LANETLİ AFİŞ!…
İlk duyduğumda inanamadım…
Olamaz dedim..
Nasıl olur.. Akla ziyan bir durum..
Yanlışlık var..
Karikatürleri sakın karıştırmayın…
İyice bakın… Detaylı inceleyin diye söylendim..
***
Kendi kendime!
Eş Başkan Selim Kurbanoğlu'nu düşündüm.
Tanıdığım bir şahsiyet..
Öyle din "düşmanlığı" bir zihne ve karaktere
sahip değil..
Mutlaka..
Ama mutlaka bir ariza-i durum var…
Yoksa aklını ekmek peynirle mi, yemiş!..
Böylesi "rezilce" bir vakanın altına imza atar
mı?..
***
Sonra!
Billboardlara asılı olan afişin resmini getirdiler..
İnceledim.. Ama pür dikkatle..
Ne yazık ki...
Yazılı sloganda deniliyor ki…
"Çocuk gelin yoktur..
Tecavüzcü erkek vardır..
Kadına yönelik şiddet, insanlık suçudur.."
Yani sosyal bir konu işlenmiş..
***
Velhasıl.
Özellikle, bölgemizin kanayan bir mevzusu…
"Çocuk gelinler?"
Belediye'nin Kadın Politikalar Müdürlüğü'nün bir sosyal
çalışması!
Tabi, tebrik edilecek çalışma; "rezilliği ve
inliği" örtmez.
***
Afişte kullanılan karikatüre bakıyorum..
Tepkinin, odaklandığı karikatür..
Figürler şöyle..
Sakallı..
Cübbeli, sarıklı yaşlı bir şahsiyet..
Çıplak bir kız çocuğu..
Elinden tutulup sürükleniyor, yine elini uzatan bir bebek
var..
Görüntü bu..
***
Ancak, pür dikkat bakıldığında!..
Danimarkalı..
Yahudi Karikatüristin çizdiği;
Peygamber Efendimizi (S.A.V)'e hakaret eden karikatürün
olduğu hemen fark ediliyor…
Fransa'daki Charlie Hebdo'da yayımlanan
"karikatür?"
Hani, 12 kişinin öldürüldüğü hadise…
***
Pek tabi ki…
Mide bulandırıcı.. Tiksindirici..
Garip.. Trajikomik..
Rezilce.. Alçakça…
Ve fütursuzca vuku bulan bir hadise kamuoyuna ve bize
yansıyınca!
Şehir haberdar oldu..
***
Halkta infial yarattı..
Tepkiler..
Sosyal medya'daki yankısı..
Olmaz mı?
Peygamberler.. Sahabeler..
Evliyalar şehri; Diyarbakır’da.
Yerel yönetim..
Yenişehir Belediyesi aracılığıyla; "bu
karikatürün" sorgusuz-sualsiz, hassasiyetten uzak kullanılması..
Kabul edilemez..
***
HDP'nin..
Yenişehir Belediyesi'nin "zamanlama"
açısından..
Ankara'daki patlama vaki iken;
"Karikatürün" yayınlanması hakikaten toplumda
provokasyon olarak değerlendirilmemesinin önünde engel yok..
Her ne kadar..
Durum! Ve kepazeliğin vahameti anlaşılınca!..
Belediye ilk etapta apar-topar afişleri şehrin çeşitli
semtlerindeki billboardlardan kaldırdı..
Söktü.
Kimini de; yarı vaziyette bıraktı..
***
Önceki gün!..
Yenişehir Belediyesinden zorunlu bir yazılı açıklama
yapıldı…
Şüyuu vukuundan beter bir beyan..
Önemsenilmez..
Sıradan bir mevzuuymuş gibi, iki satırlık
"özürle" geçiştirilemez de!
Tabi aynı meyanda; Belediyenin işleyişindeki zafiyette
böylece ortaya çıkmış oluyor..
Her yönüyle kabahat!
***
Karikatürün nasıl kullanıldığını..
