KAYYUM NİYE VALİ DEĞİL?
Öyle ya…
Mardin Büyükşehir Belediye…
Ahmet Türk…
HDP/DBP'nin "seçilen" belediye başkanı idi…
Görevden alındı…
Tutuklandı… Sonra salıverildi…
Her ne ise…
Yerine, Kayyum görevlendirildi…
Peki, kim?
O İl’in Valisi…
Şu an görev yapan Mustafa Yaman…
Hem İl Valisi…
Hem Büyükşehir belediyesi Başkanvekili…
İki görevi de; "birlikte" yürütüyor…
Ve dört dörtlük bir hizmet ve saha "hakimiyeti" var…
Nitekim…
İlçe Belediye Başkanları-Kayyumlar…
Ayni zamanda, Kaymakamlar…
Yetki nokta-i nazarında; "sicil ve mülki amir" olması hesabıyla "hizmet kesintisi" yok…
Bilakis, "iş daha" bir kontrolü…
Çift başlılık yok…
Ki bu "yönetim" anlayışı, aynı minvalde "Başkanlık" sistemine gidiştir…
***
Gelelim; Van Büyükşehir belediyesine…
Benzer durum burada da vaki…
Seçilen belediye Başkanı Bekir Kaya…
HDP/DBP'den…
O da gözaltı, tutuklanma ve görevden alınma; "tahkikatına" alındı…
Yerine kayyum olarak, İl'in Valisi Murat Zorluoğlu…
Şu an iki görevi de birlikte yürütüyor…
***
Ha keza; Batman Belediyesi…
Sabri Özdemir…
HDP/DBP'den seçilen Belediye Başkanı idi..
PKK…
Örgüt üyeliği…
Görevi kötüye kullanma; "suçlamalarıyla" gözaltına alınıp, tutuklandı…
Yerine, "kayyum" olarak atanan…
Tıpkı, Mardin ve Van gibi; O ilin" valisi…
Şu an Batman'ı, ilin mülkü amiri ve yerel yönetim başkanvekili olarak;
Ertuğ Şevket Aksoy…
***
Nitekim Bitlis'te de aynı durum hasıl…
Hüseyin Olan…
Gözaltına alıp, sonra da tutuklandı…
İçişleri Bakanlığı, "görevden" aldı…
Yerine, Kayyum olarak…
Yani Başkanvekili görevlendirmesinde "Vali" tercihi yapıldı…
İsmail Ustaoğlu…
Bitlis'te…
Vali ve Belediye Başkanvekili olarak; "iki görevi" birlikte yürütüyor…
***
Peki, Tunceli…
Seçimle gelen Belediye Başkanı Mehmet Ali Bul görevden alındı…
Yürütülen; soruşturmalar nedeniyle…
Yerine, önce Vali Yardımcısı Olgun Öner atandı…
Ama bilahare, "işler" yürümeyince, Öner'de bu görevden alındı…
Yerine…
Yani Başkanvekilliğine, Vali Osman Kaymak getirildi…
Bilahare, Valiler kararnamesiyle Kaymak alındı…
Yeni atanan vali; Tuncay Sonel şu an iki görevi birlikte yürütüyor…
***
Ağrı…
Sırrı Sakık…
HDP/DBP'nin "seçilmiş" belediye başkanı…
Ki, görevden alınan Belediye Başkanları arasında; "sonuncuydu."
Bu ilde de…
Kayyum, İl'in Valisi…
İki görevi birlikte yürütüyor…
Şu an ki Vali Süleyman Elban…
***
Bölgenin, "en çatışmalı" kenti…
Şırnak…
Tıpkı Diyarbakır'ın Sur ilçesi gibi…
Hendek ve barikat terörüyle; "virane" oldu…
Şimdi yeniden inşa ediliyor…
Ki, İl statüsüyle ilgili tartışmalar da var..
İl Cizre olsun diye…
Buranın belediye Başkanı…
Yani HDP/DBP'nin "seçilen" belediye başkanı Serhat Kadırgan, görevden alındı…
Yerine, Kayyum atandı…
Atanan kayyum kim; Turan Bedirhanoğlu…
Vali yardımcısı…
***
Hakkari…
HDP/DBP'den seçilen; Belediye Başkanı Dilek Hatipoğlu…
O da görevden alındı…
Yerine, kayyum atandı…
Cüneyt Epcim…
Vali Yardımcısı...
***
Siirt'e bakıyorum…
İşlem, kesintisiz aynen uygulanmış..
HDP/DBP'den seçilen Tuncer Bakır gözaltına alındı…
Tutuklandı…
Bilahare yerine; "kayyum" atandı…
Ceyhun Dilşad Taşkın…
Vali Yardımcısı…
***
Gel gelelim Diyarbakır'a…
Gültan Kışanak…
HDP/DBP'den seçilen, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı…
Görevden alındı…
Şu an cezaevinde, tutuklu…
Yerine kayyum atandı…
Kayyum, Cumali Atilla…
Kaymakam…
Etimesgut'tan geldi…
Büyükşehir belediye Başkanvekili olarak, görevlendirildi…
***
Şimdi…
Yazının başlığının muhtevasına, gelirsek…
Bu araştırmayı…
Seçilmişlere karşı, atanmışların; "kronolojisini" ortaya koyarken…
Gayem…
İş ve işlevlerin, "seyrindeki" doğruluk…
Ve burada, Diyarbakır için arıza-i durumun, neyi içerdiğini ortaya koyabilmek?…
***
Dikkat edin!
