KENT İÇİN; KENETLENELİM!
Eeeyy bu kentin bileşenleri…
Mülki amir…
Yerel idareciler…
Siyasiler…
STK…
Kanaat önderleri…
İş dünyası…
Esnaf…
Sanatkâr…
Velhasıl kelam, eeeyy kadim şehrin, ahalisi!
***
Eğer ki…
Bu kentte yaşıyorsak…
Havasını soluyorsak…
İşinden,
Aşından,
Kazanımlarından faydalanıp, hayatı idame ediyorsak…
Acıda da…
Sevinçte da…
Tasada da…
"Birlik ve beraberliğe", yekvücut olmaya inanıyorsak…
***
Tüm siyasi fikirlerden…
Mülahazalardan…
Farklı düşünce akımlarından…
Yani hizipleştiren, "ideolojik" saptamalardan uzak!
Arınmış…
Ama bu kent için; "kent milliyetçiliğini" ekol edip…
Diyarbakır için…
Kentin tüm akımları için…
Sosyal olduğu kadar…
Birçok alanda "kazanım ve zenginlik" sağlayıcı olan; "Futbol"daki iki temsilcimiz için "sorumluluk" zamanı…
***
Amedspor…
Diyarbekirspor…
Şuan her iki takımız da; "bir üst lige" çıkma, mücadelesini veriyor…
Yani, Amedspor 1. lige..
Diyarbekirspor da, 2. lige yükselmenin; "son virajında" bulunuyorlar…
Nitekim…
Amedspor yarı finalin ilk maçı için, Cuma günü Erzurum'da, Erzurum Belediyespor'la karşılayacak…
Ki bu maçın rövanşı da, 16 Mayıs'ta, Diyarbakır'da oynanacak…
Bu maçın sonucuna göre…
Kırmızı Grup ve Beyaz Grup'ta finale kalan takımlar; 21 Mayıs'ta "final" maçı yapacak..
Kim kazanırsa; o şampiyon olacak…
***
...Ve Diyarbekirspor…
Final'de…
Son kozunu, Sakaryaspor’la paylaşacak…
Gelen bilgilere göre…
Federasyon tarafından karşılaşma; Ankara'da oynanmasına karar verilmiş..
19 Mayıs stadyumu…
Maç pazar günü…
Tek maç…
Kim kazanırsa; 2 lige o takım yükselecek…
***
Önceki yazılarımda vurgulamıştım…
Şehir açısından…
Coşku…
Kenetlenme…
Futboldaki başarının, sokağa, evlere, işyerlerine yansıması adına…
Çok büyük bir, "sessizlik" ve umursamazlık var diye…
Çünkü böylesi bir atmosferde kent "şen-şakrak" olmalıydı…
Caddeler…
Sokaklar süslenilmeli…
Bayraklar, flamalar, etkinlikler, bir dizi organizasyonlar yapılmalıydı…
"Motivasyon" yaratılmalıydı…
Ne yazık ki; umursamazlık var…
***
Şimdi geldik son viraja…
Ah vah demeden…
Keşkeler cümlelere kurgulanmadan…
Böyle olsaydı…
Şöyle olsaydı, "bahanelerin" arkasına da sığınmadan…
Gelin; "kenetlenelim" ve takımlarımızı "sahiplenelim!"…
Vaziyet…
Ne Amedspor'un yönetimine…
Ne Diyarbekirspor'un yönetimine…
Onlara dair bir "mesele" değil…
Ve ne de; "siyasi kulvara" sıkıştırma vaziyetine…
Hadise…
Tüm katmanlarıyla kadım şehir Diyarbakır'ın meselesidir…
***
İşte bu düşüncenin ikmaliyle…
Gün "birlik, bütünlük ve kenetlemenin" günüdür…
Görev almak…
Sorumluluk üstlenme günüdür…
Üstadın ifadesiyle, "Bu şehre gönül borcunu ödemenin" zamanıdır…
***
Bakınız…
Diyarbekirspor yönetimi bir çağrı yapıyor…
Maddi ve manevi destek açısından..
Diyor ki…
Yıllardır saha içinde ve saha dışında bu kente, bu bölgeye ve bu kulübe yapılan haksızlıklara, adaletsizliklere bir kez daha maruz bırakılmamak için tüm kesimler ellerini taşın altına koysun."
***
Amedspor…
Amedspor için çok zor oldu…
Gelinen aşama imkânsızdı ama savaştık, başardık.
Gerçek anlamda ufukta kara göründü…
Tek isteğimiz bu zor koşullara rağmen bu limana sağ salim gelmek, o şampiyonluk kupasını kaldırmaktır…
Bir üst lige çıkmaktır…
Bu sevinci, bu onuru, Diyarbakır halkıyla yekvücut yaşamaktır."