Hangi işlemlerden geçtiğine dair..
Basiretsiz bir seyir benimsetilmiş..
Deniliyor ki..
25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddet haftasına atfen…
Çalışma yapılırken..
Gooogle arama motorunun "çocuk gelin"
sayfasının görsellerinde hiçbir amblem ve isim bulunmayan karikatür fotoğrafı
seçilmiştir…"
***
Açıklama devamla;
Bu fotoğraflar seçilirken bazı basın yayın organlarında
yayınlanan ve iddia edilen amaçlar düşünülmemiştir.
Fotoğrafın daha önce kullanıldığı belli kesim ve amaçlar
bazı kişi ve kuruluşlarca iletilir iletilmez, yanlış anlaşılmalara sebebiyet
vermesinden ötürü bu billboard afişlerini kaldırma kararı aldık..' Son cümle.
"Tüm kamuoyu ve halkımızdan özür diliyoruz"
***
Doğrusu!
Bu cılız ve anlaşılmaz beyan!
Küçümseme…
Hele ki..
Kullanılan karikatürü, "o meşhur" ahlaksızca
çizim olduğunu "göz ardı" etmek.
Hakikaten; anlaşılmazdır!
***
O'nun için..
Kimse; lafı eveleyip-gevelemesin..
Ya da bahaneler de üretmesin…
Olabilirlik yüklemesin.
Kasıt.. Ve alenice bir "inlik" söz konusu değil
demesin!…
Haberdar da değiliz diyemezler.
***
Çünkü!
Bu karikatür İslam âleminde infial yarattı.
Türkiye'de öfke seli oluştu…
Ki Diyarbakır'da "Peygambere Sevgi" mitingi
düzenlendi.
Milyonlar sokağa döküldü..
Meydanlarda toplanıp; "o karikatüre" lanet
yağdırdı..
***
Şimdi!
Tüm dünyanın vakıf olduğu..
Tepki koyduğu.
İslam ümmetini "ayağa" kaldıran…
Yeryüzündeki "sağır-sultanın" dahi haberdar
olduğu, bildiği bir karikatürü!
Siz iki kelimeyle..
Üzerinde "hiç bir yazı yoktu" deyip,
"kullandık" özür diliyoruz diyerek, kimseyi inandıramazsınız..
***
Dün yazıya nokta koyarken..
Yani HDP'yi..
Belediyeyi..
Hele ki, seçime girilen bir dönemde "ciddi ve
vahim" noktada sıkıntıya sokan..
Tepki öfkesi oluşturan; "karikatür"
sorgulanmalı, soruşturmalı..
Eğer ki..
Niyet halis ise,
inlik bir durum içermiyorsa; "birilerinin" bedel ödemesi
gerekir..
***
İşte bunları ifade ederken..
Belediye'den..
İkinci bir yazılı açıklama geldi..
Tabi bu kez..
Eş Başkanlar Selim Kurbanoğlu ve Ülkü Baytaş'ın imzası
var…
Bir önceki yazılı açıklama; Kadın Politikalar
Müdürlüğü'nün imzasını taşıyordu..
***
Başkanların beyanında ne deniliyor?
Deniliyor ki?
"Hepimizin hassasiyetlerine dokunan billboardla
ilgili..
Hassasiyeti gözetmeden çalışmayı yapan personelimize
soruşturma başlattığımızı…
Soruşturma sonucunda sorumluluğu tespit edilen
personelimizin görevden alındığını, kamuoyuna saygıyla bildirir…
Yaşanan duygusal kurulmalardan dolayı tekrar
üzüntülerimizi ve özrümüzü sunarız"
***
Peki; bu özür…
Görevden alma; "olup biteni" telafi eder mi?
Duygusal kırılmayı onarır mı?
HDP'nin..
Belediyelerin "bu hassasiyetle" alakalı,
samimiyet bilinmezliğini netleştirir mi?
Bilemiyorum?