Mardin Büyükşehir…
Van Büyükşehir…
Bitlis.. Batman.. Tunceli.. Ağrı…
O illerin valileri, "hem mülki idare amiri hem de yerel yönetimin başındaki" isimler…
Niye, Diyarbakır "bu pencerede" görülmedi?…
Yani, Kayyum olarak Vali görevlendirilmeli…
Konum itibariyle…
Gerek siyasi…
Gerek sosyo-ekonomik…
Gerekse de nüfus bakımından, "pek tabi ki" stratejik misyonu göz önüne aldığımızda!
İşin hassasiyeti…
Sorumluluğu…
Ve "yetki" kulvarındaki söz geçerliliği açısından "arıza" vaki…
Niye Vali değil de…
Niye, kaymakam statüsü!
***
Hiç kuşkusuz ki…
Mardin örneğinde verdiğim gibi…
Avantajları yüksek…
Özellikle, "Vali" noktasında…
Çünkü kayyum atanan ilçe Belediyelerinde görevlendirilenler "Vali Yardımcısı ve Kaymakam!"
Yani, "vali" açısından; "sicil amiri" konumunda…
Eee…
Belediye Başkan vekilleri nokta-i nazarına gelindiğinde; Büyükşehir Belediye'de "patron!"
İki yönlü; "bir amirlik" söz konusu…
Ki bu da; "hizmetlerin" üretimi, aktifliği açısından, "yüksek avantaj" sağlar…
Türkiye "başkanlık" sistemine gidiyorsa…
Diyorum ki…
Diyarbakır'ın avantajı için; "Vali Kayyum" olsa, fena mı olur?
İki makamı; "tek elde" koordine etse…
Diyarbakır'ın genleri açısından çift başlılık her daim arıza yarattığı için…
Sizce!
***
AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKMEK!
Değişime dair…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor?
Diyor ki…
"Değişime direnmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir."
Bunu derken…
Teşkilat ve Belediyelere atıfta bulunuyor…
"Bir süredir teşkilat ve belediyelerimizde yenilenme ihtiyacı olduğunu söyledim, söylüyorum?"
Yenilemeyi de; "kendi irademizle" diyor…
Yani…
"Yenilenme sürecini kendi irademizle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz.
Bunu biz yapmazsak sandıkta milletimiz yapar."
Eleştiri getirenlere de cevabı var…
"Seçimle gelen, seçimle gider" diyenler için…
Erdoğan şöyle diyor…
"Sandıkla gelen, sandıkla gider… Ama o sandığa kadar olan süreci kimse de göz ardı edemez…"
Erdoğan, "siyasi zıtlığa, kutuplaşmaya da" kendi has fikriyle, tepki veriyor…
"-Milletle zıtlaşma olmaz.
Biz siyasi varlığımızı ve hayatımızı milletimizin bize olan itimadına borçluyuz.
İhanet etmediği sürece görevden çekilmiş olanı yeniden değerlendirme yolu açıktır."
Velhasıl!
AK Parti için bu seyirdeki ana soru şu…
"Gerçekleştirilen değişim ile yenilenen alt ve üst yapıyı" toplum nezdinde karşılığı ne olacak?
Yeni ve güçlü bir iktidar daimliği olacak mı?
***
ORADA BİRİ OLMALIYDI?
Celal Talabani…
Nam-ı diğer, "Mam Celal!"
Irak, eski Cumhurbaşkanı…
YNK'nin de, Başkanı…
Üç gün önce, Almanya'da tedavi görürken, vefat etti…
Önceki gün de; Süleymaniye kentinde "cenaze" töreni vardı…
***
Tabi… Vefat.. Cenaze…
Ve hiç kuşkusuz ki; "bağımsızlık referandumu"…
Çok "özellik" içeren anlar!
Bir ayrıntı dikkatimi çekti…
Özellikle, Talabani'nin "cenazesine" katılımdaki uluslararası iştirak…
Hangi ülke, hangi düzeyde temsiliyetle katıldı…
***
Listeye baktım…
Türkiye yok…
Yani, Irak'a…
Yani Kuzey Irak'a "komşu" olan…
Ticari ilişkileri bulunan…
Demokratik yapıda, bulunanların ekseriyeti hazır…
Mesela; İran…
Mesela, Bağdat yönetimi… Ki topyekun hazır idi…
***
Niye, Türkiye "temsiliyet" arzında bulunmadı?
Referandum'dan dolayı mı?
Sanmıyorum…
Eğer ki, "ilişkileri" askıya alma noktasında, gerekçe bu ise…
Eee…
İran ve Irak "niye" temsiliyette bulundu…
Bağdat, "en haşin" şekilde referanduma karşı…
Ki "savaşı" göze alacak şekilde…
***
Keza; Tahran!
Kürt Federal Yönetime demediğini bırakmıyor…
Sınır kapıları…
Hava sahasını…
Haşdi Şabi gibi "Şii" oluşumu dahi, üzerlerine salma hazırlığında…
Ama "gel gör ki…"
Bu kadar "diş bilemeye" rağmen, önceki gün ordaydılar…
***
Ne var ki…
Türkiye bırakın, "Dışişleri" noktasında temsiliyet katılımını…
Büyükelçi…
Ya da ateşe…
Veyahut herhangi bir hükümet yetkilisiyle, bulunmadı…
Doğrusu…
Birileri, Ankara'yı fena "kırılgan hale" getiriyor…
***
Özellikle de, Kürtlere karşı…
Biliyorum…
Cumhurbaşkanı taziye mesajı yayımladı…
Talabani'nin "ailesiyle" görüştü…
Ki, Başbakan da…
Ama gel gör ki, "cenazeye" katılımda, bir "bilinmezlik" sergilendi…
Arıza-i bir durum…
Niye?
Diploması "dili önemli!"
Güzel bir söz var…
Kin ayrı, yapılanı unutmamak ayrı.