***
Sahiplenme adına…
Diyorum ki…
İşin uçundan herkes, kendi gücüyle "tutar" ise…
Öyle inanıyorum ki…
Güç birlikten doğar hakikatiyle, her iki takım da "hedefine" ulaşır…
Mesla…
İş dünyası, futbolcuları motive etme anlamında "prim" vaat edebilir…
Maddi yönden; "havuz" oluşturabilir…
Esnaf ha keza..
Futbolcuları ağırlama, yemek, giyim de olabilir…
***
Yerel yönetimler…
Kent idarecileri de…
Aynı kulvarda; "maddi ve manevi" destek sağlayabilir…
Özellikle…
Erzurum'a,
Ankara'ya…
Final maçı için taraftarların "yoğunlaşması" adına…
Ücretsiz "otobüsler" temin edilebilinir…
***
Şu hakikati göz ardı etmeyelim…
Amedspor'un elde edeceği başarı…
Diyarbekirspor'un sağlayacağı şampiyonluk…
Salt bir zümreye; "etkisi" olmayacaktır…
İnanın ki…
7'den 70'e herkes; "bu başarılardan" bir ölçüde nasibini alır…
Çünkü futbol, bir şehir için, bir camia için; "birçok sektörün" hayat bulması demektir…
Turizm için; "bacasız" fabrika deniliyorsa…
Futbol için de, bu ifadeyi kullanabiliriz…
Özellikle; "şehir" esnafı açısından…
Özetle!
Herkes… Ama herkes "üstüne" düşeni yaparsa…
Yani, futbolcu sahada…
Teknik heyet, saha kenarında…
Yönetim, tüm alanda…
Seyircisi de…
Kentin bileşenleri de; "gönül" hakkaniyetiyle "el ele verirse"…
Gelinen son virajı; "çok ama çok" rahat geçebiliriz…
Yeter ki, "birlik" adına seferber olalım…
***
EL İNSAF YA!!!…
Bir değil…
Binlerce kez el insaf ya; Kemal Bey...
Parti içi; "muhalefete" bulduğun gerekçeye bak…
Yazık ya..
Akla, ziyan, mantığa ters bir durumdasın…
Diyorsun ki…
"Talimatla" hareket, ediliyor…
Nerdeyse..
Klişeleşmiş ifadeyi, ikmale getirerek…
Diyeceksin ki; "üst akıl" bunları, yönetiyor…
Lakin...
"Üst aklın" kimi yönettiğini, herkes iyi biliyor..
***
Şimdi…
Muharrem İnce…
Parti kurultay'a gitmeli…
Lider değişimi şart…
8 kez "yenilgi" alan bir lider artık yönetemez demesi…
Ki İnce daha önce de, "CHP liderliğine" varım demişti…
O gün, "talimatla" değil, "bugün" talimatla mı?
***
Ya Fikri Sağlar…
Ne demişti…
Genel Başkanlığa aday olabilirim…
Ve eklemişti…
Parti Meclisi'nde (PM) herhangi bir karar alınmasına izin vermiyor.
6-7 saat tartışıyoruz ancak o, kulağına kim ne fısıldıyorsa kararını ona göre veriyor".
Şimdi Sağlar bunu dediği için; "ihraç istemiyle" disiplin kuruluna sevk ediyorsun…
Sonra da; "talimatla" hareket ediyor diyorsun…
***
Deniz Baykal…
Ki "koltuğuna" kasetle oturmuş birisin…
Muhalif sana…
Bugün değil, o günden bu yana…
Referandum bitti…
Diyor ki yeni süreç için, CHP'de "değişim" gerek…
8 seçim yaşayan biri olarak…
Her seçim sonrasında; Baykal "eleştiri" getirirken…
O gün demiyordun da…
Bugün neden; "birilerinden talimatla hareket" ediliyor diyorsun.
***
Hepsi bir yana…
Parti sözcün…
Yani birebir seni temsil eden Selin Sayek Böke…
İstifa etti..
Bu iş böyle gitmez diyerek, "ayrıldı…"
Böke'ye de…
Aynı minvalde; "yakıştırman" var…
***
Galiba!
Gelinen aşama itibariyle…
Birileri diyecek…
Eeyy Kemal bey…
Siz, CHP'yi bitirmek adına…
Atatürk'ün partisini mevta etme adına…
Sol akımı, "alabora" etme, adına; "birilerinden talimat alarak" hareket ediyorsun…
Ki bu söylem; uzak değil…
Buna verebilecek cevabınız?
Neyse, CHP'de gemi batıyor…