Cezasız kalınmamalı" diye.

Her ne kadar, "kayyum ataması" hükmü rafa kaldırıldı denildiyse de, ancak geçen hafta indirildi.

Ve resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

***

KHK kararı.

Ankara'da Valilerin toplantısı…

İçişleri Bakanı Soylu'nun "ya herro ya merro" çıkışı.

Başbakan Binali Yıldırım'ın "müsamaha yok" beyanı...

Tüm bu beyanlar.

Ve ajansların servis ettikleri haber; "düğmeye basıldı" diye yorumlandı.

***

Tabi kamuoyunda iki yönlü tartışma alevlendirildi.

Birincisi; "seçilmişlere dokunulmasın"

İkincisi; "suç işleyene ayrıcalık olmaz"

Tabi, HDP ve DBP'den de açıklamalar geldi.

Ne var ki.

Akşam saatlerinde; "tansiyonu" geren habere Diyarbakır Valiliğinden tekzip geldi.

"Bu aşamada yapılan bir kayyum ataması bulunmamaktadır. "

***

Bir açıklama da, İl Valisi Hüseyin Aksoy'dan.

Aksoy Ankara'da bu beyanı verdi.

"Şu anda bir kayyum ve görevlendirme yok."

Tabi Aksoy bu beyanı verirken…

Diyarbakır'a dönüştü; "bir şeylerin" değişebileceğinin sinyalini de verdi...

"Dönüşümde değerlendirilecek."

Sur ve Silvan İlçe Belediyeleri için.

İlçe Kaymakamlarının "atanacağına" dair bilgiyi de…

Aksoy şöyle ifade etti.

"Atama yapılırsa da değerlendirilecek isimlerden biridir kaymakamlar"

***

Velhasıl.

"Kayyum ataması" şuan için bir muammaya dönüştüyse de!

Öyle görünüyor ki.

Bayram arifesinde; "bu minvalde" rüzgâr hayli sert esecek.

Kulislerde konuşulana göre.

Aralarında Büyükşehir Belediyelerinin de bulunduğu; 28 Belediye için "kayyum" ataması bekleniyor.

***

Ha bu arada…

Kayyum için iştah kabartan bazı siyasiler var.

Özellikle eski siyasiler.

Yeniler de yok değil, pusu bekliyorlar…

Ama renk vermiyorlar.

Lakin çevrelerine; "göreve talibiz" diyorlar.

Benden söylemesi; "fazla heveslenip havaya girmeyin.."

Kesin bilgi…

Belediyeler için bürokratlar "kayyum" olarak atanacak.

Bu böyle bilinsin.

***

Biliyorum.

Diyeceksiniz ki; "kayyum ataması" bölgede nasıl bir rüzgâr estirecek?

Doğrusu bu noktada, hayli "provokatif" bir durum ikmale gelebilir.

Kaygılıyım.

6-7 Ekim benzeri, "bir kaotik ortamın" kurgulanmaya çalışıldığına dair..

Ama velâkin şunu herkes iyi bilmeli…

Yasalar nezdinde; "her kim, suç işlemişse elbette ki cezasını görmeli."

Ancak vaziyet "siyasi hasımlığa, infaza, intikam almaya" dönmemeli.

Yani yaşın yanında kuru yanmamalı.

Aksi takdirde; "vebalı ve yankısı, toplumsal tepkisi" yüksek olur.

Bunu da ülke olarak şuan için, kaldırmak zor!…

***

 

MEB'E UYARIM…

Burnuma fena kokular geliyor…

Hem de çok!

Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü de aynı kokuyu alıyor mu?

Bilemiyorum..

Muhakkak ki, alıyordur.

Çünkü çok konuşuluyor.

Öğrenci taşıma ihaleleri…

İaşe…

Bir de "onarım-bakım" işleri…

Bu işlere dair iddiaların haddi hesabı yok…

***

Şu veya bu demiyorum.

İlçeler üzerinde de durmuyorum…

Bana iletilenler; teyide muhtaç!

Ama diyeceğim o ki.

İl Müdürü.

İlçeler düzeyinde; "öğrenci taşıma" ihale ve bedellerini karşılaştırsa sanırım; "kokunun" neden yayıldığının farkına varır.

Hele ki; Sulu yemek.

Veya paket kumanyanın "fiyatları"

Geçen yıl ve bu yılın fiyatlarıyla örtüşüyor mu?

Bunlar gelen pis kokuların; "öncü" ihaleleri.

Daha işin başı…

Daha geçen yılların kokusu dağılmamışken…

Yani, Eğitim ve Öğretim'in de "zili" henüz çalınmış değil.

***

Diyorum ki.

Eğitim zili bari bu yıl; "şaibeli" çalmasın…

Bari bu yıl spekülasyonlar vuku bulmasın.

Çünkü bu dedikodular.

Özellikle, il, ilçe ve seçilmiş siyasileri "hayli zan" altında bırakmakta/bırakacağı gözüküyor.

Bu nedenle biraz hassasiyet lütfen…

Artık kimse devlet malını deniz olarak görmesin…

Aman ha!…

Kimse karşıma, "biz değil ilçeler sorumlu" diye de gelmesin.

 

***

MESAİ AYNI

Oh be…

Kurtulduk…

Saat uygulaması bitti.

Artık yazın mı?

Yoksa kışın mı?

Hangi gün bir saat ileri-geri alınacak yok…

Yani kafalar da artık karışmayacak.

Net olunacak.

Mesai saatleri, hep aynı olacak.

***

Böylece yıl boyunca ne olacak…

Elbette ki, doğacak güneşimiz, yazımız baharımız yaz olacak.

Ha bir de, güzümüz, kışımız da yaz olacak.

Yani, yazın ileri, kışın geri devri artık sona erdi.

Hele bir de önümüzdeki karakışı da bir aşarsak değmeyin keyfimize!

***

Sahi, "saat uygulamasının" gerekçesi neydi?

"Enerji tasarrufu muydu?".

Belki öyle görünüyordu da.

Neyse.

Bana bu iş biraz; kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi örneğine benziyor.

Hayırlı cumalar.