Mervani Mescidi!
Bugünlerde bir hayli polemik mevzusu!
Kent eşrafı.
Özellikle,
Tarih ve kültürel değerlerimizle alakalı, fikri beyanı olanlar.
Pek tabi ki,
Araştırma, akademik çalışma içerisinde bulunanlar.
Hepsi.
Bilumum, mevzu üzerinde hem fikir mülahazasında...
Tepki koyuyorlar.
Diyorlar ki;
Mervani Mescidi, “amacı dışında” kullanılıyor.
Yani, Artık kullanılmasın!
***
Nitekim;
Bu kente yaşamış.
Ömür tüketmiş,
Hatta yaşı bir hayli ilerlemiş olan çok kişi şu günlerde soruyor.
Tabi ki bende kendi kendine soruyorum.
Haklı bir şekilde.
Bahse konu;
Mervani Mescidi “neye hikmet, nerede bulunur?” diye
Doğrusu kentin tarihiyle alakalı bilgisi kıt olan biri olarak, bende bilmiyordum önceki güne kadar.
***
Polemik nedeniyle duruma vakıf oldum.
Denilene göre!
Mervani Mescidi, Dağkapı Burcu’nda bulunuyormuş.
Burç’un ilk giriş bölümünde imiş!
Burası, Mervanioğulları döneminde inşa edilmiş.
Tabi ki, orda bir de kabir olduğu biliyoruz.
Tarih kitaplarında;
Mescit 1056 yılında Mervanioğlu Ebû Nasr Ahmed tarafından yaptırılmış deniliyor.
Mevzuuyu, buraya alma gayesiyle biraz araştırma yaptım.
Durum nedir, hakikati var mı, yok mu?
***
Doğrusu,
Pek ciddi belge ve bilgiye ulaşmadım.
Ancak, Diyarbakır’ın,
Tarih ve kültürel değerlerine ilişkin veri bankası denilince ilk akla gelen iki isimle, bazı bilgilere ulaştım.
Ki bunlardan birincisi;
Prof. Dr. Kenan Haspolat.
İkincisi;
Tabi ki, Eğitimci Mehmet Ali Abakay.
Maşallahları var.
Ayaklı kütüphane, bilgi hazinesi mübarekler.
Kitaplar.
Bu yöndeki veri ve dokümanlar “Mescitle” alakalı biraz muğlâk...
Pek dişe dokunur ifade yok!
Bahsediliyor, ama yer noktası belirtilmiyor.
***
Ancak,
Haspolat ve Abakay bu konuda ciddi veri içeriyorlar.
Ayrı bir beyin zenginliğine sahip oldukları için, onların fikriyle.
Zaten.
Mevzuuyu polemik konusu eden, Haspolat hoca!
Önceki gün; Diyarbakır Söz gazetesi!
Pek tabi ki, diğer yerel yayın organları da, haber konusu yaptı.
“Mescid, Meslek Edindirme Kursu” mekânı olarak kullanılmasın.
Asli misyonuna ‘rüc’ü” edilsin diye.
***
Ki bu noktada Haspolat,
Valiliğe ve Vakıflar bölge Müdürlüğüne.
Aynı zamanda;
Diyarbakır İl Müftülüğü’ne de, “resmi” yazışmada bulunmuş...
Demiş ki;
Burası Mervani Mescidi’dir.
1930 yılına kadar, Mescid olarak kullanılmış.
Bilahare bu tarihten sonra, “ibadete” kapatılmış.
Hangi gerekçeyle, belli değil.
O günün, siyaset anlayışından mı?
Yoksa rejimin bildik, “din” hazımsızlığından mı bilinmiyor?
***
Her neyse!
O tarihte, kapatılmış.
80 yıl sonra yani bir kaç yıl önce buraya işlerlik kazandırılmış.
Tabi ki denildiği gibi aslı yapıda değil.
“Mescit” olarak açılmamış.