Ama bu arıza-i durumun hayli sorgulama ve tepkiler
üreteceğini, zaman alacağını söyleyebilirim.
***
Anlayamadığım bir nokta da!
Böylesi bir çalışma.
Ve Sosyal faaliyeti "en son" Belediye eş
Başkanları görmez mi?
İmza koyup, "evet" başlayabilirsiniz, demez mi?
Bildiğim..
Devlet kurumlarında; "işlem" bu seyre sahip..
Yoksa farklı bir yönetim "sistemi mi" söz
konusu?
Velhasıl.
Saygısızlık çok büyük!
Tepki de dinmiyor..
Nitekim; dün Cuma namazı sonrası cemaat duruma
"lanet" getirdi..
***
ANKETLER NE DİYOR?
Hiç kuşkusuz ki!
Türkiye siyasal tarihinde "ilk defa" bir seçime
yoğun ve sıkıntılı çatışma ortamda giriyor.
Ağır gündemin 1 Kasım seçimlerini nasıl etkileyeceği
merak konusu?
Ki şuan için en kritik ve cevap isteyen soru bu?
7 Haziran seçimlerine yönelik anketleri en az hata payına
sahip araştırma şirketlerinin son anketleri, oy dağılımında dramatik bir
kırılmanın yaşanmadığından söz ediyor.
MetroPOLL'ün, Prof. Dr. Özer Sencar başkanlığında yaptığı
Türkiye'nin Nabzı Ekim ayı araştırmasına bakıyoruz..
Çok da farklı bir tablo yok..
Ankara Katliamı yaşanmadan hemen önce; 4-5 Ekim'de
yapılan ve yeni tamamlanan 2526 denekli anket..
Sonuçlarına göre;
AK Parti yüzde 42.5,
CHP yüzde 26.3,
MHP yüzde 16.3,
HDP ise yüzde 13 oranında oy alacağı tahmin ediliyor.
***
Bu durum...
Eylül ayında yapılan araştırmalar baz alındığında;
"Partilerin alacağı oylarda" dikkate değer bir kayma ve sapma yok..
Peki, tablonun nedenleri ne?
Şöyle sıralanıyor:
• Ülke genelinde yaşanan gelişmeler seçmenlerin oy
tercihlerinde az da olsa değişikliğe neden olsa da 7 Haziran seçim sonuçlarına
kıyasla anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir.
• 7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon görüşmeleri
olumsuz sonuçlanmasına rağmen seçmenler siyasi partilerden "koalisyon
kurma" taleplerini yinelemektedir.
• Partiler arası oy geçişkenliğinin anlamlı seviyede
olmadığı Ekim ayı bulgularına göre AK Partinin artan seviyesinin kaynağının
özellikle 7 Haziran'da sandığa gitmemiş küskün AK Partili seçmen olduğu
görülmektedir.
***
• CHP Eylül ayında koalisyon görüşmelerindeki tavrı
vesilesiyle Eylül ayında yüzde 27.3 seviyesine çıkarmış olduğu oy oranını
muhafaza edememiş görünmektedir.
CHP'de gözlenen 1,3 puanlık yükselişinde ana kaynağının 7
Haziran'da sandığa gitmemiş fakat yerel seçimlerde CHP'ye oy vermiş seçmen
olduğu tespit edilmiştir.
• MHP, Eylül ayında 1 puanlık bir destek kaybı yaşamış
olsa da, Ekim ayında 7 Haziran'da almış olduğu oy oranını muhafaza ettiği
tespit edilmiştir.
• Benzer şekilde, HDP de 7 Haziran'da almış olduğu %13 oy
seviyesine koruyor görünmektedir.
***
Buna göre, muhtemelen sandalye sayısı..
MetroPOLL şöyle hesapmış..
AK Parti 261,
CHP 135,
MHP 77,
HDP 77.
Demek oluyor ki, 1 Kasım'da "koalisyonlu"
hükümet görülüyor..