MEMİŞ'İN İSYANI…
Yunus Memiş…
Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı…
Memur-Sen'in de İl Temsilcisi…
Dün, sosyal medyada bir paylaşım yaptı..
"İsyanvari…"
Ki son cümlesi;
FETÖ terör örgütü yapısına.
Militanlarına..
Ve onun aklıyla hareket edenlere..
"Alayınızı bekliyoruz!"
***
Memiş…
Paylaşımında şöyle diyor…
Tabi ilgili ve yetkili birimleri de uyararak…
15 Temmuz öncesi;
"Darbeyi" bilen, Diyarbakır Bürokratları halen görevde" bulunuyorlar…
Güya…
Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen'i "dizayn" etmeye çalışıyorlar…
***
Memiş ekliyor…
Bürokratları izliyoruz…
Valilik, bürokratları da…
Eğitim-Bir-Sen Eş, özrü-idareci vb atmalara bilmeyerek; "hangi akılla tampon" uygulamaya başladı…
Hayret…
İzliyor ve yaptıklarınızı görüyoruz…
***
Soruyor, Memiş…
"Kimi niye fişliyorsunuz…
Çapsız 'MEM'…"
Yani;
"Milli Eğitim Müdürlüğü idarecilerinin korkaklığına kaldık…
Alayınızı bekliyoruz..
Haydi hayırlısı….!
***
Doğrusu!…
Memiş'in "bıçak kemiğe" dayandı misali; bu çıkışı…
Hele ki..
Daha 17-25 Aralık olmadan..
FETÖ'ye karşı "bayrak" açan..
15 Temmuz sonrası;
Demokrasi mitinglerinin, "öncü" ismi..
***
Günün her saatinde..
Darbeye karşı..
FETÖ terör örgütüne karşı…
Dik durup..
İktidarın, Erdoğan'ın "yanında" yer alarak, mücadele eden…
Kamudaki; "FETÖ" yapılanmasıyla, "her türlü" ortamda, savaş veren biri…
***
Bugün!
"İsyan" bayrağını açıp, çığlık çığlığa..
Bu ifadeleri kullanıyorsa..
Baskı ve libas giydirilmeye çalışıldığını ifade ediyorsa..
En önemlisi..
Böylesi bir dönemde..
Halen FETÖ'cüler "hüküm" edebiliyorsa!
Nüfuzla; "kumpaslar" kurabiliyorsa…
Helal olsun…
***
Ve Devlet-i Âliye de…
Bunu görmüyorsa…
Ya da görmezlikten geliyorsa…
Halen de;
Valilik gibi,
Milli Eğitim gibi; "kurumların" bünyesinde at koşturabiliyorlarsa…
Söylenecek tek söz var…
"Vay ki vay halimize!"
***
SON KARARNAME!
FETÖ..
PKK..
Veya diğer örgütlerle "ilişkili" oldukları nedeniyle…
Ne diyorduk…
Açığa alınmalara,
Gözaltılara,
Tutuklamalara,
Görevden atılmalarına yönelik yürütülen soruşturmalara dair…
Aman ha aman!
Yaşın yanında; "kuru" da yanmasın…
***
Maalesef!
Gün gittikçe, öylesine dehşetengiz durumlar ortaya çıkmaya başladı ki…
Nitekim…
Cumhurbaşkanı Erdoğan bile isyan edercesine söylendi…
"At izi, it izine karıştırıldı" diye…
Aynı minvalde…
Yargısal soruşturmalardaki "sözde itirafçılar" için de çıkış yapmıştı…
"İtiraflarına inanmıyorum."
Aynen de öyle…
***
Baksanıza, son kararnameye!
Akla ziyan!
En baba FETÖ'cüsü...
En baba PKK'lısı…
Dokunulmuyor, göreve iade ediliyor…
Sabah akşam; Erdoğan'a "katil diyen, diktatör diyen" korunup kollanıyor…
Bilakis terfi ediliyor…
***
Ama öbür yanda…
Hiç bir örgütle bağlantısı olmayan…
Kendi halinde…
En sıradan insanın bile; "bu adam mı?" bile tepki koyduğu kişiler…
Tıpkı 28 Şubattaki "fişleme" misali, "kapı önüne" konuluyor..
Bu hal iyi bir hal değil…
Tabiri caizse;
Bürokratik bir "suikast" var…
Hükümetin ve Erdoğan'ın "altı" oyuluyor…
***
İKİ YANLIŞ SÖYLEM!
Ne demişler?
İki yanlış; "bir doğru" etmez…
İki doğru da; "bir yanlış" etmez…
Karması da!
İlkesel olarak; "sonuç" getirmez…
Neyse!
Referandum'a dair; "iki söylem" var…
Ötekileştirici…
***
Bakınız, bazı hayırcılara…
Nasılda, provokatif söylem içerisinde…
Ne diyorlar;
"Evet" diktatörlüktür…
Tek adamdır…
Vatanı, "bölen, parçalayan" zulümkardır…
Sizce; mümkün mü?
***
Yine bazı Evetçiler…
Geri kalır yanları yok…
Onlar da diyorlar ki…
"Hayır" terörizmdir, teröristliktir…
Terör örgütleriyle…
Emperyal güçlerle…
Türkiye düşmanlarıyla; "aynı" cephededir…
Sizce; mümkün mü?
***
Şimdi...
Hal böyle olunca!
Diyebilir miyiz ki…
İki tarafında; "tercihsel" vurgusu doğrudur!
Demem…
Diyene de; "kendine bak" derim…
İki taraf da; "yanlışla, yanlışı" savunuyor…
***
Bırakın…
Karşılıklı "sınıfsal" tanımlamayı…
Karşılıklı suç ve suçlu üretmeyi…
Neden; "hayır" dediğini…
Neden; "evet" demek istediğini; anlatmıyorsun!
Anlat ki; aziz millet "karar" versin…
Sonra da; "sandıkta" tercihini ortaya koysun…
Bunu yapmıyorsun…
***
Soruyorum…
Niye; "kaçamak"
Niye "saldırganlık"
Niye "kafa bulanıklığı”, algı operasyonu?
Deyin bakayım…
Diyemezsiniz…
Çünkü kervanın "trol artıklarısınız" da ondan…
***
Biliyorum!
Yine "çaktı" bize diyeceksiniz…
Böbürleneceksiniz…
Homurdanacaksınız…
Ve diyeceksiniz ki;
Oy rengini belli etti; "evet" diyeceğini söyledi…
Şimdi de; "iki tarafı da" eleştiriyor…
***
Eee…
Bu da bizim mesleğin hakikati…
Doğru ne ise; "onu" söyleyeceksin…
Ne diyoruz…
Net olun…
Samimi olun…
Şeffaf, açık ve alenice "konuşun…"
Karnınızdan konuşmayın…
Ki aziz millet sizi "anlayabilsin.."
***
Kamplaşma…
Kutuplaşma…
Ötekileştirme…
"Benden-senden" kaotik atmosfer "körüklenmesin…"
Yeter artık…
Böl ve parçala; "kavgası" içerisinde olmamız lazım!