O tarihte,
İl Valiliği tarafından burası sanat galerisi, meslek kursu gibi “amaç dışı” kullanılmış.
Şimdi deniliyor ki buna son verilsin.
Mervani Mescidi 1930 öncesinde olduğu gibi; “ibadete” açılsın!
***
Kurumlardan,
Haspolat’a bu yönde farklı cevaplar, yansımış!
Kimi;
Restorasyonu sürüyor diye başka adres öne sürmüş.
Kimi de;
Kurumsal olarak bize devri yapıldığında, gerekeni yaparız.
Mescid için; ‘imam atayabiliriz”.
Malumunuz üzre
Ülkemizde bürokrasi’nin hal-i vaziyeti herkesçe biliniyor “bin dereden su getirilir.”.
***
Buarada;
Bir kaç yıl önce de, burası dillendirilmiş.
“Mescid niye amacı dışında” kullanılıyor diye?
O tarihte de, Tarihçi Mehmet Ali Abakay meseleyi konu etmiş.
Yazışma yapmış.
Ve tabi ki, “makale” konusu bile etmiş.
Diyarbakır’ı,
Çevreleyen Tarihi Surlardaki tek “Mescit” burası diye.
***
Doğrusu;
Şuan için şehrin en gözde noktasında bulunuyor.
Şehrin “kalbi” niteliğinde; Dağkapı burcu!
Mescit burada.
Ama velâkin yıllardır “amacı” dışında kullanılıyor.
Kaç kez de; “restore” edilmiş!
***
Neyse ki.
Dün yaşanan tartışmaya İl Valisi Mustafa Toprak nokta koydu.
Hassasiyet gösterdi.
Ve beyanı oldu;
''Burası biz göreve geldiğimizde, daha önce sanat galerisi, turizm ofisi, 'mescit' denilen yer ise SODES projesi kapsamında meslek edindirme kursu olarak açılmıştı.
Nasıl oluyor da benim bilmediğim bir mescit var?
Ancak buna rağmen, eğer orada mescit hükmü geçmişte kullanılmışsa şu andan itibaren orası mescittir.
Geçmişte mescit olarak kullanılma durumu varsa, bilgi belge getirsinler, onarıldıktan sonra orası resen mescittir.
Biz tarihi ve kültürel değerlerin birikimi olan yapıyı şimdi onarıyoruz.
Üst katını İslami Eserler Müzesi olarak düşünüyoruz.''
***
Tabi ki,
Buranın geçmişte, mescit olarak kullanıldığının belgelenmesi gerekiyor.
Şayet bilgi, belge getirilirse!
Burası restorasyon sonrası “resen mescit olarak ibadethane olacak”.
Vali Toprak’ın bir de şartı var.
O da buranın mescit olması halinde 5 vakit ezan okunacak.
Kesinti olmayacak!
Toprak, mevzuuya noktayı koydu.
Bu çağrı ve beklentisine bakalım,
Haspolat hoca bilgi ve belge sunabilecek mi?
Gerçi, Abakay bir yıl önceki makalesinde ifade etmiş!
“Mervanî Mescidi’nin kitabesi var, yerli yerinde duran ve mihrabı ile ortada” diye
***
İnşallah;
Etkili ve yetkili makamları, eldeki belge, bilgi ve dokümanlarla ikna edebiliriz.
Ve Mervani Mescidi böylece ibadete açılmış olur.
Diyarbakır’da,
Tarihi geçmişindeki bir yapı ve değeri kavuşmuş olur.
Bilindiği gibi;
Diyarbakır Surlarında 87 burç bulunuyor.
Bunlardan şuan için, sadece bir ikisi restore edilmiş.
Yani ayakta.
Dağkapı burcunda bulunuyor olması, ayrı bir önem ve tarih içerdiği gibi.
“Turizmin de”,
Alaka göstereceği bir mekân olacağını, ümit ediyorum.
Pek tabi sonuç ne olur onu da hep birlikte göreceğiz.